Ekonomi

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Açık deniz balıkçılığına geçilmeli

Ankara, 31 Ağustos (DHA) – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridiyle dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunan Türkiye’deki su ürünleri avcılığının kıyı balıkçılığına dayandığına dikkat çek

31 Ağustos 2017 12:42

Ankara, 31 Ağustos (DHA) – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridiyle dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunan Türkiye’deki su ürünleri avcılığının kıyı balıkçılığına dayandığına dikkat çekerek “Yeterli altyapı oluşturulmalı, açık deniz balıkçılığı teşvik edilmeli, kıyı sularımızdaki av baskısı hafifletilmelidir” dedi.
Şemsi Bayraktar, 15 Nisan’da başlayan denizlerde av yasağının bu gece sona ereceğini bildirerek, balıkçılara ürünü bol, bereketli bir sezon diledi. Bayraktar, Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili, 4 denize kıyı, Anadolu ve Trakya gibi iki yarımadadan oluşan müstesna bir ülke olduğu, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridiyle dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunduğuna dikkat çekerek, bu büyük potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.    
Balık avcılığının, çok eski zamanlardan beri kullanılan bir gıda temin yöntemi ve aynı zamanda önemli bir geçim kaynağı olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Su ürünleri üretimimiz, 2015’de bir önceki yıla göre yüzde 25.1 oranında artarak, 672 bin 241 tona yükselmiştir. 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 12.4 oranında azalan üretim, yeniden 600 bin tonun altına, 588 bin 715 tona inmiştir. 2016’da toplam su ürünleri üretimimizin yüzde 51.2’sini deniz ürünleri, yüzde 5.8’sini tatlı su ürünleri ve yüzde 43’ünü yetiştiricilik ürünleri oluşturmaktadır.”
Türkiye’deki su ürünleri avcılığının kıyı balıkçılığına dayandığına işaret eden Bayraktar, şu cümlelerle açık deniz balıkçılığı çağrısında bulundu:
“Yeterli altyapı oluşturulmalı, açık deniz balıkçılığı teşvik edilmeli, kıyı sularımızdaki av baskısı hafifletilmelidir. Sektörde üretim değeri, 3 milyar 239 milyon lirası yetiştiricilik ürünleri, 1 milyar 115 milyon lirası deniz avcılığı ürünleri, 117 milyon lirası iç su ürünleri olmak üzere 4 milyar 471 milyon lirayı buluyor.  Üretim değeri 4.5 milyar liraya yaklaşan su ürünleri sektörü, potansiyelini sürdürülebilir bir şekilde kullanır, açık deniz balıkçılığına ağırlık verilirse, ülkemize çok daha büyük katkı sağlayabilir” dedi.
Yapılması gerekenler
Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şart olduğuna dikkati çeken Bayraktar, sektörün iyileştirilmesi için şu önerilerini sıraladı:
1.    “Stokları koruyucu ve geliştirici çalışmalar yapılmalı ve koruma kontrol çalışmaları artırılmalıdır. 
2.    Av yasaklarına titizlikle uyulmalıdır. 
3.    Bakanlığının su ürünleri avcılığı denetimleri, avlanma zamanı ve yerleriyle ilgili yasakları, avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartlar sektör için faydalıdır. Tarım Bakanlığı, 10 metre ve üzerindeki balıkçı gemilerini kendi isteğiyle avcılıktan çıkaranları desteklemektedir. 
4.    Tarım Bakanlığının 2016 yılında Balıkçı Gemilerini İzleme Sistemini oluşturması su ürünleri sektörü için önemli bir gelişme olmuştur. Yine 2017 yılı tarım desteklerinde yer alan ve ilk kez uygulanmaya başlayan geleneksel kıyı balıkçılığı desteklemesi de önemli bir gelişmedir. Bu destekle geleneksel kıyı balıkçılığı devamlılığının sağlanması ve bakanlıkça belirlenen verilerin toplanması, kayıt altına alınması karşılığında; iç sularda faaliyet gösteren balıkçı gemilerinin tamamı ile denizlerde faaliyet gösteren 10 metreden küçük boylardaki balıkçı gemilerine destek verilecektir. 
5.    Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalıdır.
6.    Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. 
7.    Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
8.    Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. 
9.    Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.”