Gündem

Uçum'dan teğmenler değerlendirmesi: İhraç sebebi disiplinsizlik, milli ordu göz bebeğimizdir

02 Şubat 2025 11:56

T24 Haber Merkezi 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, TSK'dan ihraç edilen teğmenlere ilişkin olarak; "Milli ordu göz bebeğimizdir. Dört yüze yakın olduğu söylenen yeni mezun teğmen “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedi. Bunların beşine ve disiplinsizlikle ilgili görülen üç sıralı amire ayırma cezası (ihraç) verildi. Gerçek buyken ayırma sebebi “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıdır demek, kasti bir çarpıtma anlamına gelir" değerlendirmesini yaptı. 

30 Ağustos’ta resmi mezuniyet töreninin sona ermesinin ardından alanda tekrar toplanarak kılıç çatan, Subay Andı okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edildi. MSB, 3 disiplin amiri; Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk, Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu ve Alay Komutanı Yardımcısı Albay Mustafa Alper Topsakal'ın da "ayırma cezası" aldığını duyurdu. Disiplin amirlerinin üst rütbeli subaylar olmaları dikkati çekti. T24'ün edindiği bilgiye göre, dokuz kişilik heyetten iki üye şerh koydu. İki üyenin ardından istifa ettiği iddia edildi.

Uçum'un yazısı şöyle: 

"Dört yüze yakın olduğu söylenen yeni mezun teğmen “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedi. Bunların beşine ve disiplinsizlikle ilgili görülen üç sıralı amire ayırma cezası (ihraç) verildi. Gerçek buyken ayırma sebebi “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıdır demek, kasti bir çarpıtma anlamına gelir. Eğer “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesi, ayırma cezasının sebebi olsaydı dört yüze yakın yeni mezun teğmene soruşturma açılması ve hepsinin ihraç edilmesi gerekirdi. Demek ki sorun Mustafa Kemal’in askerleriyiz demek değil, ısrarlı emre itaatsizlikten kaynaklanan disiplinsizliktir. Başkomutan Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensupları hiç tartışmasız kurucu liderimiz Atatürk'ün takipçisidir. Bu konu tartışmaya açılamaz. Dolayısıyla somut konu asla Mustafa Kemal’in askeri olmakla ilgili değildir, tamamen disiplinsizliğe bağlı askeri disiplin hukukudur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde disiplin tüm sistemin esasıdır.

"Konu milli ordu"

Milli Savunma Bakanlığı ve TSK orduya ilişkin disiplin hukukunu tavizsiz uygulayamazsa büyük zaafa düşmüş olur. Milli Orduya verilebilecek en şedit zarar disiplinsizlik virüsünü orduya bulaştırmaktır. Buna sebep olmak da disiplinsizliğe göz yummak da ihanete kapı açar. Somut durumda eylemin askeri disiplin hukukuna aykırı olduğu yönünde genel bir eğilim oluştu. Askeri disipline aykırı eylem var ama yaptırım uygulanmamalı demek tam bir aymazlık olur. Hele konuya ‘gençlik hatası hoş görülmeli’ diye bakmak tamamen yanlıştır. Konu, Milli Ordudur. Konu, tavizsiz şekilde Milli Orduyu korumaktır. O zaman tartışılabilecek tek husus bu kusurlu eylem için uygulanan yaptırımın orantılı olup olmadığıdır. Yaptırım uygulanmalı ama uygulanan yaptırım ağırdır demek ise hukuki bir iddiadır. Bu durumda bu iddianın sahipleri bunu hukuken kanıtlamak zorundadır. Tabi ki gerekçeli karara göre hukuki tartışma olabilir. En azından askeri disiplin hukuku çerçevesinde yani doğru zeminde tartışma yapılabilir, bunun hukuken anlamı da olur. Hukuk sınırları içinde kaldığı sürece bu tartışma makul kabul edilir.

"Konu yine bütün hukuki yönleriyle ele alınır"

İdari yargı denetiminde konu yine bütün hukuki yönleriyle ele alınır. Hukuki süreçler bittiğinde herkesin kabul etmesi gereken nihai kararlar çıkar. Ancak o aşamadan sonra kusurlu eylemleri sebebiyle yaptırıma uğramış kişilerin durumu netleşir. Onlar da kendilerine bir yol çizer. Hal böyleyken tamamen önyargıyla ve kendi ajandaları üzerinden karara karşı çıkanlar işin somut hukukuyla, yaptırım uygulanmış kişilerin gerçek durumuyla hiç ilgilenmiyor, hatta onları istismar eden yaklaşımlar bile görülüyor. İlginç olan karara itiraz eden bazı çevreler örtük de olsa kararı hukuken kabul ettikleri izlenimi veriyor. Belki de bu nedenle konunun esasının tartışılmasından kaçınılıyor, kararın gerekçesi hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunuluyor. Dolayısıyla karara karşı çıkan bir çok çevrenin, kişinin veya muhalifin gerçek derdi askeri disiplin tartışması ve hukuk değildir. Tek dertleri bu olayı dar siyasi çıkarları için istismar etmektir. Konu Atatürk ve Milli Ordu olunca bu istismarın vebali çok büyük olur. Fetöcü çeteden, yerli ve yabancı darbeci yuvalardan arındırılmış Milli Orduyu herhangi bir istismara konu yapmak tam bir gaflet halidir. Ayrıca bazı siyasiler, siyasi analistler, yorumcular ve medyacılar dahil belli kesimler bu ihraç işlemini; geleceğe etkisi, milli ordu-millet ilişkisi, ordu-siyaset ilişkisi gibi kendilerine cazip gelen büyük konular (!) üzerinden tartışmaya meyilliler. Buna yeltenenler ciddi yanlış yapar, hatta niyetleri öyle olmasa bile kışkırtıcı durumuna düşer. Milli Ordu Türkiye’nin bağımsızlığının, milli gücünün ve anti-emperyalist mücadelesinin askeri güvencesidir. Milli Ordu Türkiye’nin geleceğinin temel teminatlarından biridir. Türkiye’nin Milli Ordusu küresel emperyalizme karşı mücadelede, Merkez Afro-Avrasya’nın ve dünya mazlumlarının umududur. İşin özü, göz bebeğimiz Milli Ordumuz titizlikle korunmalıdır."

İhraç edilen teğmen dönüş davasını geri çekti; "Harp Okulu'nda yapı var"

TOLGA ŞARDAN YAZDI - Kara Harp Okulu’ndaki teğmen krizinde “Cumhurbaşkanı” detayı

FARUK BİLDİRİCİ YAZDI - Teğmenlere ceza telaşında düşülen komiklik


T24 Özel


Tek tıkla Zeugma Müzesi’ni kazı başkanının anlatımıyla gezin


Günün öne çıkan haberleri...

TIKLAYIN - Mansur Yavaş'ın İstanbul'da Ekrem İmamoğlu desteğinin perde arkası

TIKLAYIN - Günün spor manşetleri: "Morata'nın maliyeti belli oldu" "Fenerbahçe'de 2 flaş ayrılık" "Sıra Sörloth'ta"

TIKLAYIN - Bir mesajla başlayan kâbus: Kişisel bilgilerini seks sitelerinde dağıttılar, photoshop yapılmış fotoğraflar paylaştılar!

TIKLAYIN - Pınar Gültekin'i varile koyup yakan Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bozuldu

TIKLAYIN - TÜRMOB verilerine göre, İmamoğlu'nun iddia ettiği bilirkişi S.B.'nin lisanssız olduğu ortaya çıktı