Yeşim Yaprak Yıldız
BBC Türkçe
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk tarafından hazırlanan, araçların cadde ve sokaklara park edilmesi, itfaiye çalışanlarının özlük hakları ve korsan taksiciliğe ilişkin düzenlemeler içeren bir torba yasaya eklenen yasa teklifi dün Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.
30 Mayıs 2012 günü, Hava-İş sendikasının çağrısıyla yasayı protesto etmek için iş bırakma eylemi düzenlenmişti. Basın açıklamasına katılan, işe gitmeyen ve raporlu yaklaşık 300 çalışanın eylemlerinin yasadışı olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesi üzerine eylemler bugün de devam etti.
Sözkonusu yasa değişikliğiyle, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 29'uncu maddesinin birinci fıkrası, "Banka ve noterlik hizmetleri ile havacılık hizmetlerinde grev yapılamaz" olarak değiştirildi.
Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yagcı BBC Türkçe’ye yaptğı açıklamada, yasanın çıkarılmasının Hava-İş sendikasının Türk Hava Yolları ile yaptığı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması nedeniyle grev kararı almasının ardından geldiğini söyledi.
Hava-İş Sendikası 15,000 Türk Hava Yolları ve uçak bakımı servisi Teknik A.Ş çalışanını temsil ediyor. Grev yasağı öncesinde her iki şirketin çalışanlarının hakları için toplu sözleşme görüşmeleri yürütülüyordu.
Yönetimin toplu iş sözleşmesi görüsmelerinin 18 ay uzamasına neden olduğunu ve birçok engel çıkardığını belirten Yağcı, sendikanın bunun üzerine grev kararı aldığını ve ardından AKP milletvekilleri tarafından çok hızlı bir şekilde tüm havacılık kollarına grev ve lokavt yasağı getiren bir yasanın meclis gündemine getirildiğini söyledi.
Yağcı yasanın ani bir şekilde çıkarılması nedeniyle, ve bu toplu sözleşme süresince kazanılmış hakların ortadan kalkması anlamına geleceğinden eylemin çalışanların haklı bir tepkisi olduğunu söylüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise yaptığı açıkalamada, yasa hazırlığının iş bırakmayla ilgili olmadığını, yeni toplu sözleşme ile, çalışma ve sosyal güvenlikle ilgili hazırlıkların bir adımı olduğunu söyledi.
Uluslararası sendikalardan kınama
Hava-iş sendikasının bağlı olduğu Uluslararası Ulaşım İşçileri Federasyonu (ITF) Genel Sekreteri David Cockroft BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada “Türkiye hükümetinin işçi ve insan hakları yolundan ayrılarak, temel özgürlüklerin kabul edilemez bir şekilde ihlal edildiği bir yola girdiğini” söyledi.
Türkiye’nin bu gidişata son vermesi gerektiğini belirten Cockroft uluslararası sendikaların bunun değişmesi için mücadele edeceğini de ifade etti.
Bugün, Avrupa Ulaşım İşçileri Federasyonu Brüksel'de yaptığı Yönetim Kurulu toplantısında grev yasağını kınayan bir açıklama yaptı. ILO 87. Sözleşmesine atıf yapılan açıklamada grev hakkının sendikaların işçi haklarını koruyabilmeleri için temel bir hak olduğu belirtildi.
Grev yasağı getiren yasanın gerekçesinde havacılık sektörünün öneminden bahsediliyor. Başbakan Erdoğan da açıklamasında THY'nin stratejik bir kurum olduğunu ve bu stratejik kurumda uzun süreli grevin ağır sonuçları olacağını söyledi.
Ancak Uluslararası Ulaşım İşçileri Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Sharon James, meselenin sektörün ne olduğu üzerinden değil uluslararası alanda tanınan grev hakkı üzerinden tartışılması gerektiğini söylüyor.
James, Türkiye’de Hava-İş sendikası üyelerinin eyleminin yansıtılma biçimi ile ilgili olarak grevin sendikaların ilk başvurduğu yol olmadığını, önce işverenle görüşmeler yapıldığını ve grev kararı öncesinde Hava-İş sendikasının da görüşmeler yürüttüğünü söylüyor.
Şu an Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde örgütlenme özgürlüğü konusunda Türkiye aleyhine birçok başvuru bulunduğunu belirten James, Türkiye’de mevcut sendika yasalarının da uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurguluyor.
Bundan sonra ne olacak?
Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Yağcı, yasanın çıktığı tarihten itibaren sendikanın toplu sözleşmeyi altı ay içinde Yüksek Hakem Kurulu’na göndermesi gerektiğini aksi takdirde yetkisinin düşeceğini belirtiyor. Bu şekilde şimdiye dek kazanılan hakların kaybedilme olasılığı olduğunu belirten Yağcı, bu şekilde sendikanın gücünün sıfırlandığını söylüyor.
Toplu sözleşmede görüşülen maddeler arasında maaşlarda enflasyon artışının yanısıra taşeron çalıştırma, geçici iş ilişkileri ve atipik istihdam biçiminin ortadan kaldırılması, kabin çalışanlarının dinlenme süreleri, gece uçuşlarının azaltılması gibi talepler mevcut.
Yağcı, bundan sonra hem yasal düzeyde hem de eylemler ile yasaya ve işten atılmalara karşı tepkilerini sürdüreceğini belirtiyor.
Sözleşmelerine son verilen çalışanlar iş mahkemelerine başvurmaya hazırlanırken, Yağcı, yurtdışı işçi sendikalarından temsilcilerin de katıldığı dayanışma eylemlerinin yapılacağını ve işten atılmalarla ilgili eylemlerin devam edeceğini söylüyor.
Atılacak adımlar arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bu yasanın meclise iadesini talep etmek için mektup gönderilmesi ve randevu talep edilmesi var. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi bekleniyor.
Avrupa Ulaşım İşçileri Federasyonu da yaptığı açıklamada Hava-İş ile dayanışma içinde olacağını açıkladı ve hükümeti yasayı geri çekmeye çağırdı.