Ukrayna geçici hükümetinin ülkenin doğusunda güç gösterisi girişimi, uzmanlara göre çaresiz bir denemeden öteye geçemedi. ‘Anti-terör operasyonu' olarak adlandırılan operasyonun başlangıcının hemen ardından medya üzerinden kamuoyuna yansıyan görüntüler, Ukrayna askerlerinin durumu konusunda soru işaretleri yarattı. Bölge sakinleri tarafından ablukaya alınmış halde tanklarının tepesinde çaresizce oturup bekleyen Ukrayna askerleri, ve kısa süre içinde ayrılıkçıların tarafına geçen ya da silah bırakanlar, Ukrayna hükümetinin ülkenin doğusunda kontrolü ele geçirebileceğini düşünenlerde hayal kırıklığı yarattı.
Alman Heinrich-Böll Vakfı Kiev bürosunun yöneticisi Kyryl Savin “Bu anti-terör operasyonunda hükümetin imkanlarını gözünde büyüttüğünü düşünüyorum. Ve şimdi bunun sonucunu gözlemleyebiliyoruz” diyor. Kendisi de Ukraynalı olan Savin, askerlerin üzerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklendiğini belirtiyor ve ekliyor:
“Bunlar gayet normal askerî birlikler. Savaşa girmek ve tüm araçları kullanarak düşmanla savaşmak üzere eğitilmişler. Tanklarının etrafında bir anda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce sivil görmek onlar için başa çıkılması çok zor bir durum.”
Kendi halkına karşı...
Kendi halkıyla karşı karşıya gelme duygusu pek çok askeri çaresizliğe sürüklüyor. Kiev'deki geçici hükümetin ‘doğuya batılı milliyetçileri gönderdiği' suçlamasıyla karşılaşmamak için ülkenin orta kesimleri ve doğu bölgelerinden gelen askerleri seçmesi durumu daha da karmaşıklaştırıyor.
Alman Heinrich-Böll Vakfı Kiev bürosunun yöneticisi Kyryl Savin, halk gibi ordunun da ikiye bölünmüş durumda olduğunu, bu bölünmenin özellikle de üst düzey ordu mensuplarında belirginleştiğini kaydediyor:
“Özellikle de doğulu subaylar kararsız durumda. Kiev'deki hükümetin zayıf olduğunu görüyorlar, bu ant,-terör operasyonlarının ne kadar amatörce hazırlandığını ve uygulandığını görüyorlar. Bu nedenle pek çoğu durumu kontrol altına alabileceklerine pek inanmıyor.”
Sovyet döneminden kalma teçhizat
Savin ordunun teknolojik açıdan da oldukça geride olduğuna dikkat çekiyor ve hâlâ eski Sovyet döneminden kalan teçhizatın yoğun olarak kullanıldığını belirtiyor. Elli yıllık T-64 Sovyet tankları buna bir örnek. Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün 2013 yılındaki verilerine göre Ukrayna ordusunun elinde bu tanklardan bin yüz tane bulunuyor. Doğu Avrupa uzmanı Ewald Böhlke de Ukrayna ordusunun yirmi yıldır Ukraynalı oligarklar ile devlet yetkilileri ve yakınları tarafından yağmalandığını belirtiyor.
Uzmanlar, ordu personelinin de yıllardır devlet tarafından ihmal edildiğine ve toplum içinde prestijini yitirdiğine dikkat çekiyor. Kyryl Savin, Ukrayna hükümetinin şimdi geçmişteki hataların bedelini ödediğini ve kısa vadede bu durumun değişmesinin mümkün görünmediğini belirtiyor. Savin'e göre Ukrayna hükümetinin şu an yapabileceği tek şey, birkaç özel birlik oluşturarak bunları çatışmaya hazır hale getirmek ve görevlerini doğru bir şekilde yerine getirmelerini ummak.