Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Türkiye'nin Ukrayna'ya misket bombası tedarik ettiği iddialarını yalanladı.
Twitter üzerinden açıklamada bulunan Bodnar, Foreign Policy dergisinde yayımlanan iddia ile ilgili olarak, "Türkiye ile Ukrayna ilişkilerinin altını oymak ve dünyada Ukrayna, Türkiye hakkında kötü imaj yaratmak için özel olarak üretilmiş bir haber" dedi.
Foreign Policy'ye konuşan kaynaklar, ABD tarafından tasarlanan misket bombalarının, 2022'nin son aylarından bu yana Türkiye'den Ukrayna'ya gönderildiğini öne sürmüştü.
Misket bombalarının kullanımı Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı ve uluslararası insan hakları ihlali olarak kabul ediliyor.
Kremlin: Takip ediyoruz
Öte yandan, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Foreign Policy'nin yayımladığı bir haberde, "Türkiye’nin Ukrayna'ya misket bombası tedarik ettiği" iddiasına ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bu haberlerin güvenilirliğinden bahsetmenin zor olduğunu vurgulayan Peskov, "Biliyorsunuz ki güvenilir ve doğru haberlerden çok sahte haberler var. Bu nedenle tabii ki tüm bunları dikkatlice takip ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Peskov, Türkiye'nin Ukrayna'ya Bayraktar ve mühimmatlarını sevk ettiğinin bilindiğini belirterek, "Türkiye, NATO üyesi bir ülke olarak yükümlülüklere sahip ve diğer ülkelerle ikili ilişkilere sahip. Fakat aynı zamanda karşılıklı anlayışa, karşılıklı çıkara, karşılıklı saygıya dayanan ve karşılıklı olarak en zor problemleri müzakereye hazırlıklı olan ortaklık ilişkileri Türkiye ile bizi birleştiriyor." ifadesini kullandı.
Rusya'nın Ukrayna ile müzakerelere hazır olup olmadığına yönelik bir soruya Peskov, "Rusya, sorunları müzakereler yoluyla çözmeye her zaman hazır olmuştur. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, defalarca buna hazır olduğumuzu söyledi. Tabii ki hedeflerimize barışçıl, siyasi ve diplomatik yollarla ulaşmak tercih edilen seçenektir." yanıtını verdi.
Peskov, Ukrayna yasalarının Ukrayna Devlet Başkanı'na Rusya ile diyalog kurmayı yasakladığı için Batılıların da Kiev'e bu tür bir esneklik denemesine izin verme eğiliminde olmadığını savundu.