Gündem

Vahdet yazarı: Başbakan'ın 'terörle mücadele master planı' tam bir fiyasko!

Vahdet yazarı Ahmet Türk: Eğer bu hükümet pes eder de Çözüm Süreci’ni tekrar işletirse, meskûn mahal savaşında PKK karşısında yenildiğini kabul ve ilan etmiş sayılır

07 Şubat 2016 15:17

Vahdet gazetesi yazarı Ahmet Türk, "Mardin’de ilan edilen 10 maddelik ‘Terörle Mücadele Master Planı’ benim açımdan; retoriğinden tutun, teknik ve bürokratik içeriğine hatta samimiyetine kadar fiyaskodur" dedi. Ahmet Türk yazısında, "Bana göre Türkiye, gelecek terör dalgaları karşısında, Başbakan ve Bakanlar kurulu düzeyinde açıktadır! Güvenlik sebebiyle il merkezini taşımak/kaçırmak zorunda kalan mevcut siyasi iktidarın müzakere sürecini eline yüzüne bulaştırdığı gibi, ‘güvenlikçi politikaları’ da yürütemeyeceğini iddia ediyorum"  

Vahdet yazarı, "Eğer bu hükümet pes eder de Çözüm Süreci’ni tekrar işletirse, meskûn mahal savaşında PKK karşısında yenildiğini kabul ve ilan etmiş sayılır! Bunun ülkemize bedeli çok ağır olur! İleride devir ve devran değiştiğinde buna sebep olanların hukuki akıbetleri de pek yaman olur!" görüşünü dile getirdi.

Ahmet Türk'ün Vahdet gazetesinin bugünkü (7 Şubat 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

1-) Başbakan Davutoğlu Çözüm Süreci kanunu çıktıktan bir ay sonra “Çözüm Süreci yasama organını da bağlayan üstün bir metindir” demişti. Dün bu kanun mucibince elinden silahını bırakmadığı halde üç yılı aşkın bir süre terör örgütüyle müzakere eden siyasi iktidar, bugün Mardin’de ‘bundan sonra katiyen silahlı terör örgütüyle müzakere yapmayız’ dedi!

Ancak, Çözüm Süreci’ne meşrûiyet veren kanunu iptal edilmediği müddetçe,  Başbakanın “silahlı terör örgütüyle bundan sonra müzakere edilemez” lafının güvenilirliği ve karşılığı yoktur! Çünkü Başbakana bağlı bürokratik kapasite, yürürlükteki ‘bu kanun mucibince’, meselenin güvenlik/şiddet boyutu ile ilgili olarak PKK’nın muhatap olmasının doğal olduğu fikrinden yola çıkarak Kandil ve İmralı arasında görüşmelerini sürdürüyor! 

2-) Hükümet ile güvenlik işleriyle iştial eden kurumlar arasında koordinasyon yok! Başbakan “terörle mücadele kesintisiz sürecek” derken, İçişleri Bakanı “haftaya bölgeden çıkıyoruz”, Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş ise “evet bölge temizlendi yakında çıkıyoruz” diyor! Hükümetin üst kademesinde aynı konuda farklı sesler! 

Önce Kamu Güvenliği Müsteşarlığı (KGT) terörle mücadele kapsamında bir master plan hazırlıyor... Fakat hazırlanan 5 maddelik plan henüz Bakanlar Kurulunda görüşülmeden ‘KGT master plan hazırladı yakında devreye girecek’ şeklinde Sabah Gazetesi’nde yayınlanıyor.

Başbakanın Mardin’de açıkladığı 10 maddelik master plana bakıyorsunuz, daha önce KGT tarafından hazırlanan 5 maddeden hiç destek almamış! Sadece önceki hazırlanan planlardan değil, kurumsal anlamda; İçişleri Bakanlığı, MİT, Jandarma’dan hiçbir “data” alınmadan, yani güvenlik bürokrasisinden ‘tam’ destek alınmadan yapılmış bir “master plan” izlenimi veriyor! 

Başbakanın sağanak halinde sıraladığı; ‘pkk’nın asıl niyetini 2015 yılında anladık’, ‘IMF’ye borcumuzu ödedik diye gezi eylemleri başladı’, ‘ya Kuddül Amara ya Sykes-Picot kazanacak’ gibi anlamsız ve gerçek dışı argümanlar, “Başbakanın devletle bağı kopmuş!” intibaının üstünü örtmeye yetmiyor!

3-) Nasıl ki, meskûn mahal savaşı/şehir savaşı resmen iki-üç senedir bağıra bağıra, göstere göstere gelirken, ‘terör örgütünün meskûn mahalle yerleşmesi’ riski istikametinde bir müdahale ve eylem plan hazırlamadıysa; ilan edilen ‘Terörle Mücadele Eylem Planı’nda da bu istikamette çözüme yer verilmemiş. Master plan, yaşanan muazzam koordinasyon eksikliği ve planlama hatalarını giderecek tedbir ve çarelerden yoksun. 

Üstüne üstlük, sanki PKK ‘kapsamlı bir demokratik reform’ talep ettiği ve bu yerine getirilmediği için devlete başkaldırmış gibi, hâlâ, her biri başka bir tavizi doğuracak ve egemenlik hakkımıza zeval verecek önerilerle, terör örgütünün elinden silahını alacaklarını sanıyorlar!  

4-) Başbakan içeride konuşuyor, CNN Türk dışarı çıkan konuklara anket yapıp “master planına bölgenin ileri gelenlerinden onay geldi” şeklinde kamuoyu algısına servis yapıyor! Mardin’de Başbakanın sunumunu dinleyenlere dışarıda güzelleme yaptırarak ‘kamu diplomasi’ yürütülüyor!  Başbakan planı açıkladı, sunumu izleyen bölge halkı temsilcileri çok beğendi; kapat bitsin! Bu mudur yani?

5-) Daha önce de söyledim, herkesten önce söyledim, yine söylüyorum: Çözüm Süreci’nin yöneten bürokratik kapasite ve siyasilerle ‘mücadele’ ve ‘savaş süreci’ yönetilmez! Bunların kesinlikle süreçten sterilize edilmeleri lazımdır.

Hülasa,

Mardin’de ilan edilen 10 maddelik ‘Terörle Mücadele Master Planı’ benim açımdan; retoriğinden tutun, teknik ve bürokratik içeriğine hatta samimiyetine kadar fiyaskodur!

Bana göre Türkiye, gelecek terör dalgaları karşısında, Başbakan ve Bakanlar kurulu düzeyinde açıktadır! Güvenlik sebebiyle il merkezini taşımak/kaçırmak zorunda kalan mevcut siyasi iktidarın müzakere sürecini eline yüzüne bulaştırdığı gibi, ‘güvenlikçi politikaları’ da yürütemeyeceğini iddia ediyorum! 

Eğer bu hükümet pes ederde Çözüm Süreci’ni tekrar işletirse, meskûn mahal savaşında PKK karşısında yenildiğini kabul ve ilan etmiş sayılır! Bunun ülkemize bedeli çok ağır olur! İleri de devir ve devran değiştiğinde buna sebep olanların hukuki akıbetleri de pek yaman olur!