T24 Haber Merkezi
Zonguldak’ta geçen yıl yanmış cesedi bulunan Afganistan uyruklu madenci Vezir Mohammad Nourtani’nin ölümüne ilişkin 3’ü tutuklu 6 sanığın yargılandığı davada mahkeme, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'ndan nihai rapor alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Nourtani'nin ölümünden önce mi yoksa öldükten sonra mı yakıldığı hazırlanacak raporla netleşecek. Öte yandan mahkeme, Koç Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve ekibinin hazırladığı bilimsel mütalaa raporunun incelenmesine karar verdi.
Bugün üçüncü duruşması görülen davada mahkeme, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'ndan nihai rapor alınmasına karar vererek duruşmayı 20 Aralık'a erteledi. Öte yandan tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Olay, 10 Kasım 2023'te Kırat Mahallesi Koca Osman Sokak'ta meydana geldi. Yoldan geçenler, yandaki ormanda yanmış cesedi fark edip, ihbarda bulundu. Gelen ekipler tarafından, benzin dökülüp yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesi'nin morguna götürüldü. Cesedin kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani'ye ait olduğu belirlendi. Otopside Nourtani'nin 9 Kasım'da öldüğü tespit edilirken, ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi.
Afgan madencinin cenazesi, 11 Kasım'da toprağa verildi. Nourtani'nin çalıştığı kaçak maden ocağının sahipleri Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın (52) tutuklandı. Ocak çalışanları S.K. (28), E.D. (22) ve kömür ticareti yapan A.Ç. (46) adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bilimsel mütalaa hazırlandı
Afgan madencinin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Koç Üniversitesi Adli tıp Anabilim Dalı’na başvurarak Nourtani’nin ölüm sebebini, yaralanmasının olup olmadığını, diri mi yoksa ölü olarak mı yakıldığı, olayın oluş şekli ve eksik husus olup olmadığını sorarak bilimsel mütalaa raporu talep etti. Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz ve ekibinin yaptığı çalışmayla 19 sayfalık rapor hazırlandı.
Afgan madencinin soluk borusunda is ve kanında karboksihemoglobin bulunmamasını değerlendiren raporda, “Bunların varlığı durumunda kişilerin yangın ortamındayken canlı olduğu tanısı konulabildiği ancak bunların olmamasının kişilerin yangın ortamındayken ölü olduğunu kesin olarak göstermeyeceği, yalancı negatiflik olabileceği, bu nedenle Adli Tıp Kurumu 1’inci İhtisas Kurulu’nun ‘ölüm sonrası yakılmış olduğu’ şeklindeki görüşünün kesin bir tanıyı yansıtmadığı” ifadeleri kullanıldı.
Duruşma 20 Aralık'a ertelendi
Vezir Mohammad Nourtani’nin cansızken yakıldığına değinilen iddianamede, 6 şüpheli hakkında ‘İştirak halinde kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istemiyle açılan 3’ü tutuklu 6 sanığın yargılandığı dava Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3’üncü duruşmada Nourtani’nin eşi Qamer Gül Meliki ile taraf avukatları ve tutuksuz sanıklar A.Ç. ile E.D. hazır bulunurken tutuklu Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık S.K. ise katılmadı. Duruşmada Afgan aileye destek vermek için DEM Parti Milletvekili Özgül Saki, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ve Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı duruşmaya geldi.
Avukat Şeker: Dosyanın gidişatı değişmiş durumda
Duruşmada söz verilen ölen madencinin eşi Kamer Gül Meliki, sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker, dosyaya sundukları Koç Üniversitesi’nden alınan ‘Ölüm sonrası yakıldığı kesin değil’ yönündeki bilimsel mütalaa raporunun dosyanın seyrini değiştirdiğini belirterek, “Dosyanın gidişatı değişmiş durumda. Dosya içinde yeterli deliller bulunmadığı ve ölümün açıklanamadığı ortada. Bir kişi yarı bilinçli iradesi kırılmış vaziyette bir offroad aracın bagajında saatlerce gezdirilmiş, bira, viski tuzlu fıstık alınıyor. Ormanda alem yapılıyor. Kafalar güzel olunca hadi biz bunu yakalım. Diri diri yakılan Afgan madenci hayata veda ediyor” dedi.
“İnsanlığa karşı suçlar çerçevesinde değerlendirilmeli”
Nourtani’nin cesedinin tanınabilir olduğu ancak sadece böbrek ve pankreasının bulunduğu alanda yanıkların derinleştiğini ifade eden Avukat Şeker, “Olaydan önce de eşi aranıp 20 bin dolara böbrek talebi yapılıyor. Sonra sadece bu kısmı yanmış. Bu nedenle sanıkların birlikte faillikten canavarca hisle tasarlayarak öldürme ve mümkünse insanlığa karşı suç çerçevesinde de değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde emsal oluşturacak bir dosyayı inceliyorsunuz. İnfazla 24 yıl, indirimle 18 yıl ceza alacaklar. Sanıklar 6 yıl kapalı cezaevinde kalıp hayatlarına devam edecekler. Sanıklara ‘insanlığa karşı suçlara’ ilişkin maddenin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanınarak bu suçtan da cezalandırılmalarını talep ederiz” diye konuştu.
