Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, İsrail ordusunun Lübnan'daki savaş sırasında, uluslararası hukukun koruması altında olan sağlık merkezlerine, ambulanslara ve sağlık ekiplerine yönelik tekrarlayan hukuk dışı saldırılarının savaş suçu olarak soruşturulması gerektiğini belirtti.
Uluslararası Af Örgütü, Lübnan Hükümeti'ni, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, "Lübnan topraklarında işlenen Roma Statüsü kapsamındaki suçların soruşturulması ve kovuşturulması için yargı yetkisi vermeye ve mağdurların hak arama özgürlüğünü güvence altına almaya" çağırdı.
"Ekim 2024'te bir haftalık süre içindeki saldırılarda 19 sağlık çalışanı öldürüldü, 11'i yaralandı"
Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
"Lübnan hükümeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM), Lübnan topraklarında işlenen Roma Statüsü kapsamındaki suçları soruşturma ve yargılama yetkisi vermeli ve İsrail'e ciddi uluslararası insancıl hukuk ihlallerinden ötürü onarım sağlama çağrısında da bulunarak, etkilenenlerin telafi hakkını güvence altına almalıdır.
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımlanan bulgularında, İsrail'in 3-9 Ekim 2024 tarihleri arasında Beyrut ve güney Lübnan'da sağlık merkezlerine ve araçlarına yönelik dört saldırısına ilişkin araştırmasının sonuçlarını sunmaktadır. Ekim 2024'te bir haftalık süre içindeki saldırılarda 19 sağlık çalışanı öldürüldü, 11'i yaralandı ve çok sayıda ambulans ve iki sağlık merkezi hasar gördü veya imha edildi.
2024'te Lübnan'daki savaşta, İsrail ordusu defalarca sağlık merkezlerine ve tıbbi araçlara saldırdı. İsrail ordusu, kırılgan durumdaki sağlık sistemini zayıflatan ve insanların hayatlarını risk altına sokan bu tekrarlayan saldırıları izah etmek için yeterli gerekçe sağlamadığı gibi, saldırı mevkilerinde askeri hedeflerin varlığını gösteren belirli kanıtlar da sunmadı.
Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Politika, Savunuculuk ve Kampanyalar Kıdemli Direktörü Erika Guevara Rosas konu hakkındaki açıklamasında, 'İsrail'in sağlık merkezlerine ve personeline yönelik hukuk dışı saldırıları yalnızca ciddi uluslararası insancıl hukuk ihlalleri ve olası savaş suçları değil; aynı zamanda siviller için daha geniş çaplı yıkıcı sonuçlara yol açmıştır. Lübnan hükümetini, uluslararası toplumun da desteğiyle, savaş suçlarının şüpheli faillerinden hesap sorulabilmesini sağlamak üzere hızla harekete geçmeye çağırıyoruz. Yeni Lübnan hükümeti Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, topraklarında veya toprakları üzerinden işlenen Roma Statüsü kapsamındaki tüm suçları yargılama yetkisi vermelidir' ifadelerine yer verdi.
Lübnan, acilen UCM'nin Roma Statüsü'ne katılmalı ve mahkemeye 2002 yılından itibaren yargı yetkisi tanıyan bir beyanda bulunmalıdır. Bu süre içinde, Lübnan topraklarında veya toprakları üzerinden işlenen Roma Statüsü kapsamındaki tüm suçlarla ilgili olarak UCM'nin yargı yetkisinin kullanılmasını kabul ettiği yönünde geçici bir beyanda bulunmalıdır.
İsrail ordusu Hizbullah'ı defalarca savaşçı ve silah taşımak için ambulansları kullanmakla ve İslam Sağlık Derneği (IHA) ile bağlantılı sağlık merkezlerini 'terör faaliyetlerine kılıf' olarak kullanmakla suçladı. Ancak Uluslararası Af Örgütü, araştırılan dört saldırıda, saldırıların meydana geldiği esnada merkezlerin veya araçların askeri amaçlarla kullanıldığını gösteren bir kanıta rastlamadı.
Erika Guevara Rosas açıklamasında, 'Bir sağlık merkezine saldırıldığında siviller acı çeker. Hastanelerin askeri amaçlarla kullanıldığı ve bu yüzden uluslararası hukuk kapsamında korunan statülerini kaybettiği düşünülse bile, hastanelere ancak hastaların ve personelin tahliyesi için yeterli zaman tanıyan bir uyarı dikkate alınmadığında saldırılabilir. Saldıran taraf daima, saldırıdan beklenen somut ve doğrudan askeri avantaj ile saldırıdan kaynaklanan dolaylı insani sonuçlar da dahil, sivillere ve sivil yapılara verilmesi beklenen hasarı tartarak orantılılık ilkesine bağlı kalmak zorundadır' ifadelerini kullandı."
