Milliyet gazetesi yazarı Cem Kılıç, “Üniversiteyi kazanamayanlar gelir testine girecek. Üniversite mezunları da aynı işleme tabi. İş bulamayan, geliri olmayan gençler işsizlik sigortasından yararlandırılmalı” dedi.
Cem Kılıç’ın Millliyet’te “Sınavı kazanan üniversiteye kazanamayan gelir testine!” başlığıyla yayımlanan (22 Haziran 2014) yazısı şöyle:
Sınavı kazanan üniversiteye kazanamayan gelir testine!
Bugünkü üniversite sınavından sonra öğrencilerin stresi azalacak. Puanlar açıklanınca bu kez tercih stresi başlayacak. İşin önemli kısmı bugün itibarıyla geride kalacak.
Sosyal güvenlik açısından ise mezunları yeni bir durum bekliyor. 2012’den bu yana tüm vatandaşlar hatta ikamet izni almış yabancılar bile zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamında. Sigortalı çalışanlar ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler sağlık hizmetinden yararlanıyor.
Ancak, işsizlerin, bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünü kaybedenlerin (özellikle eğitimlerini tamamlayan gençler) gelir testi yaptırarak belirlenen miktar üzerinden prim ödemesi gerekiyor. Aksi taktirde bu kişilerin adlarına yüksek miktarda prim borcu birikiyor.
Sigortalının eşi eğer çalışmıyorsa, kaç yaşında olursa olsun, bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünde. Eşi çalışmaya devam ettikçe sağlık hizmetlerinden prim ödemeden yararlanabilir. Sigortalının çocukları için durum farklı, çocukların sağlıktan yararlanmasında yaş şartı var. 18 yaşını tamamlayana kadar çocuklar, sigortalı anne ya da babaları üzerinden sağlık hizmeti alabilir.
25 yaşa kadar sigortalı
Lisede öğrenim gören çocuklar için yaş şartı 20 olarak uygulanır. Lisedeki çocuk 18 yaşı geçmiş olsa da anne veya babası üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanabilir. Üniversiteye devam edilmesi halinde yaş şartı 25’e yükselir. Üniversitede okuyan bir öğrenci 25 yaşını dolduruncaya kadar sigortalı anne veya babası üzerinden sağlık imkanlarından yararlanabilir.
Bir diğer şart ise evli olmamaktır. Evlenen çocuklar için yaş şartı devreye girmez ve 20 yaşında olup, üniversiteye devam eden bir çocuk eğer evliyse babası veya annesi üzerinden sağlık hizmeti alamaz. Eşinin durumuna göre sağlık hizmetlerinden nasıl yararlanacağı belirlenir.
Kızlarda durum farklı
2008 öncesi bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık yardımlarından faydalanan kız çocukları 2012’den itibaren sağlık yardımlarından, sigortalı veya evli olmadığı sürece yaş şartı aranmaksızın faydalanabiliyor. Ancak kız çocukları, sigortalı bir işe girer ya da evlenirlerse bu kapsamdan çıkıyor.
Ayda 272 TL ödenecek
Üniversiteyi kazanamayanlar bakmakla yükümlü olunan kişi statüsünü kaybediyor. Sınavı kazanan üniversiteye giderken, kazanamayanın gelir testine girmesi gerekiyor. Kazanamayan ve gelir testine gitmeyenler, üst dilimden genel sağlık sigortası primi ödeyerek sağlıktan paralı olarak yararlanıyor. Bu durumda olanlar teste girmedikleri için gelirleri asgari ücretin iki katı gibi kabul ediliyor ve bugünkü asgari ücret rakamı esas alınarak aylık 257 TL prim borcu çıkarılıyor. Ancak bu rakam 1 Temmuz tarihinden sonra asgari ücretin artışına bağlı olarak 272 TL olacak.
120 gün geçiş süreci var
Sınavı kazanan ve kayıt yaptırmayı bekleyenlere kolaylık var. Sonuçlar açıklanıncaya, hatta boş kontenjanlara ek yerleştirme yapılıncaya kadar gelir testi yaptırmak zorunda değiller. 4 ay boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar. Bu 120 günün parasını devlet ödüyor.
Gelir testinden kaçış yok
Üniversiteyi bitiren de gelir testiyle karşı karşıya. Yüksek lisansa devam edenler de 25 yaşı geçmişse teste tabi oluyor. Üniversiteden mezun olanlar bir ay sonra genel sağlık sigortalısı kabul ediliyor. Mezunlara bildirim yapılıyor ve gelirleri asgari ücret olarak kabul edilerek prim borcu çıkarılıyor. Gelir testinde prim miktarı ortaya çıkıyor. Fakat tebligattan sonra bir ay içerisinde teste girmeyenlere yüksek bir prim borcu çıkarılıyor.
Geliri yok ki, neyi ölçeceksin?
Gelir testi yapılırken; kişinin eşi, yaşlarına bakılmaksızın evli olmayan çocukları, aynı hane içerisinde yaşıyorlarsa kişinin anne babasının gelirleri esas alınarak hesaplama yapılıyor. Kişilerin gelirleri toplanıyor, bu gelir kişi sayısına bölünüyor ve ortaya kişi başı gelir çıkıyor. Üniversite mezununun geliri hesaplanırken anne ve babasının geliri de dikkate alınıyor.
Kendi geliri olmayan mezun, anne ve babasının geliri kişi sayısına bölününce yüksek geliri varmış gibi değerlendiriliyor ve yüksek prim ödemek zorunda kalabiliyor.
Çalışmayan ve geliri olmayan yeni mezun, ailesinin geliri düşünülerek belirlenen primi ödemek zorunda bırakılıyor. Oysa ki ülkemiz koşullarında bu primleri anneler - babalar ödüyor.
Gençlere işsizlik sigortası olsun
Yeni mezun olmuş, iş bulması çok da kolay olmayan gençlerimiz, bir de Kredi Yurtlar Kurumu’ndan kredi almışlarsa hayata ciddi bir borç yüküyle başlıyorlar. Hem kredi borcunu, hem de sağlık sigortası primini ödemek zorunda kalıyorlar.
Özellikle üniversiteyi bitirmiş yeni mezunların omuzlarına hem iş bulamama stresini, hem de genel sağlık sigortası primini yüklemek son derece yanlış.
Bu nedenle, Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, belirli yaş aralığında olan genç işsizlere, ilk kez iş arayanlara, işsizlik sigortasından yararlanma hakkı verilerek, hayata biriken prim borçlarıyla başlamaları engellenebilir. İşsizlik sigortasında biriken paranın bu durumdaki gençler için harcanmasına işveren cephesinin de olumsuz bakacağını düşünmüyorum.