Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlara ilişkin gençlerle yapılan geniş kapsamlı anketin sonuçlarını 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde yayımladı. Ankete göre, iklim değişikliği Z kuşağı için dünyanın en büyük sorunlarından biri.
10 binin üzerinde gençle yapılan ankette dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlar arasında en sık dile getirilen sorun iklim değişikliği oldu. Devletlerin BM İklim Değişikliği Konferansına katılmak üzere İspanya’da bir araya geldiği gün anket sonuçlarını yayımlayan UAÖ, iklim değişikliği kriziyle mücadele konusunda yetersiz kalan dünya liderlerinin bu nedenle gençlere ayak uyduramadıkları konusunda uyardı.
UAÖ Genel Sekreteri Kumi Naidoo konu hakkında yaptığı açıklamada, “Bu yıl çok yüksek sayıda gencin iklim için harekete geçtiği düşünüldüğünde, anket yapılan gençlerin iklim değişikliğini dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorun olarak görmesi şaşırtıcı değil” dedi. Naidoo, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençler için iklim değişikliği, yaşadıkları çağın belirleyici sorunlardan biri. Bu, iklim acil durumuyla daha kararlı bir şekilde mücadele etmeleri için dünya liderlerine yapılan bir uyarı işaretidir. Aksi takdirde, genç kuşakları aldatmaya devam etme riskine girerler.”
Ipsos MORI araştırma şirketi, UAÖ adına, Z Kuşağı olarak da bilinen 18-25 yaş arası 10 binin üzerinde gence “İnsanlığın Geleceği” anketi kapsamında sorular yöneltti.
Gençlere insan haklarının ülkelerindeki ve dünyadaki mevcut durumuyla ilgili fikirleri, hangi sorunları en önemli sorunlar olarak gördükleri ve insan hakları ihlallerine son verilmesi konusunda kimin sorumlu olduğunu düşündükleri soruldu. Ankete katılanlardan dünyanın karşı karşıya olduğu 23 temel sorundan beşini seçmeleri istendi. Toplamda, yanıt verenlerin yüzde 41’i, iklim değişikliğinin dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri olduğunu söyledi. Böylece iklim değişikliği tüm dünyada en sık dile getirilen sorun olarak öne çıkarken, bunu yüzde 36’yla çevre kirliliği, yüzde 31’le de terör sorunu takip etti.
"Sağlıklı çevrede yaşama hakkı şarttır"
Küresel ısınma; okyanus kirliliği, hava kirliliği ve ormansızlaşma gibi dünyanın karşı karşıya olduğu 10 çevresel sorun arasında yüzde 57’lik oranla en önemli çevresel sorun olarak ifade edildi.
Kumi Naidoo, “İnsan Hakları Günü olan bugün, iklim krizinin genç kuşaklar açısından muhtemelen en belirleyici sorun olacağını kabul etmemiz gerekir. Güvenli iklim de dahil olmak üzere sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, diğer birçok haktan faydalanabilmek için şarttır. Bu, bugün gençlerin en ön sırada savunmak zorunda kaldığı bir haktır” dedi.
Z kuşağı “başarısızlığa uğramış bir sistemde yaşıyor”
Anketin bulguları iklim krizinin çok ötesine geçerek, Z Kuşağının kendi ülkelerinde karşılaştıkları gündelik zorluklar ve yaşadıkları kaygılar hakkında da bilgi verdi. Ulusal düzeyde yolsuzluk, yüzde 36’lık bir oranla en önemli sorunlardan biri olarak ifade edildi. Bunu yüzde 26’yla ekonomik istikrarsızlık, yüzde 26’yla çevre kirliliği, yüzde 25’le gelir eşitsizliği, yüzde 22’yle iklim değişikliği ve yüzde 21’le kadına yönelik şiddet takip etti.
“Bu kuşak eşitsizliklerin, ekonomik istikrarsızlığın ve kemer sıkma tedbirlerinin giderek arttığı, çok yüksek sayıda insanın hiç umursanmadığı bir dünyada yaşıyor” diyen Kumi Naidoo, şöyle devam etti:
“Tüm bu sorunlarla karşı karşıya kalan gençlerin mesajı açık: ‘Başarısızlığa uğramış bir sistemde yaşıyoruz.’ İklim değişikliği, çevre kirliliği, yolsuzluk ve yetersiz yaşam standartları gibi sorunların hepsi, güçlülerin çıkarcı ve çoğunlukla kısa vadeli kazanımlar uğruna sahip oldukları gücü istismar ettikleri gerçeğine ışık tutuyor.”
