Gündem

Yapay zekâ hayatımızı nasıl şekillendirecek?

"Yapay zekâ çok yakında hayatımızın içinde olacak"

13 Aralık 2016 10:55

Google, Facebook, Apple ve Microsoft gibi teknoloji devlerinin yapay zekâya yaptıkları yatırım, gittikçe daha çok dikkat çekiyor.

Teknoloji sektörü üzerine çalışan araştırma şirketi CB Insights geçen hafta yayımladığı raporunda, 2013 yılında yapay zekaya yapılan yatırımın 700 milyon dolar olduğunu ancak bu rakamın 2015'te üçe katlanarak 2,4 milyar dolara çıktığını açıkladı.

2011 yılından beri yapay zeka üzerine çalışan 140 şirketin satın alındığını belirten CB Insights, bu satın almaların 40'ının bu yıl gerçekleştiğini bildirdi.

Şirketin raporuna göre Google, IBM, Yahoo, Intel, Apple ve Salesforce yapay zekaya en çok yatırım yapan şirketler. Samsung ise yarışa bu yıl yeni girdi.

Distopik bilim kurgu filmlerinin başrolünde olan yapay zeka, ilk başta karanlık bir algı yaratabiliyor.

Yapay zeka teknolojileri üzerine çalışan Deepmind'ın kurucularından Mustafa Süleyman, yapay zekayı anlamak için Hollywood'un yanlış adres olduğu görüşünde.

Google'ın 2014 yılında 400 milyon dolara satın aldığı İngiliz şirketi Deepmind'ın beyin ekibinde yer alan Süleyman, yapa zekanın bürüneceği görünümün filmlerdekinden çok uzak olduğunu düşünüyor:

"Hollywood, savaş, aşk ya da siyaset gibi geçmişte yaşanmış olayları ele almakta başarılı. Gelecekte ne olacağına baktığında sadece daha eğlenceli bir hale getiriyor; ama yansıttığı yapay zeka bizim kurduğumuz sistemlere çok da benzemiyor. Bir filmi izleyip de 'Evet, yapay zeka buna benzeyecek' dediğimi hatırlamıyorum. Eğer burada bir yerlerde bir yapımcı varsa; daha kaliteli bir bilim kurgu filmi yapmanın tam zamanı."

İngiltere'nin başkenti Londra'da geçen hafta düzenlenen, dünyanın önde gelen teknoloji ve girişim etkinliklerinden TechCrunch Disrupt'ın en çok dikkat çeken isimlerden birinin Süleyman olması boşa değil.

Girişimlerin, katılımcılar ve yatırımcılarla bir araya geldiği alanda kurulan standlar arasında dolaşırken yapay zeka üzerine çalışan şirketlerin sayısı azımsanamayacak kadar çok.

Konferansa kulak verdiğinizde en çok yapay zeka, sanal gerçeklik, otonom araçlar, makine öğrenimi (machine learning), veri işleme ve robotlar hakkında konuşulduğunu duyuyorsunuz.

Bu kavramların hepsi birbirine bağlı. Yapay zekanın temelinde, makinelerin verileri işleyerek insanlarda olduğu gibi kendi kendine öğrenme kabiliyeti geliştirmeleri anlamına gelen 'makine öğrenimi' yatıyor. Bir nevi makinelerin insanlaşması anlamına gelen bu durum, Hollywood'un korku filmlerine malzeme oluyor.

TechCrunch Disrupt etkinliğinin ilk konuşmacısı olan Süleyman ise makineleri insanların yaptıkları hataları yapmasına izin vermeyecek şekilde geliştirmekten yana olduğunu aktarıyor.

Süleyman aynı zamanda yapay zekayı iklim değişikliği ve açlık gibi sorunlara çözüm bularak dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için kullanmak istediklerini söylüyor.

Özellikle sağlık alanında yaşanan sorunlara çözüm bulmak arzusuna sahip olan genç girişimci, İngiltere'nin kamu sağlık sistemi kurumlarıyla işbirliği içine gittiklerini anlatıyor.

Deepmind'ın kurucusu, aynı zamanda teknoloji devlerinin yapay zeka alanında yapacağı ortak projeye de dikkati çekiyor: 2017 yılında Microsoft, IBM, Facebook, Amazon ve Google, kar amacı gütmeyen bir organizasyon kuracak. Yapay zeka üzerine çalışacak bu organizasyonda şirketlerin dışında bağımsız uzmanlar da yönetim kurulunda yer alacak.

Google'ın tek ilgi alanı yapay zeka değil.

Şirket, 2013 yılında robot tasarım şirketi Boston Dynamics'i satın almıştı.

Boston Dynamics, bazı robot modellerine yapay zekayı uygulayan bir şirket.

TechCrunch Disrupt'ın en ilgi çekici sunumlarından biri de Boston Dynamics'e aitti.

Boston Dynamics'in kurucusu ve CEO'su Marc Raibert, sahneye robot SpotMini'yi çağırdı.

Eve teslimat için tasarlanan SpotMini, merdivenleri çıkabiliyor, kapıları açabiliyor ve içinde sıvı bulunduran nesneleri taşıyabiliyor.

YouTube sayfalarında beğeni oranının gittikçe yükseldiğini söyleyen Raibert, robotları arkadaş canlısı olarak tasarladıklarını söylüyor:

"Medya sürekli robotların ne kadar korkutucu olduğunu söyleyip duruyor. Bu bağlantıyı ben kuramıyorum."

