Geçen hafta Ankara’daki federasyon binaları da dahil olmak üzere polis tarafından arama yapılan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), üye işadamlarının üst düzey kamu görevlilerince ve parti temsilcilerince dernekten istifa etmeye ve karalayıcı açıklama yapmaya zorlandığını iddia etti. Konfederasyon, “Kamuoyuna yansıyan haksız ithamların ve mesnetsiz suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz” dedi.
Zaman gazetesinde yer alan habere göre; TUSKON tarafından yapılan açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde geçen cuma günü Ankara'da derneğe bağlı Anadolu İşadamları Federasyonu (ANFED) ve federasyon üyesi derneklerde polis eşliğinde arama yapıldığına işaret edildi. Açıklamada, “Son günlerde TUSKON yönetim kurulu üyelerimiz bizatihi bulundukları illerdeki üst düzey kamu görevlilerince ve muhtelif parti temsilcilerince TUSKON Yönetim Kurulu üyeliğinden ve dernek üyeliklerinden istifa etmeye ve TUSKON faaliyetlerimizi karalayıcı ifadeler içeren açıklama yapmaya zorlanmaktadır” dendi.
Açıklamada, TUSKON kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde kendi tüzüğündeki amaçlara uygun olarak ülkenin dış ticaretinin yeni pazarlar odaklı genişlemesini desteklemeye yönelik faaliyetlerde bulunduğu belirtildi. Bu faaliyetlerin ciddi bir kısmının da iki yıl öncesine kadar Ekonomi Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi ortaklığında organize edildiğinin ifade edildiği açıklamada, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı'nın bazı yurtdışı gezilerinin iş heyetlerinin organizasyonları da kurum tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. Açıklamada, “Türkiye'nin en prestijli, ciddi ve sorumluluk sahibi sivil toplum kuruluşlarından biri olmamıza rağmen, bahsi geçen soruşturma öncesinde de, son iki yıldır son derece haksız ithamlara ve baskılara maruz kalmaktayız” dendi.
“Mesnetsiz ithamları kabul etmiyoruz”
TUSKON'un açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bu baskılar 1 Kasım seçimleri sonrasında daha da pervasız bir hal almış ve Koza İpek Holding'e kayyum atanması örnek verilerek işadamlarının TUSKON'dan ayrılmaları ve başka sivil toplum kuruluşlarına üye olmalarına yönelik baskılar daha da artırılmıştır. Biz inandığımız ahlak, vicdan, demokrasi, basın özgürlüğü, teşebbüs hürriyeti, kanun önünde eşitlik, hukukun üstünlüğü ve diğer evrensel değerlerin gelişmesinin önemine inandık. Bu değerlerin güçlenmesinin ekonominin, dış ticaretin, milletimizin refahının artışına sebep olacağına inandık. Bugün gelinen noktada bu değerlere bağlılığımız ve Türkiye'nin geleceğinin bu değerlere bağlı olduğuna dair inancımız değişmemiştir. Kamuoyuna yansıyan haksız ithamların ve mesnetsiz suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz. Bu hususlara dair mücadelemizi hukukî çerçevede sonuna kadar devam ettireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı.