Özel Dosya

Venezuela’da iktidarın anahtarı: Barrio’lar

Etrafta teneke evler, sokaklarda çıplak ayaklı çocuklar, asfaltı kopmuş, çukurlarla kaplı yollar...

10 Ağustos 2010 03:00

HİLMİ HACALOĞLU / T24

Venezuela’nın son dönemdeki en popüler gazetecilerinden birinin otomobilini takip ediyoruz. İstikamet, başkentin en büyük barrio’su “La Pedrera”. Yarım saat kadar anayoldan gittikten sonra dağlara doğru dönüyoruz. Şoförümüz Edwin kapıları kilitliyor. Görünürde olağanüstü bir durum yok.

Sağımızda solumuzda küçük marketler, sokak satıcıları. Daha sonra onları geride bırakıp dağa doğru ilerliyoruz. Yol bozuk olduğu için bir süre sonra otomobilden inmek zorunda kalıyoruz. Manzara yavaş yavaş değişiyor. 


Teneke evlerde yaşam 

Etrafta teneke evler, sokaklarda çıplak ayaklı çocuklar, asfaltı kopmuş, çukurlarla kaplı yollar. Ve kapı önlerini mesken tutmuş yoksul insanlar.

On dakikalık tırmanma son buluyor. Ufukta gözüken başkente tepeden bakıyoruz. Dört yanımız gecekondu. Otomobilden inen Jesus Torrealbal yanımıza geliyor, yüzünde müstehzi bir ifade, “ Gerçek Venezuela’ya, ya da bir başka deyişle Venezuela’nın gerçek yüzüne hoş geldiniz” diyor. 

Torrealbar, komünist bir ailenin çocuğu. Anne babası sendikacı, o da Venezuela’nın çoğunluğu gibi barrio’larda büyümüş. Önce öğretmenlik yapmış, sonra eğitim danışmanlığı. Chavez’in iktidarından sonra direksiyonu medyaya kırmış. “Bir anda ülke kutuplara, hatta ortadan ikiye ayrıldı. Ben de bu süreçte sınıftan sokağa çıktım. Ülkemin karşı karşıya kaldığı dramatik bir dönemde ben de kara tahtaya hapsolamazdım ve kader beni televizyona itti”.  


Torrealbar, amansız bir Chavez muhalifi, üstelik de komünist! 

Muhalif “Globovision” kanalında her cumartesi “radar de los barrios” (gecekonduların radarı)  adındaki programı yapıyor. Torrealbar, televizyon programının içeriğini her gün bir başkasını yaptığı canlı radyo programlarından çıkarıyor.

Bir kameraman, bir asistan ve bir cep telefonuyla barrio’lara giden Jesus, radyoya yaptığı röportajları kameraya kaydettiriyor ve hafta sonu da bunları yayınlıyor. O, Chavez’in gecekondu halkından kopuk olduğunu ispat etmeye çalışıyor. “ Gördükleriniz bir ilüzyon. Ülkemizi bir düşler ülkesi; “Chavezland”, olarak gösteriyorlar. Bundan ancak pembe dizi olur ama gerçekle ilgisi yok. Gerçek şu: Venezuela’da insanların %80’i asgari ücretle çalışıyor ve en az yarısı kayıtdışı çalışıyor”

Torrealbar, mikrofonu yoksullara tutuyor. Onların sesini canlı yayında sansürsüz yayınlıyor. Chavistalar’ın iddialarının aksine asıl kendisinin yoksulları görünür kıldığını söylüyor. Mahalle halkı Jesus’a hayran, ondan sitayişle bahsediyor. Telefonlarına çıktığını, sorunlarını televizyona taşıdığını anlatıyor La Pedrera’nın yoksul insanları…


'Burada sosyalizm olduğu düpedüz yalan'

Jesus, Chavez’e destek veren Hollywood yıldızlarını eleştiriyor. Oliver Stone’un yaptığı “Güney Sınırı” isimli filmin Venezuela liderini dünyaya yanlış tanıttığı iddiasında. “Kimilerine göre, Chavez bir modern zaman Robin Hood’udur ve yoksullara yardım eder. Diğerlerine göre, Chavez komünisttir ve Venezüella’nın sonunu getirecektir. Ben iki görüşe de katılmıyorum, ikisi de yanlış. Ülkemizde yaşananlar çok dramatik. Çünkü Venezüella’yı dünyanın lider ülkesi yapma fırsatını elimizden kaçırdık, bu çok dramatik. Burada devrim ve sosyalizm olduğu da düpedüz yalan. Sol soylu bir rejim asla kişiye tapan ve otoriter bir rejim değildir.”


