Dünya

Vize işlemlerinde özel şirket eli: Veriler güvende mi?

Almanya’ya gelmek isteyenler vize başvurularını giderek daha fazla oranda konsolosluklar yerine özel şirketlere yapmak zorunda kalıyor. Bu uygulama, kişisel verilerin güvenliği konusunda kaygı yaratıyor.

26 Ekim 2017 19:25

Alman Dışişleri Bakanlığı, vize başvuruları için gereken işlemlerin giderek artan oranda Alman büyükelçiliklerinin ilgili konsolosluk birimleri yerine özel şirketler tarafından yapıldığını doğruladı. Konuyla ilgili ekim ayı içerisinde Alman Tagezeitung gazetesinde bir haber yayımlanmış, haberde sürecin riskli olduğu iddia edilmişti. Bakanlık sözcüsü DW'ye yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın VFS Global adlı şirketle anlaştığını söyledi. Hindistan menşeli bir şirket olan VFS Global, Almanya'nın talebi doğrultusunda, Schengen Bölgesi için dokuz ayrı ülkeden vize başvurusunda bulunan kişilerin pasaportlarını ve biyometrik verilerini topluyor. Bakanlık sözcüsünün verdiği bilgilere göre, Almanya Dışişleri Bakanlığı, 18 ülkede bu alanda hizmet veren 5 şirket ile işbirliği yapıyor. Bunun yanı sıra 14 ülkede daha bu hizmeti veren şirketlerle işbirliği yapılması planlanıyor.

Vizeyle ilgili hizmetleri özel şirketlerin üstlenmesi dünya çapında yaygınlaşan bir uygulama. Birçok ülke bu şekilde, maliyeti azaltmayı ve sayısı giderek artan vize başvurularının işleme alınmasını sağlamayı hedefliyor.

Sistem nasıl işliyor?

Başvuruda bulunanların belgelerini, vize başvuru merkezlerine vermesi gerekiyor. Bu firmalar da, belgeleri büyükelçilikler ve konsolosluklara iletiyorlar. Verilen belgeler arasında, pasaportlar, kişisel bilgiler ve hatta parmak izi ile diğer biyometrik veriler de bulunuyor. Başvuruda bulunanların vize ücretinin yanı sıra bu şirketlere de hizmet ücreti ödemesi gerekiyor.
2001 yılında kurulan VFS Global, bu alanda piyasasının öncüsü konumunda. İnternet sayfasındaki bilgilere göre, şirketin müşterileri arasında 56 hükümet bulunuyor. 129 ülkede, 2 bin 377 merkezde hizmet veriyorlar. Bugüne kadar şirkete yaklaşık 154 milyon vize başvurusu yapıldı.

VFS Global'ın sözcüsü Peter Brun DW'ye yaptığı açıklamada, vize işlemlerinin idari bölümünün dışardan hizmet veren bir kuruluşa verilmesinin hükümetler ve vergi mükellefleri için daha ucuza geldiğini söyledi. Burn, "büyükelçiliklerin bunun için altyapı oluşturmasına, uzun kuyruklara veya çok sayıda gişeye gerek kalmadığına” dikkat çekti.

Uygulamaya ilişkin endişeler

Ancak bazı siyasetçiler bu uygulamaya kuşkuyla yaklaşıyor. Yeşiller partili milletvekili Omid Nouripour Die Tageszeitung'a yaptığı açıklamada, "Bu işlemlerin fason olarak yaptırılmasıyla devlet rüşvete son derece açık olan bir alan üzerindeki denetimini tamamen kaybettiğini” savundu.

VFS Global'in sözcüsü Peter Brun ise şirket içinde yolsuzluk yapılmasının "mümkün olmadığını” vurguladı. Brun, "Bize nasıl rüşvet verilebilir ki? Biz karar vermiyoruz. Biz sadece, başvuruda bulunanlar bütün formları eksiksiz olarak doldurmuş mu, gerekli bütün belgeler mevcut mu diye bakıyoruz” dedi. Brun, "Bir başvurunun daha çabuk işleme konmasında da etkili olmadıklarını” sözlerine ekledi.

