Üniversiteli gençler, yaşanan ekonomik kriz ve ülkedeki gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Gençler, yarınlarına dair büyük bir kaygı yaşadıklarını ifade ediyorlar.
En büyük hayalleri, okudukları alanda iş bulmak olan gençler, adil ve liyakati esas alan bir sistem kurulmaması halinde iş bulmakta zorlanacaklarını söylüyorlar.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın haber portalı, Gazetecilik Platformu'ndan Azat Özkahraman'ın haberine göre, o gençlerden Zafer Uçak, Munzur Üniversitesi İngilizce Çevirmenlik bölümünde okuyor. Uçak, “Şu anda benim gibi okul okuyan hemen herkeste geleceğe dair bir korku var. Bunu sadece arkadaş çevreme bakarak bile söyleyebilirim, çünkü ülke olarak bir dar boğazdan geçiyoruz. Ekonomik olarak oldukça sıkıntılı bir süreç ve bu süreç ülkemizin her kesimini olduğu gibi beni, bizleri de olumsuz etkiliyor. Şu anda okumak için elimizden geleni yapıyoruz ama okul bittikten sonra, hiçbir kurum ya da kimse, buradaki notlarımıza veya sadece KPSS’den aldığımız notlara bakmayacak. Burada liyakat sorunu ortaya çıkıyor işte. Bizlerin asıl korktuğu birinci konu burası, sözlü mülakatlarda adamı olan iş buluyor, bu bir gerçek. İkinci korktuğumuz konu ise verdiğimiz emeğin karşılığını alamamak, yani ücret olarak hak ettiğimizi alamamak. Şu anda enflasyon ve hayat pahalılığı malum. Bunu hepimiz yaşıyoruz ve görüyoruz, ekonomik anlamda da bizleri en çok korkutan konu bu. Durum böyle olunca büyük bir gelecek kaygısı yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
İş bulmak için ikinci üniversiteye başladı
Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde okuyan Kader Doğan, iş bulma kaygısıyla ikinci kez üniversite okumaya karar verdiğini söyledi. Doğan, “İlk olarak Erzincan’da Binali Yıldırım Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler okudum. Bu bölümün alımları neredeyse hiç olmadığı için, başka bir bölümde şansımı denemek istedim. Şu anda Ankara’da Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde Eczane Tanıtım bölümünü okuyorum. Ben de bütün öğrenciler gibi iyi bir gelecek ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak için okudum, okuyorum. Bizim coğrafyamızda kadın olmak daha zordur, bunu bilerek kesinlikle okumam gerektiği ve bir yerlere gelmem gerektiğini düşünerek bu mücadeleyi veriyorum. Ama bir yandan da epeyce korkuyorum. Az önce belirttiğim gibi bir önceki bölümün atanma, iş bulma durumu sıkıntılı olduğu için bu bölüme yöneldim. Ama şu anda bu bölümün de alımları gün geçtikçe düşüyor. Burayı bitirdikten sonra inşallah hak ettiğim yere gelirim ümidiyle yaşıyorum şu anda” dedi.
“Eğitimini aldığımız işlere giremiyoruz”
İşe alımlarda liyakatin esas alınması gerektiğini belirten Doğan, “İlk okuduğum bölüm üzerinden, hakkaniyetli bir alım söz konusu olsa iş bulabilirdim. Baktığınız zaman, bizlerin eğitimini aldığımız için girmemiz gereken işlere başkaları giriyor. Bu çok büyük haksızlık, bunun önüne geçilmesi lazım. Bizler bu durumu gördüğümüz için yarınımız söz konusu olunca korkuyoruz, kaygı yaşıyoruz. Liyakat sadece bu korkularımızın bir nedeni. Hayat pahalılığı da bir diğer neden. Şanslı olup iş bulsanız bile, bu sefer kazandığınız parayla geçim derdine düşüyorsunuz. Bu korkuyla yaşayan gençlerimiz yurtdışına gitme hayalleri kuruyorlar ki haksız da değiller. Baktığınız zaman yurtdışına gidip bir ay çalışsa ve Türkiye’ye dönse, burada bir yılda kazandığı hatta belki daha uzun süre çalışarak kazanacağı bir ücrete denk gelecek. Bu da bizleri kaygılandıran bir diğer etken” diye konuştu.
“İş bulamamış çok kişi var”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde okuyan Muhammed Çelebi de korkuyla okumaya devam eden öğrencilerden. Çelebi, çevresinde okumuş ve iş bulamamış çok fazla genç olduğunu ifade ederek, “Beni iş bulma korkusuna iten en büyük neden aslında bu. Okumuş ve iş bulamamış çok fazla kişi olması. Herkes bir yerlere gelmek ister, bunun için de emek verir. Ama o emeklerin boşa gittiğini görmek gerçekten çok acı ve korkutucu. Sadece okuyan kesimin korkusu değil tabii ki bu, şu anda ülkede yaşayan herkesin korkusu. Ama okumayanlar hayata biraz daha erken atılıp yollarını çizdikleri için, bu durum bizleri daha fazla korkutuyor. Yıllarca okuduktan sonra bir de elinize iş geçmediği zaman ortada kalıyorsunuz, tabiri caizse sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. İşte şu anda ben dahil olmak üzere herkesin korkusu o yönde. Ülkemiz ekonomik şartlarının bu yönde ilerlemesi de başka bir korku nedenim tabii ki. İnşallah bir an önce düzelir bu şartlar ve bizler de bu korkuyu yenip, yarına daha güzel daha umutlu olarak bakarız” dedi.