Hakan Körnöş: İlkyardım konusunda deneyimliyim
Suçla alakası olmadığını öne süren kaçak ocak sahibi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Hakan Körnöş, “Rahmetlinin ölümüyle, bu olaylarla alakam yoktur. Ben hayata dönmesi için elimden geleni yaptım. İlkyardım konusunda deneyimliyim daha önceden de 2 kişinin hayatını kurtarmışımdır. Benim kasti bir suçum, eylemim yoktur. Ailem ve küçük yaşta çocuklarım var. Onlarla bakmakla yükümlüyüm beraatimi ve tahliyemi talep ederim” dedi.
Körnöş’ün avukatı Cem Bektaş ise dosyadaki adli tıp raporunun net olduğunu belirterek, “Adli tıp raporu ölümün yanarak meydana gelmediğini söylüyor. Diz kapaklarının altında kırıklar olduğunu daha önce söylemiştik. Organ kaçakçılığına yönelik iddialarda ise adli tıp böbreğin ayrıştırılamadığını söylüyor. Yani yandığı için diğer organlardan ayrıştırılamadı. Tanık olarak dinlenen başka bir Afgan işçi ise kendisine böbrek teklifi yapılmadığını söyledi. Adli tıp raporu 9 uzman tarafından verilmiştir, resmidir. Diğer bilimsel mütalaa özel olarak alınmıştır. Katılan vekilinin beyanlarını kabul etmiyoruz” dedi.
Organ kaçakçılığı iddialarını reddeden tutuksuz sanık A.Ç., “Böbrek işinde olsak paramız olurdu. Hesaplarımda 3 kuruş para yok. Hiçbirimiz okumuş değiliz, doktor değiliz nasıl alalım böbreğini? Savcılığa gelip yaşananları bildirdim” dedi.
“Bilimsel mütalaa yok hükmünde”
Bilimsel mütalaanın yok hükmünde olduğunu söyleyen tutuklu sanık Ahmet Aydın’ın avukatı Ali Aygün, “Bilimsel mütalaa yok hükmündedir. Esasa etkisi yoktur. Adli tıp raporu kesin ve nettir. Mütalaanın bu celse verilmesini, verilmeyecekse suç vasfının lehe değişme ihtimali kuvvetle muhtemel olduğu düşünülerek ölçülü olacağı gözetilerek müvekkilin adli kontrol tedbirleriyle birlikte tahliye edilmesini talep ederiz” diye konuştu.
Sanık avukatı: duygusal davranamayız
Avukat Aygün, tahliye talep ettiği savunmasında, “Bir insanın cansızken de yakılması çirkin. Fakat olan olmuş. Adli Tıp Kurulu raporuyla da netleşti, ölü olduğu. Duygusal davranamayız. Eylem öldükten sonra gerçekleşmiş. Sadece ‘suç ve delillerini yok etme’ kapsamında olur. Müvekkilin ocakla da ilişkisi yok” dedi.
Suçlamayı reddeden tutuklu sanık Enver Gideroğlu, “Böbrek madende alınacak şey değil. Madende böbrek alma olanağı yoktur. Maden de benim değildir. Tahliyemi talep ederim” ifadelerini kullandı.
Savcı, eksiklerin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan yeniden rapor alınmasını ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Sanık avukatları, suç vasfının değişme ihtimalinden dolayı müvekkillerinin tahliye edilmesini talep etti.
Desteğe gelenlere sanık yakınlarından tepki
Adliye çıkışında Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı adına açıklama yapan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki’nin konuştuğu esnada, sanık yakınları gruba tepki göstererek saldırı girişiminde bulundu. Taraflar arasında itişmeler yaşanırken, gruba küfür edildi. Yaşlı bir kadın, ‘Biz onlara ekmek veriyoruz, ekmek’ derken avukat Kerim Bahadır Şeker, ‘Ekmeği yakarak mı veriyorsunuz’ diyerek tepki gösterdi. Polis ekiplerinin araya girmesiyle tartışma büyümeden sona erdi.
Bugün üçüncü duruşması görülen davada mahkeme, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'ndan nihai rapor alınmasına karar vererek duruşmayı 20 Aralık'a erteledi. Öte yandan tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Ne olmuştu?Kırat Mahallesi'nde yol kenarındaki ormanlık alanda 10 Kasım 2023'te yanmış halde bulunan cesedin, iki gün önce öldüğü anlaşılan 3 çocuk babası Afganistan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani'ye (50) ait olduğu belirlenmişti. Soruşturma kapsamında, ruhsatsız işletildiği iddia edilen maden ocağı sahiplerinin de aralarında bulunduğu 6 şüpheli gözaltına alınmıştı. Zanlılardan A.A, E.G. ve H.K. tutuklanmış, E.D, A.Ç. ve S.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Ruhsatsız ocakta çalıştığı öne sürülen Nourtani'nin, iş sırasında fenalaşıp hareketsiz kaldığı ve buradan araçla ormana götürülüp benzin dökülerek yakıldığı iddia edilmişti. Nourtani'nin cesedinin bulunmasından 4 gün önce jandarma ekiplerince ruhsatsız çalıştırıldığı belirlenen maden ocağının, patlayıcıyla kullanılamaz hale getirildiği fakat zanlıların yeni giriş açarak maden ocağını yeniden faaliyete soktuğu tespit edilmişti. |
Şans Eseri: Üvey kızı ile evlenen Woody Allen’ın filmlerini sanatçıdan bağımsız izleyebilir miyiz? |