Bu uygulamanın eleştirilmesinin bir diğer nedeni ise kişisel verilerin özel bir şirkete veriliyor olması. 2007 yılında VFS Global ve İngiliz Büyükelçiliği tarafından işleme alınan 50 bin vize başvurusu, yanlışlık sonucu internette yayınlanmıştı.
Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen DW'ye yaptığı açıklamada, devlet tarafından yürütülen vize işlemlerinin alternatifi olmadığını vurgulayarak, ancak bu şekilde keyfi tutumun engellenebileceğini ve güvenliğin sağlanabileceğini belirtti. Vize işlemelerinin mevcut hukuk çerçevesinde devletin güvencesi altında yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Dağdelen, vize konusunda giderlerde tasarruf edilmesi veya özel şirketlerin faydasının söz konusu olmaması gerektiğini belirtti.
Sevim Dağdelen, bunun yanı sıra Avrupa Birliği mevzuatına göre vize başvurusunda bulunulması için gereken randevunun ücretsiz olarak iki hafta içinde ve özel bir şirket aracılığı olmaksızın verilmesi gerektiğini hatırlattı. Dağdelen, özel bir şirketin görevlendirilmesinin sadece istisnai durumlarda mümkün olduğunu belirtti.

Veriler Avrupa'daki sunuculara kaydediliyor

Ancak Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu yöndeki kaygıları paylaşmıyor. Bakanlık sözcüsü, "Başvuruların içeriğinin incelenmesi, karar ile Schengen Bilgi Sistemi'ne ve vize etiketlerine erişim yetkisi sadece Almanya'nın dış temsilciliklerindeki ilgili çalışanlarında bulunuyor” açıklamasında bulundu.

VFS Global sözcüsü Brun, firmanın vize başvurularıyla ilgili olarak sadece idari işleri üstlendiğini vurguladı. "İşi veren hükümet sürecin nasıl işlemesi gerektiğini belirliyor” diyen Brun, "Biz verileri işleme koymak ve daha sonra büyükelçilik ve konsolosluğa iletmek üzere alıyoruz. Başvurunun kabul edilmesi veya reddedilmesinin ardından ise verileri siliyoruz. Verileri saklamıyoruz ve onları analiz etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanlığı'ndan da benzer bir açıklama geldi. Bakanlık sözcüsü, "Hizmet sunan şirket, dış temsilciliğin talimatları doğrultusunda ve dış temsilcilikten farklı bir yerde vize başvurularını kabul ediyor” açıklamasında bulundu. Sözcü, "Şirketin başvuru için belgeleri ve pasaportları teslim etmesi dışında, (büyükelçiliğin) vize bölümüne giriş hakkı bulunmuyor. Dış temsilcilikler ise hizmet veren şirketi düzenli olarak, haber vermeden denetliyor” şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği bilgilere göre, vize başvurularını kabul eden şirketler, Almanya'daki kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasalara uymakla yükümlüler. Bunun yanı sıra kişisel verilerin sadece Avrupa Birliği, İzlanda, Liechtenstein ve Norveç'i kapsayan Avrupa Ekonomik Alanı'ndaki sunuculara kaydedilmesine izin veriliyor. Bakanlık sözcüsü "Hindistan'da kurulan VFS Global'ın Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın isteği üzerine sadece Almanya'da bulunan bir sunucu sistemi kurduğunu” belirtti. Sözcü, vize başvurusu kabul eden şirketlerin parmak izi gibi biyometrik verileri kaydedemeyeceğini, sadece randevu için gereken bilgileri kaydedebileceğini de sözlerine ekledi.

Ben Knight
© Deutsche Welle Türkçe