Gündem

Washington bocalıyor, Ankara bastırıyor

Türkiye ve ABD’nin, gelecek aylardaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde “stratejik ortak” pozisyonlarını koruyamayacağı öngörülüyor.

01 Haziran 2010 03:00

T24 - Yıldız Yazıcıoğlu - Washington


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, New York’ta Birleşmiş Milletler’de İsrail’in Mavi Marmara Gemisi’nde neden olduğu ölümlere “mazeret yok” mesajını verdikten sonra bugün Türkiye saatiyle 18.15’te ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Washington’da görüşecek. Bu görüşme öncesinde Washington’un, tüm ABD’de resmi tatil olan “Memorial Day” nedeniyle İsrail’in Gazze’ye yönelik ambargoyu kırmak amacıyla insani yardım malzemeleri taşıyan gemiler konusunda sessiz kalmayacağı bilinmesine rağmen “hazırlıksız yakalanmış” tavrı sürüyor. Davutoğlu – Clinton görüşmesinde sürpriz tavır değişikliği olmazsa İran konusunda “farklılaşma” içinde olan Türkiye ve ABD’nin, gelecek aylardaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde “stratejik ortak” pozisyonlarını koruyamayacağı öngörülüyor.


Washington, “think-tank” olarak adlandırılan düşünce kuruluşları nedeniyle “uluslararası ve ulusal politik senaryolar” başkenti. Burada görevdeki veya emekli politikacılar, askerler, akademisyenler, diplomatlar dünya ülkeleri ve ilişkileri hakkında görüşlerini dile getirdikleri toplantılar yanında öneri ve analizlerini raporlar halinde de Amerikan Kongresi’nden medyaya ilgililerine sunuyorlar. Bu bakımdan Washington’da “Türkiye, İsrail’in Türk bayraklı bir gemiye saldırısı sonrasında BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yönelik yaptırımlar uygulanması gibi konularda nasıl tavır alacak?” gibi analizlere başlandığını yazmamız yanlış olmayacaktır. Ancak Washington, İsrail’in söz konusu gemileri “Hoş geldiniz” diye karşılamayacağı günlerdir konuşulmasına rağmen Türkiye’nin sert tepkisi ve Amerika’dan benzer yönde tepki beklentisi karşısında “bocalama” tutumu sergiliyor. ABD tarafınca dün gün boyunca yapılan açıklamalarda sivil ölümlere “İsrail güvenlik endişesi” ifadeleriyle gerekçelendirme çabası dikkat çekti.


ABD, üç günlük tatile iç politikasına fazlasıyla dönük olarak başladı. Başkan Barack Obama, CNN başta olmak üzere ulusal medyada ana gündem maddesini oluşturan BP’ye ait petrol kuyusundaki sızıntı dolayısıyla Meksika Körfezi’nde yaşanan kirlenmeyi yerinde incelemek üzere bölgeye gitmişti. Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden, dünü “Memorial Day” olması dolayısıyla askeri törenlerde geçirdi. Bu çerçevede, İsrail’in sivillere saldırısıyla dikkatler ülke dışına “kısmen” çevrilirken; Obama’nın, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile telefon görüşmesinde “kaygı” ifadeleri ise sadece Türkiye değil uluslararası kamuoyunu “ikna edici” olmaktan çok uzak görünüyor.


Davutoğlu’nun, dün New York’ta BM çatısı altında yaptığı konuşmasındaki Türkiye’nin İsrail’den beklentileri konusu yanında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşmesinde, “ABD’nin tavrından hayal kırıklığı duyulduğu” görüşünü ifade etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Davutoğlu’nun, “İran’a yaptırımlar uygulanması konusunda sert açıklamalar yapan ABD’nin İsrail’e yönelik de tutum alması gerektiği” yönündeki Türkiye yaklaşımını ifade edeceği söyleniyor. Ancak Davutoğlu’nun, Clinton’u ve dolayısıyla da Obama yönetimini ABD – İsrail ilişkileri tarihi dikkate alındığında Türkiye’nin beklentisi yönünde harekete geçirmesi en basit ifadeyle zor görünüyor.


Davutoğlu’nun Clinton ile Türkiye saatiyle 18.15’te görüşmek üzere geleceği Washington’dan 22.00’de ayrılması ancak öncesinde basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor.



CNN’nin “sanal kamuoyu” uyarısı


Bugünkü gelişmeler öncesinde düne ilişkin son notu CNN’den aktarabiliriz. CNN’in Orta Doğu analizleriyle tanınan Dış Haberler Editörü Christiane Amanpour’un ABC transfer olmasıyla birlikte dün ekranda uzman muhabir Octavia Nasr, İsrail’in saldırısını değerlendiren isim oldu. Nasr’ın değerlendirmesindeki dikkat çekici husus ise, İsrail’in gemi baskını konusunda, başta İslam ülkeleri olmak üzere dünya kamuoyundan ciddi tepkiler almayı sürdürmesini “internet” teknolojisinin kullanımına bağlamasıydı. Nasr, saldırı anı görüntüleri de dahil olmak üzere İsrail’in sivil ölümlere yol açmasıyla ilgili sadece medya kuruluşlarına ait internet sitelerine değil sosyal paylaşım sitelerine binlerce mesaj yağmaya başladığını ve bunun binlercesini tetikleyeceğini kaydetti.