TÜSİAD Girişimcilik Ekosistemi Çalışma Grubu Eş Başkanı Barış Özistek, yetkin işgücü, inovasyon kabiliyeti, teknokentlerde yer alan şirketlere yönelik teşvik yapısıyla, startuplar ve teknoloji firmaları için Türkiye’nin EMEA Bölgesi’nin girişimcilikte ilk on merkezi arasına girdiğine işaret eden TÜSİAD Raporu’na ilişkin mevcut güçlü yönlerimizin korunması gerektiğini söyledi. Özistek, yatırımlarda kaynak yetersizliğine vurgu yaparak “Türkiye’de yatırımcıların, üretken yapay zeka, bio-science gibi derin teknoloji alanlarında tohum yatırımı olan 10-20 milyon doları toplamaları kolay değil“ dedi.
Türk iş dünyasının çatı örgütü TÜSİAD “Startuplar ve teknoloji firmaları için Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesinin cazibe merkezi olarak Türkiye” başlıklı rapor hazırladı.
Rapora dair BloombergHT’de Gündem Teknoloji programında konuşan TÜSİAD Girişimcilik Ekosistemi Çalışma Grubu Eş Başkanı Barış Özistek “Türkiye, girişimcilikte EMEA Bölgesi’nin ilk on cazibe merkezi arasına giriyor. Bunu sağlayan etkenler, yetkin işgücü, inovasyon kabiliyeti, teknoloji şirketlerine yönelik teşvik yapısıve pazar potansiyelini sayabiliriz. Ancak güçlü yönlerimizi korumamız gerek. Bir defalık şeklinde yapılan vergi uygulamaları, teknoloji girişimciliği ekosistemine ciddi anlamda zarar veriyor. Etkisi çok uzun sürüyor” dedi.
''Türkiye girişimcilikte EMEA Bölgesi’nin ilk 10 cazibe merkezi arasında”
Bloomberg HT'de yer alan habere göre, Barış Özistek “Türkiye girişim ve teknoloji ekosistemini değerlendirdik. Amaç bu ekosistemi dünyaya tanıtmak. 500’ün üzerinde veri incelendiğinde, Türkiye, EMEA Bölgesinde ilk 10 içerisinde yer alıyor.
Yatırım, destekler, yetenek, inovasyon kabiliyeti ve pazar durumu genel başlıklar bizi bu sıralamada yukarıda tutuyor. Rakiplerimiz, Macaristan, Polonya, BAE gibi ülkeler yer alıyor. Mevcut destekleri korumamız lazım yoksa teknoloji şirketleri bir gecede farklı ülkeye gidebiliyor, yani sanayi yatırımları gibi değil” açıklamasını yaptı.
“Yazılımcı geliştirme kapasitemizi artırmalıyız”
Yazılımcı eğitimine odaklanılması gerektiğine vurgu yapan Barış Özistek “Güçlü olduğumuz yönümüz yetenek yani yazılım geliştirme yetkinliğimiz, kapasitemiz var. Bu alanı daha güçlendirip sıralamada yerimizi yukarı taşıyabiliriz. 85 milyonluk bir ülkeden bahsediyoruz yani yazılımcı eğitimine odaklanmamız gerek” şeklinde sözlerini tamamladı.
“Yerli yatırımcı, üretken yapay zekaya dayalı teknoloji yatırımlarına kaynak sağlamakta zorlanıyor''
Yatırımcıların kaynak bulmadaki sıkıntılarına değinen TÜSİAD Girişimcilik Ekosistemi Çalışma Grubu Eş Başkanı “Raporda birçok maddede ilk ondayız ancak derin teknoloji yatırımları konusunda on beşinci sıradayız yani EMEA Bölgesi’nde ortalardayız. Bu derin teknoloji tarafında yatırım kapasitemiz düşük anlamına geliyor. Derin teknoloji yani üretken yapay zekaya, bio-science alanındaki teknoloji yatırımlarına, tohum aşamasında 10 milyon dolar yatırım ihtiyacı duyulurken bir sonraki aşamada 100 milyon dolarları aşan yatırım ihtiyacı bulunuyor. Türkiye’de 10-20 milyon doları toplamak çok zor. Türkiye’de birkaç firma gelerek ancak kaynak sağlayabiliyor. Yatırımcılar derin teknolojiye dayalı yatırım alanlarından kaçınıyor çünkü bir sonraki turda yatırım tutarları artıyor. Fon toplamak zorlaşıyor” dedi.
“Teknoloji şirketlerine getirilen vergiler, girişimcilik ekosisteme zarar veriyor”
Teknoloji şirketlerine getirilen vergi uygulamalarının girişimcilik ekosistemine kalıcı, olumsuz etkilerinin olduğunu söyleyen Barış Özistek “Teknoloji şirketleri için çok avantajlı uygulamalar özellikle teknokentler tarafında var ama zaman zaman yapılan, bir defalık şeklinde yapılan vergi uygulamaları, teknoloji girişimciliği ekosistemine ciddi anlamda zarar veriyor. Etkisi çok uzun sürüyor. Örneğin, emisyon priminden vergi alınması. Türkiye’de girişimciler aldıkları yatırımların yüzde 10’unu vergi olarak ödedi. Bu uygulamanın toplam rakamı Türkiye için çok düşük ancak yerli teknoloji şirketlerimiz olumsuz etkilendi. Ayrıca yabancı yatırımcı Türkiye’de bir şirkete yatırım yapacağı zaman Türkiye’de sermayeden para alınıyormuş diyor. Yerli girişimci şirketler de vergi uygulamalarında öngörülebilirlik ister” değerlendirmesini yaptı.