Ekonomi

TÜSİAD'da genel kurul günü... Kaslowski: 3 yıldır açıklanan ekonomik paketler sonuç vermedi

30 Mart 2021 13:11
TÜSİAD olağan genel kurulunda Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Simone Kaslowski bu göreve yeniden seçildi. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Başkanı Tuncay Özilhan da tekrar seçildi.

Genel kurulun açılış konuşmasını TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ile TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski yaptılar. Özilhan yaptığı konuşmada ekonominin gündemindeki Merkez Bankası rezervleri, dolardaki sıçrama, yüksek faiz gibi konulara değindi.

TL’nin değerindeki yüksek oynaklığin kronik sorun olduğunu belirten Özilhan, "TL’deki değer kaybının bir nedeni döviz geliri üretme kapasitesinin düşüklüğü ise bir diğer nedeni de geleceğe ilişkin belirsizlik ve güvensizliktir. Sorun şiddetlenince rezervlerden döviz satarak TL’nin değerini korumaya çalışmak, ancak kısa süre için işe yarar. Aynı sorunun hep tekrarlamaması için ekonomik yapının dönüşüp döviz gelirlerinin artırılması ve ekonomi yönetiminin güven sağlaması gerekir” dedi.

"Tasarruflar artmazsa faiz indirimi kalıcı olmaz"

Özilhan konuşmasında yüksek faizle ilgili tartışmalara değinerek, “Yüksek faiz oranları tasarruf açığının sonucudur. Tasarrufları artırmazsak, TL’ye güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekmezsek, hiçbir faiz indirimi kalıcı olmaz. Nitekim hep böyle oluyor. Faizler, bir tansiyon hastasının tansiyon ilacına verdiği tepki gibi hızla iniyor, ilaç kesilince yeniden çıkıyor. Bu iniş çıkışlar bünyeyi daha da zayıflatıyor. Yatırımcı güveni tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararları da alınamıyor. Yatırımcı güven ister. Sık sık değişmeyen kurallar ister. Uzun vadeli yatırımın sırrı istikrar ve güvendir” diye konuştu.

Enflasyonla mücadele için fiyat kontrollerinin yetmediğini de belirten Özilhan, kalıcı çözümün üretim kapasitesini artırmak olduğunu belirtti. Türkiye’nin önündte kaçırılmaması gereken bir fırsat bulunduğunu ifade eden Özilhan şu ifadeleri kullandı:

“Pandemi ertesinde ticaret zincirlerinde değişim bekleniyor.  Avrupalı şirketlerin tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek ve daha yakın coğrafyaya taşımak istemeleri Türkiye’nin önemini daha da artıracak. Bu fırsattan yararlanmak için Türkiye sorunlarını geride bırakıp sanayi ve tarımsal üretim kapasitesiyle hazır hale gelmeli.”

“İstanbul Sözleşmesi’nin iptali kadına şiddete karşı verilen mücadeleyi kolaylaştırmadı”

Türkiye’nin uzun yıllar çözmekle uğraştığı en önemli toplumsal sorunlardan birinin kadın-erkek eşitliği olduğunu kaydeden Özilhan, “Kadınlara seçme hakkı verilen ilk ülkelerden birisi olan ülkemizde, şimdiye kadar alınmış olan çok sayıda önleme rağmen, kadınların ekonomik, toplumsal ve siyasi alanda ikincil planda kalmasının önüne geçilemedi. İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmiş olmasının, kadına şiddete karşı verilen mücadeleyi kolaylaştırmadığı görüşündeyiz” değerlendirmesi yaptı.

Hukuk reformuna da değinen Özilhan, “Şimdiye kadar ilan edilmiş olan yargı reformları bizi arzu ettiğimiz hukuk devleti ve demokrasi standartlarına yaklaştırmadı. Esas olması gereken demokrasi ruhunun ve etik ilkelerin yürütme ve yasamadan yargıya tüm süreçlerdeki görevliler tarafından içselleştirilmesi. Karar alırken herkesin evrensel normları gözetip elini vicdanına koyarak hareket etmesi” dedi.

“Açıklanan paketler işe yaramadı”

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ise yaptığı konuşmada son açıklanan ekonomi reform paketine değinerek, “İşsizlik, toplumumuzun bugününü ve geleceğini korkutucu şekilde tehdit etmektedir. Bunun yanında geçmiş on yılın küresel ölçekteki kolay finansman koşulları, giderek ortadan kalkıyor. Rezervlerimiz azaldı. İşte böyle bir dönemde hükümetimiz yeni bir ekonomi paketiyle piyasalara olumlu mesaj vermeye çalıştı” dedi.

“Geçtiğimiz üç yılda, benzer programların ve eylem planlarının açıklandığına tanık olduk. Bunların istenen sonuca ulaşamadığını da, üzülerek gözlemledik” diyen Kaslowski. “Atılması planlanan adımların, somutlaştırılarak paylaşılması ve rakamsal hedeflerin netleşmesi, programı daha verimli ve kredibilitesi daha yüksek hale getirecektir. Bir reform sürecinin olmazsa olmazı olarak gördüğümüz ‘hesap verilebilirlik’, ancak bu şekilde anlam kazanacaktır” diye konuştu.

TL’ye, kaybettiği güvenin mutlaka yeniden kazandırılması gerektiğini ifade eden Kaslowski, “Aksi halde krizden çıkışımızın çok zorlaşacağı kanısındayız. TL’nin zayıflığı bizi de dışsal şoklar karşısında sürekli zayıf bırakacaktır. Bu hedefe yönelik olarak bugüne dek titizlikle korunan bütçe dengesine daha fazla dikkat etmek, daha önce ülkemize büyük sıkıntılar yaşatan ikiz açık ortamına, dönmemek gerektiğini düşünüyoruz” yorumu yaptı.