Ergenekon davasında savunma yapan emekli tuğgeneral Veli Küçük, 'Tuncay Güney'i 1991'de tanıdım. 'Veli Paşa ile konuşuyorum' havasını yaratmak için 3-5 ay ara ile beni arardı, azarlardım. 2000'den sonra görüşmedim' dedi.
"Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından emekli tuğgeneral Veli Küçük'ün çapraz sorgusu
tamamlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 27. duruşmada yapılan sorgu sırasında, tutuksuz sanıklardan Ali Yasak'ın avukatı Şevket Küçük, Susurluk kazasındaki çanta konusunda müvekkili hakkında dava açıldığını belirterek, Veli Küçük'e, "Yasak'ı kazadan önce mi, sonra mı tanıyorsunuz?" diye sordu.
Veli Küçük de kazanın 1996 yılında olduğunu belirterek, Yasak'ı da 1998 ya da 1999 yıllarında bir lokantada tanıdığını söyledi. Avukat Küçük'ün, çantadan haberi olup olmadığını sorduğu sanık Küçük, "Çantadan baştan beri haberim yok. Ali Yasak'ı bu çantayı almak üzere kaza
yerine gönderdiğim iddiası var. Ali Yasak'ı tanımıyorum ki çantayı almaya göndereyim" dedi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de Küçük'e, eski Esenyurt Belde Belediye Başkanı Gürbüz Çapan'ı tanıyıp tanımadığını sordu. Küçük, Çapan ile Kemal Özden'in davet ettiği bir yemekte tanıştıklarını, daha sonra görüşmediklerini ve telefonunu da bilmediğini söyledi.
Pekgüzel'in, "Vecdi Çapan'ı tanıyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine de Küçük, bu kişinin soyadı "Çapa" dedi.
Aynı savcının İzmir'de öldürülen İbrahim Çiftçi'yi tanıyıp tanımadığını sorduğu Küçük, Çiftçi'yi tanıdığını söylemediğini belirterek, bu kişinin ismini Yalçın Tanfer'in oğlu Osman Tanfer'den duyduğunu kaydetti.
'Tuncay Güney ile aranızda husumet var mı?'
Savcı Pekgüzel'in "Tuncay Güney ile aralarında bir husumet bulunup bulunmadığını" sorması üzerine de Küçük, bunu savunmasında açıkladığını belirtti. Küçük, aynı savcının, "Tuncay Güney ile sizi tanıştıran Necmettin Ergenekon mu?" şeklindeki sorusunu ise "Açıkladım" diye yanıtladı.
Pekgüzel'in, "ABD'ye gittiğinizde Güney'i telefonla aradınız mı, telefonun numarasını nereden buldunuz?" şeklindeki sorusuna da Küçük, "Savunmamda söyledim" karşılığını verdi.
Küçük, Savcı Pekgüzel'in "Tuncay Güney, Bilecik'te sizi ziyaret etti mi?" sorusu üzerine, Güney'in kendisini ziyaret ettiğini hatırlamadığını ifade ederek, bunu savunmasında belirttiğini anlattı.
Küçük, Pekgüzel'in, Hüseyin Tepekal'ı tanıyıp tanımadığı yönündeki sorusuna da tepki göstererek "Bu sorular yönlendirme sorusu mu öğrenmek istiyorum. Ona göre cevap vereceğim" dedi. Pekgüzel de sorularının yönlendirmeyi amaçlamadığını anlatarak, isterse
Küçük'ün bu sorulara cevap vermeyebileceğini belirtti. Küçük, bunun üzerine soruyu yanıtlamadı.
Savcı Pekgüzel'in, "Sanıklardan Muzaffer Tekin, Batı Trakya Dergisi'nde hangi sıfatla bulunuyordu?" sorusu üzerine de Küçük, mahkeme başkanlığına verdiği dilekçede bu konuyu açıkladığını, savcının buradan alıp okuyabileceğini söyledi.
Küçük, Savcı Pekgüzel'in "Ahmet Cinali'yi tanıyor musunuz?" sorusu üzerine de bu kişiyi bilmediğini anlattı.
'Savcı sorusunu geri alsın!'
"Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile aralarında herhangi bir husumet olup olmadığı"da sorulan Küçük, savcı Pekgüzel'e yönelik olarak "Savunmamı dinlememiş herhalde. Açıklama yaptım" diye konuştu.
Pekgüzel'in, ajandasındaki notlar arasında avukat Behiç Aşçı'nın ölüm orucu eylemi nedeniyle 45 kiloya kadar düştüğü şeklindeki yazılar bulunduğunu söylediği Veli Küçük, "Sayın savcının sorusunu geri almasını teklif ediyorum. Ajandalarımın yayımlanmaması konusunda Genelkurmay Başkanlığı'nın yasağı olmasına rağmen açıklama yapıyor" dedi.
Pekgüzel de kendisinin sorduğu ajandayla ilgili herhangi bir yasak olmadığını belirterek, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Veli Küçük'ün görevde olduğu dönemdeki ajandalarıyla ilgili bir yasağı bulunduğunu söyledi. Küçük de bunun üzerine "Cevap vermiyorum" dedi.
Danıştay'a saldırı Ergenekon'la birleşecek
'Savcı niye sürekli soru soruyor?'
Cumhuriyet savcılarının soruları sırasında söz alan Veli Küçük'ün avukatı Tayfun Ilıca, iddia makamının müvekkiline dün sorularını yönelttiğini belirterek, "Dün akşam ne oldu? Yeniden mi dosyasına çalıştı da soru soruyor? Her duruşmada yeniden başa dönülüp soru mu sorulacak?" diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de bunun üzerine, bu konudaki yasa maddesinin açık olduğunu belirterek, sanığa tekrar soru sorulabileceğini dile getirdi.
Savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel de Küçük'ün savunmasının dün bitmeyeceğini düşündüklerini, bu nedenle kendisine bugün de soru sormaya devam ettiklerini anlattı.
Küçük de savcıların sorularının bittiğini söylediğini ifade ederek, bu durumu kabul etmediğini söyledi.
'JİTEM'i siz mi kurdunuz?'
Küçük, Pekgüzel'in, "JİTEM'in kuruluşunu siz mi yaptınız?" sorusu üzerine de jandarma komutanlığında görev yaptığını belirterek, bunun bu kurumdan sorulabileceğini kaydetti.
Veli Küçük'ün avukatı Tayfun Ilıca da kurulan teşkilatın JİTEM olmadığını, jandarma istihbaratıyla ilgili bir teşkilat olduğunu ve yasaya uygun olarak kurulduğunu söyledi.
Ilıca, bu teşkilatın meclis kararıyla kurulduğunu, dolayısıyla müvekkilinin böyle bir teşkilat kuramayacağını ifade ederek "Siz mi kurdunuz?" şeklindeki sorunun yanlış anlamalara yol açacağını kaydetti.
'Hanefi Avcı'nın ifadeleri düzmece'
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, daha sonra Veli Küçük'e "Cem Ersever'i tanıyor musunuz, ölümü ile ilgili bilginiz var mı?" diye sordu. Küçük de "Buna daha önce cevap verdim ve tanıdığımı söylemiştim" dedi.
Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın da Hanefi Avcı'nın, Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir, Abdullah Çatlı, Hadi Özcan gibi kişilerin Veli Küçük ile irtibatlı olduğunu söylediğini belirtti.
Bunun üzerine Veli Küçük, Susurluk konusunda bununla ilgili açıklama yaptığını ifade ederek, "hiçbir hileye yer vermeyecek olan şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu konuyu incelediğini" söylediğini anlattı. Küçük, "Hanefi Avcı'nın bu düzmece, sahte ifadeleri verdiği açık açık ortadadır" dedi.
'Savcılar Ergin kardeşleri yönlendirdi'
Savcı Taşkın, Nuri Ergin'in "Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü", kardeşi Vedat Ergin'in de "Bizi Veli Küçük'e sorun" dediğini hatırlatarak, Küçük'e bu kişileri tanıyıp tanımadığını sordu.
Küçük de "Kendilerinden sorsunlar, savcıların onları nasıl yönlendirdiklerine ilişkin dilekçeleri dosyalarda mevcuttur" şeklinde konuştu.
