Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, 1 Eylül’deki adli yılın resmi açılış töreninin yasayla kaldırılacağı açıklamasının ardından başlayan tartışmaya yargı örgütleri de katıldı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun “kendi adli yıl açılış törenimizi yaparız” değerlendirmesinin ardından YARSAV ve Yargıçlar Sendikası da önümüzdeki yıl barolarla ve hâkim savcılarla birlikte alternatif açılış töreni yapacaklarını bildirdiler.
YARSAV Başkanı Murat Arslan, “Adli yılın açılışı siyasi iktidarın hükmetme alanı değildir. Yargı mensuplarına ait bir olgudur. Yargı mensuplarının adli yıl açılışında tören düzenlemeleri için siyasi iktidarın kanun çıkarmasına da gerek yoktur” dedi ve şöyle konuştu:
“Hükümet bu yasayı kaldırırsa biz yargı örgütleriyle aktörleri birlikte kendi alternatif programımızı yapabilecek güce sahibiz. Kendi alternatif adli yıl açılış törenimizi ve kendi tören programımızı yaparız. Adli yıl açılışlarının yasal düzenlenmesine zaten gerek yoktur. Bu nedenle de yasanın kaldırılıp kaldırmamasının da bir önemi yoktur.
'Yasama kabadayılığı'
Her şeyi yasayla çözmeye çalışmak yozlaşan iktidarların hastalığıdır. Literatürde de bunun adı yasama kabadayılığıdır. Siyasi iktidar çok basit sorunlarda bile yasayla çözme yoluna gitmektedir. Ama sonuç itibarıyla yasaların asıl uygulama alanı kamuoyu vicdanını tatmin etmesiyle doğru orantılıdır. Yoksa iktidar kendi siyasal gücünü kullanarak, her şeyi yasayla yapabilir ama bu kamuoyunun tatmin etmediği sürece bunlar geçici bir çözüm ortaya koyacaktır. Sistemle bu kadar oynadığınızda allak bullak edersiniz
Eminağaoğlu: Yargıdaki gelenek ortadan kalkmaz
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da yargıdaki bir geleneğin yasa değişikliğiile ortadan kaldırılamayacağını belirterek, şunları söyledi: "Gelenekselleşen adli yıl açılış törenleri, daha sonra yasada da ifadesini bularak sürmektedir. İktidarın adli yıl açılış töreni hakkında yapabileceği, bir yasa değişikliğine giderek törenin yasada öngörülmesini kaldırmak olabilir. Yoksa yargıdaki bir geleneği asla ortadan kaldıramaz.
İktidar, bu gücüyle yapabileceği şeyler yanında, yapamayacağı şeylerin de olmadığını bilmelidir. Böyle bir yasa değişikliği sonrasında ise, yasama ve yürütme organı mensupları zaten protokol niteliğinde gördükleri törene katılmak zorunluluğunda kalmayacaklardır. Bu ise erkler ayrılığı sisteminde, egemenlik yetkisi kullanan yargıdan, hukuk devleti çerçevesinde gelecek sesin duyulmak istenmediğini gücün, kendi hukukunu yaratıp, yargıdan da sadece o sesi duymak istediğinin bir başka örneği olacaktır."