Bloomberg bu yılın başında yaptığı bir haberde Google'ın Boston Dynamics'i satmak istediğini iddia etmişti.

Raibert, bu konuda bir yorumda bulunmadı.

Yapay zekayı kullanarak şehirlerle ilgili verileri işleyen Gyana şirketinde verileri analiz eden bilim adamı Dominik Seisser etkinliğin katılımcılarından.

BBC Türkçe'ye konuşan Seisser, yapay zekanın teknolojideki yerini 'her çeşit bilgiyi işleme yöntemini değiştirerek noktaları birleştirmek' olarak tanımlıyor:

"Bilgisayarlar çok daha fazlasını yapabilme kapasitesine sahipler. İnsanlar, bir şehir haritasına bakarak üzerindeki her bir parça bilgiyi anlamlandıramazlar."

Seisser, gelecekte yapay zekanın 'hayatımızı çok daha kolaylaştıracağını hatta neredeyse sihirli bir hale' çevireceğini söylüyor.

Geliştirdikleri yapay zekayla insanların duygularını ölçerek bunları sanal gerçekliğe aktaran Emteq şirketinden Charles Nduko ise yapay zekanın tornavida gibi daha çok bir 'araç' olduğu görüşünde.

Bu yüzden Nduko'ya göre kullanan, işleyen ya da anlamlandıran bir insan olmadıktan sonra yapay zekanın çok da bir anlamı yok.

Aynı zamanda doktor olan Nduko'ya göre yapay zekanın ileride kullanılacağı en heyecan verici alan ise sağlık sektörü. Nduko, yapay zekanın birçok hastalığın teşhisinde işe yarayacağı görüşünde...

Yapay zekayı kullanarak çalışanların iş yerindeki verimini artırmayı hedefleyen Eone'un kurucusu George Gericke, insanların yapay zekadan korkmasına işsizlik ile ilgili kaygıların neden olduğunu düşünüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Gericke, yapay zeka yüzünden insanların işsiz kalacağına inanıldığını ve bunun bir parça doğru olduğunu söylüyor. Otonom araçlar yüzünden şoförlerin işsiz kalacağının kaçınılmaz olduğuna dikkati çekiyor.

Gericke'ye göre yapay zeka çok yakında hayatımızın içinde olacak:

"Çok yakında toplumumuz yapay zekaya bağımlı olacak. Güvenlik gibi birçok açıdan hayatımızı kolaylaştıran yapay zeka ürünleri vazgeçilmez bir hale gelecek. Yapay zekanın birkaç yıl içinde büyüyeceğini düşünüyorum. Hiç aklımıza gelmeyen şeyler hakkında bize bilgi vermesi en büyük gücü bence."

Gericke, Süleyman'ın aksine yapay zekanın hakim olacağı bir geleceğin 'tehlikeli' gözüktüğünü söylüyor.

Gericke'ye göre nasıl ki sanayi devrimi bazı kişilerin işsiz kalmasına yol açtı, yapay zeka da aynı etkiyi yaratacak. Ancak Gericke, yapay zeka sayesinde yeni iş alanlarının yaratılacağını özellikle vurguluyor.

Güney Afrikalı girişimci, aynı zamanda yapay zeka ürünü makinelerin karar verebildiğini ama henüz 'ahlaki' kararları veremediğine de dikkati çekiyor.

TechCrunch konferansının girişimler için kurduğu alanda yürürken sanal gerçeklik üzerine iş yapan birçok firmaya rastlıyorsunuz.

Sanal gerçekliği eğitim alanına getiren WeEvolve şirketinden Sujan McGlynn, BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlarken sanal gerçekliğin patlama noktasında olduğunu ve herkesin bu alanda işlere giriştiğini anlatıyor.

McGlynn, üç boyutlu modellemelerin kullanıldığı heykel programlarından korku temasını işleyen oyunlara kadar sanal gerçekliğin kullanıldığını söylerken eğitim sektöründe sanal gerçekliğin yeni bir alan olduğunu vurguluyor.

"Artırılmış gerçeklik" (augmented reality) alanında çalışan şirket Sessio'dan bilim adamı Tomas Westerholm ise sanal gerçekliğin artık gündelik hayatımızın bir parçası olduğunu söylüyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Westerholm'e göre özellikle inşaat sektörü, daha inşaata başlamadan projenin nasıl gerçekleşeceğini kurgulamak için sanal gerçekliğe başvuruyor.

Özellikle Finlandiya'da dahil oldukları bir proje kapsamında hastanenin yapımı sırasında sanal gerçeklik turlarına, projenin ortaklarının, doktorların, hemşirelerin, hastabakıcıların katıldığını söyleyen Westerholm, böylelikle zaman ve para tasarrufu yapıldığını vurguluyor.

Westerholm'e göre böylece olası hatalar önceden anlaşılıyor, daha iyi fikirler ve daha çarpıcı yenilikler getirilebiliyor. Westerholm'ün sanal gerçekliğe dair gelecek öngörüsü ise şöyle:

"Fiziksel ve dijital dünyanın birbirine çok yaklaştığını ve artık neredeyse bir bütün haline geldiğini göreceğiz. Dijitalde her zaman gerçek dünyanın bir kopyası olacak. 'Artırılmış gerçeklik' (augmented reality) en büyük ve ilginç teknolojilerden biri. Bu da bizim görü duyumuzun verilerin hedefi haline geleceği anlamına geliyor. İletişim, mesaj ya da ses yerine tamamen görsel bir hale dönüşecek."