Gündem

WN: Türkiye ile silah ticareti Gabriel'in elini yakıyor

Alman basınında Türkiye'nin Afrin'e düzenlediği "Zeytin Dalı Harekâtı" bağlamında Almanya'nın Türkiye'yle yaptığı silah ticareti ve bunun Alman siyasetindeki yansımalarıyla ilgili yorumlar ön plana çıkıyor.

25 Ocak 2018 03:56

Münchner Merkur'de Türkiye'nin Afrin harekatı çerçevesinde, Kürtlerin de Türkiye gibi Alman silahlarına sahip olduğuna dikkat çekilerek durumun karmaşıklığına vurgu yapılıyor:

"Şimdi koparılan yaygara tabii çok büyük. Her şeyden önce Türkler, Suriye'de Alman tanklarıyla (Alman silahlarıyla kuşanmış) Kürtlere saldırıyor. Bir refleks olarak da Türkiye'ye yapılan tüm silah ihracatını durdurma talebi gündeme geliyor. Bu kulağa güzel ve doğru geliyor ancak birazcık naif. Hoşumuza gitmiyor olsa bile, devlet toprağının savunulması federal hükümetin temel görevlerinden biri. Bu bağlamda hükümet diğer ülkelerle güvenlik ittifakları kurmak ve ortak birlikleri uygun biçimde silahlandırmak durumunda. Ve yeniden NATO ortağımız Türkiye ve silahlarını IŞİD'e karşı sürdürdüğü önemli savaşta elde eden Kürtlere dönüyoruz. Bu durum, işin basit yanıtlarla çözülemeyecek kadar zor olduğunu gösteriyor."

Karlsruhe'de yayınlanan Badische Neueste Nachrichten'da, silah ihracatının da Alman güvenlik politikasının bir unsuru olabileceğine dikkat çekiliyor:

"Artış gösteren silah ihracatıyla ilgili çıkarılan yaygara realiteden uzak olduğu kadar naif de aynı zamanda. Aynı şekilde Türkiye'nin Suriye'de Almanya'dan satın aldığı tanklarla savaşıyor olması telaşesi de. Federal hükümetin kamuoyuyla saklambaç oynamaktan vazgeçmesi gereken an geldi: Silah ihracatı da pekala Alman güvenlik politikasının bir parçası olabilir. Bunu açıkça konuşma konusunda cesur olunması gerekiyor. Aksi takdirde insan, aynen şimdi Hristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti arasında yaşandığı gibi, kendi yarı gerçeklikleri kapanına kısılır."

Münster'de yayınlanan Westfälische Nachrichten'da Almanya'da baş gösteren silah ticareti tartışmalarının Sosyal Demokrat Partili (SPD) Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in "elini yaktığı" yorumunda bulunuluyor:

"Silah ticareti tartışmalı bir konu. İnsanın kolayca elini yakan cinsten. Sigmar Gabriel de tam da şu sırada bunu deneyimliyor. Aynen Türkiye'ye satılan Leopard 2 tanklarında olduğu gibi, Almanya'nın kriz bölgelerine yaptığı silah ihracatı, dışişleri bakanını bir açıklama yapmak zorunda bırakıyor. İlticaya neden olan faktörlerle yerinde mücadele etmek ama aynı zamanda giderek artan miktardaki silahı dünyanın bu ana kriz bölgesine satmak isteyen bir büyük koalisyon nasıl değerlendirilmelidir? Sosyal demokratlar için bu tartışma, talihsiz bir zamanda gündeme geldi. Bu durum yeniden büyük koalisyon kurulmasına karşı olan herkesin eline bir koz veriyor. SPD'nin de başına gelmedik şey kalmadı."

Leipziger Volkszeitung'ta yer alan yorumdaysa Suriye'deki gelişmeler ışığında bir Kürt devletinin kurulup kurulamayacağı sorusu masaya yatırılıyor:

"Kürtlerin kendi devletine sahip olmasını engellemek de bir hataydı. Nüfusu yaklaşık 30 milyonu bulan Kürtler bugün dünyada bu kaderi yaşayan en büyük halk. Türkiye'nin yeni harekatı da Kürtlerin kendi devletlerine sahip olma çağrılarını dindiremeyecek. Bundan 100 yıl önce bir Kürt devleti kurmak bugüne göre daha kolay olurdu. Ancak bu konu dünya siyasetinin kördüğümü haline geldi. Gereğinden fazla devlet işe burnunu sokuyor, gereğinden fazla soruysa hala cevapsız. Yeni Kürt devletinin sınırları tam olarak nereden geçer? Kürtlerin bu durumda hangi petrol kaynaklarına erişimi olur? Irak, Suriye ve Türkiye hangi topraklardan vazgeçmek zorunda kalır ve bunun bedeli ne olur?"

BÜ/DÇÜ/ÖA

© Deutsche Welle Türkçe