Barriolarda en büyük sorun su taşkınları ve temiz su eksikliği

Mahallede yürüyoruz. Herkes evine davet ediyor. Sıcaktan yorulduğumuz bir an bize soğuk malt içecek getiren Manuel Correra’yı kıramıyoruz. 3 göz evinin tabanı toprak, duvarlar rutubetli. Karanlık evde nerdeyse yalnız sedir var, bir de buzdolabı ve birkaç dolap. Altı kişi bu evde yaşıyorlarmış. Temiz su bulamadıklarını, yağmurlu mevsimde su taşkınlarına maruz kaldıklarını anlatıyor. Sonra bahçeye çıkarıyor. Bahçe değil adeta cennetten bir köşe. Mango, passion fruit, muz, avokado, hindistan cevizi, aklınıza ne tür tropik meyve geliyorsa hepsi var. Tavuklar ve ördekler de cabası. “ Chavez’i çok seviyoruz bize birçok imkan sağladı ama hala çok zor koşullarda barınıyoruz” diyor, Correra.

Her mahallenin bir komitesi var. Bu komite üyeleri barrio’lardaki sorunları belediye temsilcilerine aktarıyor. Anna Maria, La Pedrera’daki komite üyelerinden biri. “ Barınma problemi çok büyük. Yağmur yağdığında çocuklar okula gidemiyor. Chavez’in diğer ülkelerdeki insanlara yardım etmesi güzel ama bizi de unutmamalı. Bazen umursanmadığımızı düşünüyoruz”.

Ülkede nüfusun %54’ü barrio’larda yaşıyor. Caracas’ta bu oran daha da yüksek. Son kırk yılda özellikle petrol gelirlerinin artmasıyla başkentte gecekondu mahalleleri pıtrak gibi çoğalmış. “Los Acquicitos” kentin ilk barrio’ları arasında sayılıyor. Otomobille oraya ulaşmak mümkün değil. Mahalleye giden bir minibüse doluşuyoruz, tabii önceden sözleştiğimiz mahalle temsilcisinin refakatinde. Burada da mahallenin güvenli olmadığı söyleniyor. (Açık söylemek gerekirse Caracas’ta da Bogota’da sürekli suç hikayeleri anlatıldı ama hiçbir olaya şahit olmadık)

Mahalleliyle henüz konuşmaya başlamışken aniden yağmur bastırıyor. Tropik mevsim  hoyrat yüzünü gösteriyor. Yağmur şiddetini arttırınca bir bakkalın balkonuna kendimizi atıyoruz. Yağmur suları evlerin içinden geçerek ilerliyor. Bu arada bakkalın kapsında demir bir kapı var. Siparişler onun aralığından veriliyor. 


Yoksullar ve fakat varlar

Yağmur yarım saat sonra şiddetini arttırınca mahalle temsilcisi Gustavo Fernandez’e sorunlarının ne olduğunu soruyorum. “300 bin kişi yaşıyor bu mahallede. En büyük problem, adi suçlar. Sağlık problemleri de çok büyük. Az önce gördünüz yağmur bastırınca kanalizasyon yoldan akıyor. Üstelik bazen temiz suya da karışıyor. Hükümet sosyal projeler yapıyor ama çok yeterli olduğunu söylemek güç.” 

Chavez yönetiminin hele de selefleriyle kıyaslandığında barrio’lara dokunduğu kesin. Şiddetli yağmurlar bozsa da yolları var. Bazen aksasa da gayet ciddi eğitim (okuma yazma oranı %92,5) ve sağlık hizmeti veriliyor. Geçici işçi statüsü de olsa istihdam arttırılıyor. “ Bunların farkındayız” diyor bir işçi temsilcisi, “ Bir zamanlar görünmezdik ve Chavez bizim için çok şey yaptı. Şimdilerde eskinin iktidar sahipleri muhalefet partileri de ayağımıza gelip bize vaatlerde bulunuyor. Evet Chavez’i seviyoruz ama artık daha iyi bir yaşamı hak ettiğimizi de biliyoruz”. Chavez’i birçok açıdan eleştirmek mümkün ama toplumun en kalabalık kesimini oluşturan yoksulları görünür kıldığı ve daha da önemlisi onlara özgüven aşıladığı da gerçek.