"Sağlık personeli, hastaneler ve diğer sağlık merkezleri uluslararası insancıl hukuk uyarınca koruma altındadır"
"Uluslararası Af Örgütü aralarında sağlık çalışanları, saldırıların görgü tanıkları, yerel yetkililer ve saldırılardan etkilenenlerin aile üyelerinin de bulunduğu 17 kişiyle görüştü. Araştırmacılar aynı zamanda Beyrut'un Başura bölgesinde İslam Sağlık Derneği'ne düzenlenen saldırı mahalini ziyaret etti. Uluslararası Af Örgütü ayrıca saldırıların ardından doğrudan kendisiyle paylaşılan veya basında ya da sosyal medyada yayımlanan 46 fotoğraf ve videoyu doğruladı. 11 Kasım 2024'te İsrail ordusuna mektup yazarak, bulgularını iletti ancak açıklamanın yayımlandığı tarihe kadar bir yanıt alamadı.
Sağlık personeli, hastaneler ve diğer sağlık merkezleri uluslararası insancıl hukuk uyarınca koruma altındadır. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) göre, silahlı gruplarda münhasıran savaş dışı işlevleri olan veya Hizbullah gibi silahlı bir kolu olan siyasi oluşumların yalnızca üyeleri ya da bu oluşumlarla bağlantılı olan kişiler, çatışmalara doğrudan katılmadıkları sürece ve bu süre boyunca hedef alınamaz. Sivil savunma örgütlerine kayıtlı olanlar da dahil Hizbullah ile bağlantılı olup yalnızca tıbbi veya insani görevler üstlenen sağlık personeli saldırılara karşı koruma altındadır.
Kasım 2024 sonlarında Lübnan'da ateşkes ilan edildi. 2025 başlarında, İsrail'in dört saldırısından etkilenen sağlık çalışanları, hâlâ hasar gören veya tahrip edilen merkezler ve araçlarla ve meslektaşlarının kaybıyla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da insanlara bakım sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını söylediler. Çalıştığı merkez İsrail'in düzenlediği bir saldırıda yıkılan bir sivil savunma ekibi üyesi, ekibin mevcut durumda yerel bir köylünün evinden çalıştığını ve burayı kendilerine 'yeni bir yer bulup taşınana kadar (…) geçici olarak teklif ettiklerini' söyledi.
Erika Guevara Rosas, 'Faillerin cezalandırılması, etkilenenlerin tazminat alması ve bu suçların bir daha asla tekrarlanmaması için sağlık personeline ve merkezlerine yönelik tüm saldırıların soruşturulması büyük önem taşıyor. Ateşkes, hasarı sona erdirmenin ve önlemenin yalnızca ilk adımıdır. İlerlemek için tüm taraflarca işlenen ciddi ihlallerden etkilenenler adaletin sağlandığını görmeli ve telafiye erişmelidir' dedi.
İsrail, 23 Kasım 2024'te 'Kuzey Okları Operasyonu'nu başlatmadan önce Uluslararası Af Örgütü, 8 Ekim 2023 ile 24 Haziran 2024 tarihleri arasında Lübnan'da sağlık ekiplerini ve merkezlerini vuran 11 saldırıya ait 80'den fazla fotoğrafı ve videoyu doğrulamıştı. Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Ekim 2023 ile Kasım 2024 arasında İsrail ordusu 67 hastaneye, 56 temel sağlık merkezine ve 238 acil sağlık ekibine saldırarak en az 222 sağlık ve acil yardım çalışanını öldürdü.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 21 Kasım 2024 tarihi itibariyle, 'Lübnan'da sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların yüzde 47'si -137 saldırıdan 65'i- en az bir sağlık çalışanının veya hastanın öldürülmesine yol açtı'.
Lübnan Covid-19 salgınının etkileriyle başa çıkmaya çalışırken, ülkenin sağlık sistemi 2019 sonlarında derinleşen devasa ekonomik kriz ve ardından 2020'deki Beyrut Limanı patlaması da dahil çoklu, süregelen ve birbiriyle bağlantılı krizler nedeniyle halihazırda zor durumdaydı.
27 Kasım'da İsrail ve Lübnan 60 günlük bir ateşkes anlaşması yaptı. Birkaç gün içinde çok sayıda ateşkes ihlali bildirildi. 27 Ocak'ta ateşkes iki haftalığına daha uzatıldı. İsrail daha sonra Lübnan topraklarında bazı mevkilerde kalmayı amaçladığını duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca, sivillerin öldürülmesine ve yaralanmasına yol açan hukuka aykırı saldırıların kanıtlarını da belgeledi. Aralık 2024'te yayımlanan bir araştırmada, İsrail güçlerinin Lübnan genelinde düzenlediği, en az 49 sivilin yanı sıra topyekûn aileleri öldüren ve savaş suçu olarak soruşturulması gereken dört hava saldırısını belgeledi.
Savaş sırasında Hizbullah, kuzey İsrail'e defalarca güdümsüz roketler fırlattı ve sivilleri öldüren ve yaralayan saldırılar gerçekleştirdi. Bazı vakalarda askeri hedefleri vurmak istediklerinde ısrar ettiler ancak diğerlerinde genel olarak sivil şehre veya kasabaya saldırdıklarını açıkladılar."
Şakir Paşa Ailesi: Aile albümü mü, yasak aşk arşivi mi? |