Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması gerektiğini belirterek "İki yıla yakın bir süredir devam eden olağanüstü hal tedbirlerinden normalleşme sürecine geçiyor olmamız gerekir" dedi.
Sputnik'te yer alan habere göre, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Bilecik, OHAL'le ilgili olarak şunları söyledi:
"Bizim kendimize biraz daha fazla bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Acaba demokratik gidişatta herhangi bir eksiğimiz oluyor mu? Bu noktanın altını çizmeyi istedim. Bu noktada kendi öz eleştirimizi yapmalıyız. Normalleşme sürecinin daha hızlanması gerekiyor. İki yıla yakın bir süredir devam eden olağanüstü hal tedbirlerinden normalleşme sürecine geçiyor olmamız gerekir."
Bilecik, "Hukukun üstünlüğünün perspektifi doğrultusunda da bakan bir yapımız olması gerekir ki, dış politikalarda çok daha başarılı olan, AB üyelik müzakerelerinde de veya diğer baktığımız konularla da farklı bir ülke olmamız açısından bunları son derece önemli görüyorum" şeklinde konuştu.
Ortadoğu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerine sıcak bakmasını Batı ile yapılan işbirlikleri ve entegrasyona bağlayan Bilecik, özellikle Almanya seçimlerinden sonra AB ile yapılan görüşmelerin hızlanması, sıcaklaşmasının önemli noktalardan biri olduğunu vurguladı. Birleşik Krallık’ın 2016 Haziran ayında Brexit süreci nedeniyle önemli sorunlar yaşanabileceğinin altını çizen Bilecik, otomotivden tekstile, gıda mamullerine kadar vergi problemi ve iş yapma zorluğu sorunu ortaya çıkacağını kaydetti.
"Türkiye, AK Parti'nin ilk döneminde müthiş bir öykü yarattı"
"Türkiye, 2002-2007 AK Parti'nin ilk döneminde müthiş bir öykü yarattı" diyen Bilecik, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir Türkiye öyküsü doğdu. Şimdi Türkiye'nin yeni bir öyküye ihtiyacı var. Bu acı ama gerçek değil, gerçeğin ta kendisini ve güzel bir gerçek. Biz bunun teknoloji alanından gelebilecek, özellikle içinde Sanayi 4.0'ı barındırabilecek, Türkiye'nin teknoloji yatırımını ön plana alabilecek bir noktadan çıkabilme ihtimalini çok yüksek görüyoruz. Acaba Türkiye'nin öyküsü katma değeri yüksek teknoloji alanından mı çıkar? Böyle bir hedefi daha sıklıkla konuşmamız gerekir."