'Tuncay Güney'i 5-10 kez görmüşümdür'
Mahkeme Heyeti üyelerinden Hasan Hüseyin Özese'nin "Tuncay Güney ile ne zaman tanıştınız?" şeklinde sorusuna Küçük, "1990-1991 olabilir" yanıtını verdi.
Küçük'ün, "Tuncay'ın benim personelimmiş gibi devamlı yanımda kaldığı zannediliyor" demesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, "Siz de buna açıklık getirin" dedi.
Küçük de bunun üzerine şunları anlattı:
"Tuncay Güney, 'Veli Paşa ile konuşuyorum' havasını yaratmak için 3-5 ay ara ile beni arar. Bu konuşmalarda Güney'i terslerdim, azarlardım. Güney ile 5-10 kere yan yana gelmişizdir, samimi arkadaşım gibi değil. Güney bana yardımcı olmak için istihbarat bilgisi verir, ancak verdikleri bilgilerin hiçbir şeye benzemediğini söyledim. Hele cip meselesi olduktan sonra
da görüşmeyi koparttım. En son emekli olduktan sonra 2000 yılında gördüm."
'Patrikhaneye gitmeye devam edeceğim'
Küçük, iddiaların aksine sinagoga değil, Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne gittiğini ve gitmeye devam edeceğini belirterek, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin "Takma adınız var mı?" şeklindeki sorusuna "Hayır" yanıtını verdi.
Hakim Özese'nin isteği üzerine emekli olduktan sonra yaptığı işleri anlatan Küçük, önce güvenlik şirketi kurduğunu, bir süre Endi Mağazaları'nın yönetim kurulu üyeliğini üstlendiğini, bir ara da emlak işinde danışmanlık yaptığını, ancak bunu "beceremediğini" söyledi.
'Yabancılara arazi vermem'
Azeri bir firmaya da çimento fabrikası kurulması için danışmanlık yaptığını anlatan Küçük, bu fabrika ile ilgili kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.
Küçük, Bilecik'teki köyünü kalkındırmak için ve ham maddenin bu bölgede bulunduğunun tespit edilmesi üzerine çimento fabrikasının burada kurulmasına karar verildiğini kaydetti.
Savcılığın, aleyhindeki propagandaların etkisinde kalarak bu konuyu araştırdığını savunan Küçük, "Ben yabancılara arazi vermem. Toprağımı satmadım. Sermayesini dışarıdan getirerek 250 bin dolarlık iş sahası açmaya çalıştım. Burası stratejik bir yer değil. Fabrikayı ben kurmadım, devlet kurdurdu. Stratejik yer konusunda ben daha hassasım, askeri bölgeye 18 kilometre daha uzakta bu fabrika" dedi.
Savcı Pekgüzel'in, "fabrikanın orman arazisinde kurulup kurulmadığı" yolundaki sorusuna cevap vermeyen Küçük, üye hakim Özese'nin "Süleyman Esen'i tanıyor musunuz?" sorusunu da "Hayır" yanıtını verdi.
Tutuklu sanık Veli Küçük, gazeteci Can Ataklı'nın çalıştığı Business Chanel'dan çıkartılmasına ilişkin de "dostu ve arkadaşı olan Emin Şirin'in, Ataklı'nın işten çıkartıldığını söylemesi üzerine, tekrar işe alınması konusunda Şirin'le konuştuklarını, Ataklı'nın çalıştığı iş yerinin sahibi olan Hayrettin Ertekin'i tanımadığını" söyledi.
'Hanefi Avcı mahkemeye getirilsin'
Duruşmada söz alan Sami Hoştan da Hanefi Avcı'ya, Ataköy'de Abdullah Çatlı ile bir araya gelip gelmediğinin sorulmasını istedi. Kendisinin de bu görüşmede bulunduğunu belirten Hoştan, Avcı'nın duruşma salonuna getirilmesini talep etti.
Mahkeme Heyeti Köksal Şengün de "Gelince sorarsın" diye konuştu.
Başkan Şengün, tutuklu sanıklardan Abdulmuttalip Tonçer'i duruşma salonundan çıkardı.
Duruşmada, daha sonra çapraz sorgusu biten Veli Küçük'ün avukatları savunma yaptı.