Vergi yerine zekat vermek isteyenler için son 4 yıldır adres gıda bankacılığı yapan kuruluşlar oldu. İSMMMO’nun araştırmasına göre gayri resmi yardımların da eklenmesiyle Türkiye’de son 5 yılda 8 milyar TL’lik yardım ekonomisi oluştu.
2004 yılında fakirlere yardım amacıyla gıda, temizlik malzemesi, giyecek ve yakacak maddesi bağışlayan şahıs ve şirketlerin daha az vergi ödemesinin yolu açıldı. Kuruluş sözleşmesinde gıda bankacılığı yazan vakıf ve derneklere bağış cazip hale getirildi. Bağışın tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilebildiği gıda bankacılığı yapan kuruluşların “Kamu yararına çalışan kuruluş”olması da gerekiyor. Böylece vergi yerine zekat vermek isteyenler için son 4 yıldır adres gıda bankacılığı yapan kuruluşlar oluyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, gıda bankacılığı başta olmak üzere dernekler kanalıyla yapılan, vergi muafiyetiyle teşvik edilen “gayri resmi” yardımları araştırdı. İSMMMO’nun “Yardım Ekonomisi” başlıklı araştırma raporunda yer alan önemli saptamalar şöyle:
Vergi yerine zekat
2004 yılında fakirlere yardım amacıyla; gıda, temizlik malzemesi, giyecek ve yakacak maddesi bağışlayan şahıs ve şirketlerin daha az vergi ödemesinin yolunu açan hükümet, kuruluş sözleşmesinde ‘gıda bankacılığı’ yazan vakıf ya da derneklere bağış yapılmasını cazip hale getirdi. Bağışın tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilebildiği gıda bankacılığı yapan kuruluşların ‘kamu yararına çalışan kuruluş’ olması da gerekiyor. Böylece vergi yerine zekat vermek isteyenler için son 4 yıldır adres gıda bankacılığı yapan kuruluşlar oluyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nun konu ile ilgili 40/10’uncu maddesine göre; “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara, Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı” beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, gider olarak indirilebiliyor. 5035 ve 5281 sayılı yasalar ile getirilen bu düzenleme sonrasında yapılan bağışlar, KDV’den de müstesna tutuluyor.
ÖRNEK: Gelir vergisi mükellefi olan ve 300’er bin TL bağış yapmak isteyen iki kişi var. Bunlardan (A), gıda bankacılığı yapan bir vakfa, 300 bin TL, (B) ise Mehmetçik Vakfı’na 300 bin TL’lik gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi bağışladı. Bu durumda, gıda bankacılığı yapan vakfa bağışta bulunan (A), 300 bin TL’lik bağışın tamamını kazancından indirecek ve 1 TL dahi vergi ödemeyecek. Mehmetçik Vakfı’na bağışta bulunan (B) ise, yaptığı bağışın yüzde 5’ini yani 15 bin TL’sini kazancından düşebilecek, kalan 285 bin TL’nin de gelir vergisini ödeyecek. Bu örnek Kurumlar Vergisi mükellefleri için de aynen geçerli.
Sosyalleşmeyen yardımlar
“Sosyalleşemeyen Yardımlar” araştırmasıyla devletin 2003’ten bu yana 7 milyar 55 milyon 930 bin TL’lik sosyal yardım yaptığını daha önce saptayan İSMMMO gayri resmi yardımların da eklenmesiyle Türkiye’de son 5 yılda yaklaşık 8 milyar TL’lik yardım ekonomisi oluştuğunu hesapladı. Araştırmaya göre, Türkiye’de devlet bağış toplama noktasında sivil toplum kuruluşları arasında haksız bir rekabet ortamı yaratıyor. Sivil toplum kuruluşlarının büyük bir bölümü finansman sıkıntısı içinde kıvranırken, yapılan bazı düzenlemelerle küçük bir bölümünün bağış toplama noktasında bazı avantajlara sahip olması sağlanıyor.
Gıda bankacılığı yapanlar için avantaj
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde fakirlere yardım amacıyla ‘gıda bankacılığı’ adıyla kurulan kuruluşlara yapılan bağışların tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilmesinin, gıda bankacılığı yapan kuruluşlara bağış toplama avantajı sağladığını ifade etti. Türkiye’de de KYÇK’ların (Kamu Yararına Çalışan Kuruluşlar) bağış toplamasının vergisel teşviklerle desteklenmesinin eleştiri konusu yapılamayacağını belirten Arıkan, buradaki esas sorunun KYÇK statüsü verilmesinin siyasi erkin elinde bulunması olduğunu söylüyor.