Gündem

Yargı kararına uymayanları koruyan Hakimler Savcılar Kurulu, AİHM’ye taşındı

23 Ağustos 2022 18:24
Gökçer Tahincioğlu

Anayasa Mahkemesi’nin bağlayıcı kararını uygulamayan ve akademisyen, yazar Mehmet Altan’ı tahliye etmeyerek 5,5 daha cezaevinde kalmasına yol açan hakimler hakkında soruşturma yürütmeyen Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan Altan’ın hak ihlaline uğradığını ve tahliyesinin gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayan hakimler Kemal Selçuk Yalçın, Mehmet Akif Ayaz, Abdurrahman Orkun Dağ ve Seval Alaçam, HSK’ye şikayet edildi.

Ancak HSK, şikayetlere rağmen hakkında soruşturma yürütmediği isimlerden Orkun Dağ’ı Yargıtay üyeliğine seçti, diğer hakimler için de terfi niteliğinde işlemlere imza attı. HSK, Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu’nun itirazları üzerine, kesin olarak şikayetleri işleme koymama kararı verdi.

AİHM’ye taşındı

Çalıkuşu, HSK’nin bu kararını AİHM’ye taşıdı. Çalıkuşu, başvuru konusunda şunları söyledi:

“Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır. Anayasa Mahkemesine bu konuda bireysel başvuru yapılamadığından doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bu bireysel başvuru yapılmıştır. Türkiye yargı tarihinde ilk defa “Anayasayı yok sayan hâkimler hakkında soruşturma izni vermeyen” Hâkimler ve Savcılar Kurulu aleyhine AİHM’ye bireysel başvuru yapılmaktadır.

İki AYM, bir AİHM kararı

HSK, yaptığımız şikayeti “kesin” olarak işleme koymama kararını verdi. Oysa Mehmet Altan hakkında iki Anayasa Mahkemesi ve bir de AİHM kararı vardır. Bu kararlarda ilk derece mahkemesi üyesi olarak görev yapan dört hâkimin Anayasaya direndiği ve böyle bir

yetkilerinin bulunmadığı karar altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 2. Mehmet Altan kararında ismi geçen dört hâkimin Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun Mehmet Altan hakkında verdiği üç hakkın ihlali ve ihlallere derhal son verilmesi, tahliye edilmesi kararını uygulamadıkları ve bu kararı uygulamadıkları gibi denetlemeye kalktıkları da karar altına alınmış, Anayasa mahkemesinin vermiş olduğu ihlal kararlarının başka bir merci tarafından anayasaya veya kanuna uygunluk yönünden denetlenemeyeceğini, aksi yöndeki değerlendirmelerinin anayasal veya yasal bir dayanağının olmadığını bildirmiştir.

Mehmet Altan AİHM kararında ise Yüksek Mahkeme, bireysel başvurulara ilişkin olarak nihai ve bağlayıcı kararlar verme yetkileriyle donatılmış bir anayasa mahkemesinin yetkilerini sorgulaması, hukuk devleti ve hukuki güvenlik temel ilkelerine aykırı olduğunu bildirmiş, dört hakimi ağır eleştirerek Mehmet Altan’ın bağlayıcı ve nihai Anayasa Mahkemesi kararına karşın serbest bırakılmamasını hak ihlali kabul etmiştir.

“Anayasaya direndiler”

Hâkimler ve Savcılar Kurulu bu kararların varlığına ve dilekçe ile ibraz edilmiş olmasına karşın,

“Anayasaya direnerek yargısal faaliyet icra eden dört hakimi korumak adına” Anayasa emrini yerine getirmedi. Böylelikle de yetkilerini anayasadan alan Hâkimler ve Savcılar Kurulu da Anayasa’ya direndi ve Anayasa’ya aykırı karar aldı. Anayasanın 11. maddesine göre Anayasa hükümleri yasama yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Anayasanın 153. Maddesi de bir anayasa hükmüdür. Anayasanın 153.maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin ve herkesi bağlayan bir karar olduğunu bildirmektedir. Anayasa 90. Madde ise AİHM kararlarının uygulanmasını

emreder. Anayasa Mahkemesi kararının ilk derece mahkemeler tarafından kabul edilmemesi, denetlenmesi, gereğinin yerine getirilmemesi, AİHM kararlarının uygulanmaması Anayasanın emrine aykırı davranıştır. Anayasayı yok saymak, anayasaya direnmek demektir.

Yetkilerini Anayasadan alan Hâkimler ve Savcılar Kurulu verdikleri bu karar ile Anayasa’ya aykırı hareket ettiler, anayasal ve cezai suç işleyen dört hâkimi korudular ve bir de bundan sonra Anayasaya aykırı karar alacak Anayasa Mahkemesi ya da AİHM kararlarını uygulamayı ret edecek olası hâkimleri de korumaya aldıklarını “peşinen” duyurdular. 2018 yılından beri devam eden hukuku ve hakkı arama kararı ve ısrarımız ile AİHM’e bu başvuruyu yaptık. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının Anayasa emrine rağmen Anayasaya direnerek yok sayılmasına, bunun önünün açılmasına, yerleşik hale getirilmesine izin verilemez.”