Cumhuriyet gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Kürtçe öğrenmek için kursa başladım" açıklamasına ilişkin olarak, "Başbakan, biraz fazla oy için Diyarbakır’da bir gazeteye “güzel” dediği Kürtçeyi öğrenmeye başladığını açıkladı. Arcayürek, "Ünlü Kürt kökenli kalemlerin bile ünlü eserlerini “güzel” Kürtçeleri ile değil; Türkçe yazdıklarını unutan, oy yalakalığı ile Kürtçeye övgüler sıralayan bir başbakanın yönettiği bir ülke burası!" ifadelerini kullandı.
Arcayürek'in Cumhuriyet'te "Bu seçim?.." başlığıyla yayımlanan (27 Ocak 2015) yazısı şöyle:
Bu seçim?..
Başarılı bir seçim sonucu kurulacak sol hükümet, Yunanistan’ı nereye kadar götürür bugünden kestirmek zor.
Önce şu manşet haberi okuyalım: Yunanistan halkı 1990 yılında hükümete adeta diz çöktüren Önlük Hareketi’nin 16 yaşındaki liderlerinden sosyalist Aleksis Çipras’ı 25 yıl sonra iktidara taşıdı.
25 yıl önce 16 yaşındaki bir Yunan genci bugün iktidarda.
Bizde ise 16 yaşındaki Konyalı gence hapishane yolları göründü.
Suçu; Bay RTE’yi eleştirmek!
Yunanistan’da 16 yaşından beri gelen geçen hükümetlere muhalefet ederek bugünkü konuma gelen bir gence karşı; bizde dokunulmazlık zırhına bürünerek Kaçak Saray’ında zorba bir rejimi temsil eden Bay RTE’yi eleştirdi diye 16 yaşındaki bir Türk gencini içeri atana halkımızın kılı kıpırdamıyor.
***
Yunanistan uzun süredir ekonomik ve mali kriz içinde.
Yunan halkından Çipras’ın iktidar için oy almasını sağlayan vaat; halkın uzun süredir AB-IMF reçetelerine duyduğu öfkeyi dillendirmesi…
AB destek yatırımlarının önşartının “felaket getirdiğini” durmadan yinelemesi...
AB ile adil çözüme hazır olduğunu söylüyor.
Acaba Yunanistan’a acil yardım paketinin baş mimarı ve destekçisi Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Çipras’ın öne süreceği koşullarla masaya oturmaya hazır mı?
Çipras, kemer sıkma politikasının savunucusu Angela Merkel’in bu konudaki inadını kırabilecek mi?..
Yunanistan krizden sıyrılabilmek için AB ve IMF yardımlarına mutlak gereksiniyor.
Çipras’ın işi zor.
***
Yunanistan’a oranla Türkiye bugün ekonomik koşullarda rahat konumda.
IMF’yi tersliyor. AB’ye biz size değil, siz bize muhtaçsınız diye kafa tutuyor.
Bay RTE’nin ekonomik ve mali konularda ayağı bir sürçmesin...
AB’nin ve IMF’nin de ona ve maalesef halkımıza ceza programlarıyla kök söktüreceklerinden kuşkunuz olmasın...
***
Ekonomik konularda rahat görünen başımızdaki ikili, bütün çabalarını 2015 genel seçimlerini istedikleri vekil sayısı ile kazanmaya ayırdılar ve…
… RTE’nin vekili Başbakan AD, konuşmasını bağırarak güçlendireceğini sanan bir tavır içinde.
Bir günde tamamen seçim porpagandası olan konuşmaları iki ildeki AKP kongrelerinde sergiledi.
Bir pazar günü, ünlü TV’ler NTV ve CNNTürk başta, sayıları 20’yi bulan yandaş ve yalaka TV bu parti ve seçim konuşmalarını naklen canlı olarak yayımladılar.
Aynı TV’ler ana muhalefet liderinin parti ve seçim programı içerikli konuşmalarını acaba naklen canlı olarak yayımlayabilirler mi?
Yüzde 1 bile olasılığı yok!
***
AD’nin il il gezerek parti kongrelerinde konuşması, yöre halkını ülke sorunlarıyla ilgili aydınlatmak için değil, AKP iktidarı devamederse... Örneğin Diyarbakır’da kırk bin kişilik stadyum gibi seçim vaatlerini içeriyor.
Bu durum 2015 seçimlerine daha bugünden gölge düşürmüyor mu?
Kuşkusuz öyle...
Seçimlerin tarafsızlıkla başlaması ve sonuçlanması için mevcut yasalardaki yasak hükümler bu partinin başındaki hukuk sever görünen genel başkan ve Başbakanı’na anımsatacak babayiğit bir kurum yok mu?
Var da, iktidar zorbalığından korktuklarından, şayet iktidarın huyunda ve suyunda gitmezlerse bugün oturdukları koltuklardan bir saatte koparılacakları kaygısıyla susuyor olmalılar.
***
Ama Başbakan, biraz fazla oy için Diyarbakır’da bir gazeteye “güzel” dediği Kürtçeyi öğrenmeye başladığını açıkladı.
Ünlü Kürt kökenli kalemlerin bile ünlü eserlerini “güzel” Kürtçeleri ile değil; Türkçe yazdıklarını unutan, oy yalakalığı ile Kürtçeye övgüler sıralayan bir başbakanın yönettiği bir ülke burası!
Üstelik demokrasiyle yönetildiği iddiasında bir ülkede...
Ne demokrasinin temeli olan kurallarla ne de tarafsız ilkeler doğrultusunda yapılacağı örnekleriyle kanıtlanan, tabii hayırlara vesile olmayacağı bugünden belli bir seçime gidiliyor.