Kitlesel protestolar dönemi
Anketin bulguları; Cezayir’den Şili’ye, Hong Kong’dan İran’a, Lübnan’dan Sudan’a kadar dünyanın dört bir yanında kitlesel protestoların yaygın şekilde gerçekleştirildiği bir döneme rastladı. Bu hareketlerin birçoğuna büyük ölçüde yolsuzluk, eşitsizlik ve yetki istismarına öfkeyle karşı çıkan ve bu nedenle şiddetli baskılara uğrayan gençler ve öğrenciler öncülük etti.
Kumi Naidoo, “UAÖ, gençlerin sistemsel dönüşümler talep ettiği kanaatindedir. Gençler iklim acil durumu ve yetki istismarı nedeniyle hesaplaşma talep ediyor. Gitgide yaklaştığımız bir enkaz yerine bambaşka, aydınlık bir gelecek istiyorlar” ifadelerine yer verdi.
İnsan haklarını esas alan sistem değişikliği çağrısı
“İnsanlığın Geleceği” başlıklı anketin bulgularına göre gençlerin büyük çoğunluğu, iklim değişikliğinin yanı sıra genel olarak insan haklarına değer veriyor ve insan haklarını koruma konusunda en büyük sorumluluğu devletlerin üstlenmesini istiyor.
Ankete yanıt verenlerin uzlaştığı konular şunlar:
- Anketin yapıldığı ülkenin geleceği için insan haklarının korunması esastır (yüzde 73 katılıyor, yüzde 11 katılmıyor).
- Devletler, ekonomik büyümeden çok yurttaşların esenliğini önemsemelidir (yüzde 63 katılıyor, yüzde 13 katılmıyor).
- İnsan hakları ekonomiyi olumsuz etkilese bile korunmalıdır (yüzde 60 katılıyor, yüzde 15 katılmıyor).
Bulgulara göre, anket yapılan ülkelerdeki gençlerin büyük bir kısmı, insan haklarının korunması konusunda en büyük sorumluluğu devletlerin üstlenmesi gerektiğini düşünüyor. İlgili soruya yanıt veren gençlerin toplamda yüzde 73’ü devletleri, yüzde 15’i bireyleri, yüzde 6’sı şirketleri, yüzde 4’ü ise yardım kuruluşlarını işaretledi.
Ayrıca birçok genç, seçimlerde oy vermenin insan hakları değişimlerini başlatmak için boykot etmek veya bir protestoya katılmaktan daha etkili bir yöntem olduğunu düşünüyor. Tüm bu sonuçlar bir arada okunduğunda, “dinlemeye istekli” liderler açısından iyi haberler olduğu da söylenebilir.
“Dünya liderleri dikkatle kulak verdikleri zaman Z Kuşağının sınırlı değişiklikler talep etmediğini fark edecek. Gençler, dünyanın işleyişinde temelden değişimler istiyor. Liderler bu talepleri ciddiye almadıkları takdirde bütün bir kuşağı aldatma riskine girer” diyen Kumi Naidoo, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“2019’daki olaylardan öğrendiğimiz bir şey varsa, o da genç kuşakların kendilerini ilgilendiren kararlarda söz sahibi olmayı hak ettiğidir. Ön saflarda duranların sesleri insanlığın karşı karşıya oldukları zorlukların üstesinden nasıl gelineceğine dair yapılan tartışmaların bir parçası olmadığı müddetçe, dünyada tanıklık ettiğimiz krizler ancak daha da şiddetli bir hal alır.”
“Her şeyden önce devletler, yeni on yıla başlarken iklim acil durumuyla mücadele etmek, eşitsizlikleri azaltmak ve yetki istismarlarına son verecek somut reformları uygulamaya sokmak amacıyla kayda değer adımlar atmalıdır. Bizi felaketlerin eşiğine getiren ekonomik ve siyasal sistemlerimizde insan haklarını esas alan sistemsel değişiklikler yapılmasına ihtiyacımız var.”