Paul Adams
BBC Diplomasi Muhabiri
ABD Başkanı Joe Biden, "aklından neler geçtiğini görmek için" Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le masaya oturabileceğini söylediğinde; veya Almanya Şansölyesi Olaf Scholz Putin'le bir saat süren bir telefon görüşmesi yaptığında, bunlar ne anlama geliyor?
Elbette ki bunarın hiçbiri, Rusya ile en üst düzeyde barış görüşmelerinin başlayacağı anlamına gelmiyor.
ABD Başkanı Biden'ın da söylediği gibi; o görüşme sadece Rusya'nın Ukrayna'dan askerlerini çektiği takdirde gerçekleşebilir. O da şu ana kadar olmadı.
Kremlin ise Washington'un, Rusya'nın Ukrayna'da Eylül ayında ilhak ettiğini açıkladığı yerleri tanımamasından şikayetçi. Kremlin; aynı zamanda Kiev yönetiminin, Batı'nın yaptığı silah yardımları sebebiyle "uzlaşmaya yanaşmadığını" söylüyor. Bunlar da bize henüz bir dönüm noktasına yakın olmadığımızı gösteriyor.
Ancak savaş dokuzuncu ayına girerken ve Ukrayna'da çetin kış koşulları daha fazla ölüm, yıkım ve faciaya yol açacak gibi dururken artık barış görüşmelerinin ne zaman başlayacağı sorusu daha sık sorulur oldu.
ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley'in son dönemde yaptığı "müzakere fırsatı varsa kaçırılmamalı" açıklamaları ise ABD yönetimi içinde bu konudaki farklı görüşleri ortaya çıkardı.
O zamandan bu yana ABD'li yetkililer ve Batılı siyasiler ısrarla "müzakerelerin ne zaman ve nasıl başlayacağına Ukrayna karar verecek" diyor.
Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Kendi toprakları için ne zaman ve hangi şartlar altında müzakereye başlayacakları konusunda Ukraynalıların kararına saygı göstermek zorundayız" dedi.
Kapalı kapılar ardında ise Batılı yetkililer, henüz masaya oturma zamanının gelmediğini söylüyor. Moskova'nın henüz anlamlımüzakereler yapmaya hazır olmadığı; önümüzdeki aylarda Rusya'nın pozisyonunun zayıflayacağı görüşü hakim.
Batılı bir üst düzey diplomat, "Müzakere için doğru zaman gelecek, ama şu an pek doğru bir zaman gibi durmuyor" diyor.
Şimdilik Batı'nın görevinin Ukrayna ordusunu "O zaman gelene kadar en iyi konuma getirmek üzere desteklemek" olduğunu söylüyor.
Yetkililer, müzakere masasına oturma zamanını açıkça konuşma konusunda son derece dikkatli.
Ancak önümüzdeki aylarda Ukrayna daha fazla toprağını kazanırsa görüşmeler öncelik kazanmış olacak. Zamanlama, Ukrayna'nın Batılı müttefiklerinin daha ne kadar askeri destek vermeye hazır olduğu sorusunun yanıtında olacak.
Kabaca özetlersek, Rusya'nın işgale başladığı 24 Şubat'taki sınır hatlarına dönülmesi önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Ukrayna'nın o noktadan daha ileri gitmesi ve Rusya'nın 2014'te ilhak ettiği Kırım ile Donbas'ın Rus ordusunun kontrol ettiği bazı bölgelerini geri alması için destek vermeye devam etmek; bir başka büyük dönüm noktası olur.
Pentagon ve Rusya Savunma Bakanlığı'nın ya da CIA Direktörü William Burns ile Rus mevkidaşı Sergey Narişkin'in dahil olduğu sessiz görüşme kanalları ise çalışmaya devam ediyor.
Ancak müzakerelerin nasıl ve ne zaman başlayacağı konusuna dönersek; Ukrayna'daki savaşın diplomatik çözümle sona erdiğini görmek için henüz önümüzde uzun bir yol var.