Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, Ege Denizi'ndeki depremlere ilişkin konuştu. Santorini Yanardağı'nın patlayabileceği öngörülerine ilişkin Prof. Dr. Arslan, “Volkan, deniz tabanına yakın bölgelerde 10 kilometrelik aralıktaki bir bölgede küçük kırılmalara yol açar. Arka arkaya minik minik kırılmalara sebep olur. Bunlar da küçük küçük depremlere sebep oluyor sadece. Dolayısıyla da öyle büyük bir volkanik püskürme gibi bir şey beklemiyoruz” dedi.
Ege Denizi'nde 28 Ocak itibarıyla yoğunlaşan sismik hareketlilik sonucunda bölgedeki deprem sayısı 400'ü geçti.
Gazi Üniversitesi DEMAR Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, Yunanistan'ın Santorini Adası'nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaşan depremlere ilişkin olarak şunları söyledi:
"Ege Denizi'nin oluşumunda zaten deprem serileri var. Haftalar, aylar, hatta yıllar süren depremlere 'deprem fırtınası' diyoruz. Deprem fırtınası ise Ege Denizi ve Ege Denizi'ne kıyısı olan ülkelerin, Türkiye ve Yunanistan'ın özellikle alışık olduğu bir durum. 2011 yılında yine aynı Santorini Adası'nda ve çevresinde meydana gelen bir deprem var; 7.7- 7.8 şiddetinde bir deprem. Bu depremin süresi yaklaşık olarak 14 ay. 14 ay boyunca sarsıntılar devam etmiş. 14 ayın sonunda da durmuş. Bu Ege'deki olan depremler, bizim iki yıl önce yaşadığımız Kahramanmaraş depreminde olduğu gibi depremler değil. Karakteristik olarak onlardan çok farklı. Buradaki fay hareketi ve deprem kaynağı birazcık farklı. Burası mekanik bir fay hareketi şeklinde değil, volkanik bir hareketlenme ile beraber meydana gelen depremler bunlar. Bu depremler ağırlık olarak 4, 4.5, 5, en fazla 5.5 şiddetindeki depremlerdir. Yıkıcı depremler değildir. Ancak sayıca çok fazla, psikolojik etkisinin çok yüksek olduğu depremlerdir"
"İzmir Körfezi'ndeki çekilme depremlerle alakalı değil"
Prof. Dr. Arslan, İzmir Körfezi kıyılarında suların çekildiği iddiası ve olası tsunami tehlikesiyle ilgili de "Bölge, depremin şu anda meydana geldiği merkeze kuş uçuşu 170 kilometre mesafede. En çok Bodrum'a yakın bildiğim kadarıyla. 150 kilometrelik mesafede, bu büyüklükteki bir depremin oluşturduğu bir tsunami kıyıları etkilemez. Ama bu depremlerin, düşük şiddetle devam edeceği anlamına da gelmiyor. Fakat doğa olaylarını tahmin edebilmek oldukça güç. Dolayısıyla da etkilenmeyeceğini düşünüyoruz. Bugüne kadarki olan hadiselerden suların çekilmesinin bu depremlerle ilişkili olduğunu düşünmüyorum. Ancak bugünlerde güneybatı kıyılarındaki vatandaşlarımızın deniz kenarlarından tedbiren uzak durmalarında fayda var. Özellikle Aydın, Muğla kıyıları İzmir'in daha güneyindeki olan bölgelerdeki kıyılardan biraz daha yükseklere, 2-3 metre daha, 4 metre daha yükseklerdeki yerlerde bulunmalarını öneriyorum. Erken uyarı sistemleri zaten bir yarım saat öncesinden bir tür tsunaminin gelebileceğini haber veriyor" diye konuştu. (DHA)
Yakın bir gelecekte organları yazıcılarda 'basabileceğiz' – Doku mühendisi Ece Öztürk anlatıyor |