Ekonomi uzmanı Uğur Gürses, kendi sitesinde kaleme aldığı yazısında ekonomi yönetiminde dövizle iç borçlanma adımının sonuçlarını değerlendirdi.
TL'nin rekor değer kaybının nedenleri arasında, ABD seçimleri belirsizliği, Türkiye'nin içinde bulunduğu diplomatik ve siyasi krizler ve pandemi olduğunu belirten Gürses, ekonomi yönetimindeki borçlanma politikası değişiminin sonuçlarını anlattı.
Gürses, yazısında borçlanma politikasındaki değişimi şöyle anlattı:
"Berat Albayrak’ın bakanlık koltuğuna oturmasıyla, çevresinden pompalandığı tanımlamayla “ezber bozan” yeni bir politika ortaya çıktı. İlk adımlardan biri, Hazine’nin yurtiçinden döviz ve altın borçlanmaya başlamasıydı. Oysa Hazine’nin yurtiçinde yaptığı döviz borçlanması 2003’ten itibaren azaltılmış, 2010’da da tamamen durdurulmuştu.
Yeni yönetimle Hazine, hem geçmişteki dış borç ödemelerinde izlediği ana ilkesi olan ‘Anapara kadar borçlan, faizini cepten öde’ ilkesini, hem de ‘yurtiçine döviz tahvili satmama’ ilkesini terk ederek, yerleşiklere altın ve döviz tahvili satışını patlattı."
Yazısında izlenen politikanın ekonomiye etkisini hesaplayan Gürses, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bugünkü kur zararının maliyeti yüzde 30’luk bir TL borçlanma faizine eş değer. Bu durum tam da “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma” durumu.
TL faizini düşürmek için yapılan bu “cin fikirli” döviz ve altın borçlanmasının Hazine’ye bıraktığı zarar görüldüğü gibi büyük."