Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, KHK ile ihraç edilen iki hukukçu için 20 gün içinde birbirine zıt karar verdi. İlk kararda avukatlık yapılabileceğine hükmeden Daire, üye hâkimin görev yerinin değiştirilmesinden sonra verdiği ikinci kararında “yapılamaz” dedi
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) kamu görevinden ihraç edilen hukukçuların, işe dönüşleri İdare Mahkemesi kararıyla engelleniyor.
BirGün'den Burcu Cansu'nun haberine göre Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, KHK ile ihraç edilen iki hukukçu için 20 gün arayla iki farklı karar verdi. Daire, ilk kararında oy çokluğuyla, S.K.’nin avukatlık yapabileceğine hükmetti. Ancak bir süre sonra bu yönde oy kullanan üye hâkimin görev yeri değişti. Aynı Daire, 20 gün sonra ise E.C’nin avukatlık yapamayacağına karar verdi.
İlk karar: Baroya kaydedilebilir
Düzce Hâkimi olarak görev yapan S.K., KHK ile meslekten ihraç edildikten sonra avukatlık yapabilmek için Şanlıurfa Barosu’na başvurdu. Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) onay vermesi ile S.K, baro levhasına avukat olarak yazıldı. Daha sonra Adalet Bakanlığı, Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne açtığı davada, ‘işlemin iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını’ istedi. Mahkeme, yürütmenin durdurulmasına hükmetti. TBB’nin itirazının ardından Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi ise mahkeme başkanın muhalefetine karşın, S.K.’nin baro levhasına kaydedilmemesinde de yasal bir dayanak bulunmadığını belirtti.
Üye hâkimin görev yeri değiştirildi
Bu karardan sonra S.K.’nin baro levhasına kaydedilmemesinde yasal bir dayanak bulunmadığı yönünde oy kullanan üye hâkimin görev yeri değiştirildi ve yerine başka üye atandı.
Benzer dosya farklı karar
Bu görev değişikliğinin ardından gelen başka bir dosya için 1 Ekim’de yapılan toplantıda aksi yönde karar verildi. KHK ile ihraç edildikten sonra hukuk eğitimini tamamlayan E.C.’nin İstanbul Barosu’na avukat olarak kabul edilme talebiyle yaptığı başvuru kabul edildi. Adalet Bakanlığı yine bu işlemin de iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Ankara 16. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. yürütmeyi durdurdu. TBB’nin itirazını görüşen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, oy çokluğuyla “yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle yapılan itirazın reddine hükmetti.
Daha önce verilen “avukatlık yapması önündeki yasal engel yoktur” kararına muhalefet eden mahkeme başkanı ve yeni atanan üye, bakanlığın talebinin yerinde gördüklerini belirten doğrultuda oy kullandı. E.C.’nin baro levhasının kaydı işleminin yürürlüğü durduruldu.
Muhalif hâkimden karşı oy
S.K.’nin davasında, “başvurucunun baro levhasına kaydının yapılması gerekir” yönünde oy kullanan hâkim ise E.C.’nin davasında karşı oy yazısı yazdı. Karşı oy yazısında şu ifadeler yer aldı: “Bir idari işlemin yürütülmesinin durdurulması, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi koşuluna bağlanmış olup, dava konusu işlemde iki koşulun birlikte gerçekleşmediği sonucuna varılmıştı. Bu nedenle davalı idare itirazının kabulüyle idare mahkemesince verilen kararın kaldırılarak, yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk görüşüne karşıyım.”