Gündem

Wimbledon Tenis Turnuvası'nda son 50 yılda neler değişti?

Tam 50 yıl önce Grand Slam turnuvalarında profesyonel oyuncularının da yer almasına izin verilmeye başlandı. Bu, Wimbledon Tenis Turnuvası'nın tarihinde de bir dönüm noktası oldu. 1968'den turnuvada nelerin nasıl değiştiğini grafiklerle anlattık.

04 Temmuz 2018 08:12

1968, dünyada siyasi ve askeri seçkinlere karşı isyanın ve devrimlerin yılıydı. Aynı yıl teniste de bir devrim yaşandı.

50 yıl önce profesyonel tenis oyuncularının da Grand Slam turnuvalarında yer almasına izin verildi ve "Açık dönem" adıyla anılan sürecin başlamasıyla çağdaş tenisin görünümü değişti.

Bu döneömin 50. yılında, Wimbledon Tenis Turnuvası'nın 1968'den bu yana nasıl değiştiğini inceledik.

1968'e kadar tenis amatör ve profesyonel olarak oynanıyordu, bu da tenisten para kazanan sporcuların Grand Slam turnuvalarında yer alamaması anlamına geliyordu.

Ancak amatör tenis oyuncularına diğer turnuvalarda gizlice para ödendiği çoğu kişinin bildiği bir gerçekti.

Hatta İngiltere Tenis Federasyonu yetkilisi Derek Penman 1967'de, "Amatör sporcular çok sayıda turnuvada büyük harcırahlar talep ediyor ve bu paraları alıyorlar. Teniste dürüstlüğü sağlamak için harekete geçmeliyiz" demişti.

Wimbledon Tenis Turnuvası'nın resmi haklarının sahibi olan, turnuvanın organize edildiği tenis kulübü All England Club'ın Başkanı Herman David 1959'da turnuvanın profesyonel oyunculara da açılmasını teklif etmiş ama bu öneri reddedilmişti.

Sonunda güçlerini birleştiren All England Club ve İngiltere Tenis Federasyonu, nihayet Uluslararası Tenis Federasyonunu ikna edip, profesyonel oyuncuların da turnuvaya girebilmesini sağladı.

Böylece profesyonelliğin ve ödül parasının artmasını beraberinde getiren Açık Dönem başladı.

1968'de tek erkekler şampiyonu Rod Laver'ın aldığı ödül, bugünkü parayla 30 bin sterline (184 bin TL) denk geliyor.

Tek kadınlar şampiyonu Billie Jean King ise bugünkü değerlerle 11 bin sterlin (68 bin TL) aldı.

Teklerde 12 kez Grand Slam şampiyonu olan King, teniste kadın erkek eşitliğinin sağlanması için mücadele eden öncülerden biriydi ve sonunda Grand Slam turnuvalarında kadın ve erkeklere eşit ödül parası verilmesini kabul ettirmede etkili oldu.

Wimbledon'da 2007'de kadın ve erkek şampiyonlara eşit ödül parası verilmeye başlandı.

1968'de Merkez Kort, tenis sporunun en önemli mekanlarından biriydi. 50 yıl sonra, hala öyle.

Çim kortun kendisinin ölçüleri pek değişmese de, etrafı çok değişti.

Seyirci kapasitesi 1968'den bu yana beş bin daha arttırıldı ve 2009'da açılıp kapanabilen bir çatı eklendi.

Yeni çatıyla birlikte, tribünlerde de değişiklikler olurken, Merkez Kort'un asmalarla kaplı duvarları ya da koltukları değişmedi.

All England Club'ın baş bahçıvanı Martyn Falconer, "Eski asmaları söküp, yenilerini baştan ekmek zorunda kaldık" dedi.

1968'de, Merkez Kort'un bir komşusu vardı: Eski Kort 1.

Merkez Kort'un batısında kalıyordu ve yerini 1997'de Merkez Kort'un kuzeyinde kalan 11 kapasiteli yeni bir kort aldı: 1 numaralı kort.

1968'den bu yana 2, 3, 12 ve 18 numaralı kortlar inşa edildi.

All England Club yıllar içinde bir dönüşüm içine girerken, İngiliz spor deneyiminin olmazsa olmazı, bir parça yağmur, hiç değişmedi.

Wimbledon'da ödül parasının miktarı kayda değer derecede artsa da, kupa ve sunuluş biçimi pek değişmedi.

Tek erkekler şampiyonu yine ilk olarak 1887'de verilen altın yaldızlı gümüş Challenge Kupasını, kadınlar şampiyonuna ise ilk olarak 1886'da verilen büyük gümüş tabağı alıyor.

50 yıl önce olduğu gibi kupaları All England Club'un Başkanı, 1968'de Kent Düşesi Prenses Marina, bugün de oğlu Kent Dükü Prens Edward veriyor.

Tek kadınlar kupasını alan Bille Jean King ve Garbine Muzurunga'nın fotoğrafları arasında bir benzerlik daha var: Beyaz kıyafetler.

1963'ten bu yana Wimbledon oyuncuların büyük ölçüde beyaz giyinmesinde ısrar ediyor. Kurala 1995'te "neredeyse tamamen beyaz" tanımlaması yapılarak açıklık getirildi.

Wimbledon kurallarında "Komitenin uygun olmayan bir şekilde giyindiğine karar verdiği sporcular hükmen mağlup sayılabilir" deniliyor.

Tenis, dünya genelinde profesyonel turnuvalar düzenleyen ATP ve WTA sayesinde daha küresel bir spora dönüştü.

İlk turda Wimbledon'a katılan farklı uluslardan sporcuların sayısı arttı.

Turnuvayı ayrıca 50'den fazla ülkeden gazeteci izliyor.

2017'de turnuvayı izleyen 350 İngiliz gazeteciyi, ABD 47 gazeteciyle takip etti.

Fransa, İtalya, Japonya, Almanya, İsviçre ve İspanya'dan ise 20 ila 31 gazeteci vardı.

Yüksekteki sandalyesinde oturan Baş Hakem hala kuralları uygulayan başlıca yetkili.

Ancak bunu yaparken kullandıkları araçlar artık çok farklı.

Puanlama yapılırken bilgisayarlar kullanılıyor ve ağdaki sensörler uyarı veriyor.

Ama en büyük değişiklik elekronik değerlendirme sistemiyle geldi.

Hawk-Eye (Şahin gözü) teknolojisi 2007'de Wimbledon'da kullanılmaya başlandı ve böylece oyuncular çizgi kararlarına itiraz edebiliyor.

1968'de Wimbledon'da 100'den az top toplayıcı çocuk vardı.

Çocuklar Shaftesbury Homes'dan, koruyucu ailelerdeki çocuklara yardım eden bir hayır kurumunda geliyordu. Hepsi All England Club'ın renkleri olan yeşil ve mor şort ve tişörtler giyiyordu.

1977'de kız çocuklarının da top toplayıcı olmaya başlamasıyla top toplayıcı sayısı 250 civarına çıktı.

Londra'daki çeşitli okullardan seçilen top toplayıcı erkek ve kız çocukları şimdi yeşil çizgili koyu mavi şort ve tişörtler giyiyorlar.