Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, "Mevcut ekonomik model altında bu ihracat artışlarının üretkenlik ve teknoloji olmaksızın sürdürülebilmesi zor görünüyor. İhracatta mevcut durumun korunması için de kademeli döviz artışları ve sübvansiyonlar ile ihracatçının rekabet gücünün korunması gerekiyor" dedi.
Sönmez, Bloomberg HT'den Olcay Büyüktaş'a konuştu. Dış talepteki düşüşten sonra gelen en büyük tehdidin enerji fiyatları olacağını belirten Sönmez, belirsizliğe karşın iş dünyasında hâlâ yatırım iştahının yüksek olduğunu dile getirdi. Sönmez her çeyrek düzenli olarak iş dünyasının sorunlarını ve beklentilerini ölçtüklerini ve yapılan araştırmalarda iş dünyasının yüzde 83’ü finansmana erişimde, yüzde 88’i ise banka kredilerine erişimde sorun yaşadığına işaret etti.
Enflasyon-faiz-kur sarmalı
Sönmez, Türkiye ekonomisi için 2022 yılını, "Enflasyon-faiz-kur sarmalı ise iş dünyası için belirsizliklerin artmasına ve yatırımcı davranışlarında tedirginliğe yol açarken, ulusal-uluslararası alanda ekonomiler için başat unsur olan güven ve istikrar iklimine de istenen katkının sağlanamamasına neden oldu. Büyüme dinamikleri ihracat ve tüketim davranışları ile şekillenirken, yoksullaştıran bir ekonomik atmosfer, alım gücünde azalma, TL’nin aşırı değer kaybı ve artan maliyetler refahın tabana yayılmasını sağlamaktan uzaktı" ifadeleriyle değerlendirdi.
Ülke ekonomisine dair değerlendirmelerini sürdüren Sönmez, şu ifadeleri kullandı:
Yoksullaştıran büyüme çıkışı
"Ülkemizde de yaşanan, literatürde ‘yoksullaştıran büyüme’ olarak bilinen, geniş toplum kesimlerinin faydalanamadığı bir ekonomik büyüme hem gelir adaletsizliğini hem de gelecek nesillerde dengesizlikleri artırır. Bu durum yalnızca ülkemizde değil dünya genelinde sosyal bütünlüğü sarsarken demokratik süreçleri de tehdit ediyor. İşte özellikle bu küresel iktisadi ortamda makroekonomik dengesizliklerin düzeltilmesi yolundaki maliyetlerin topluma mal edilmemesi için kararlı adımlar atmalıyız. Artık büyümeye, ihracata ve istihdama yönelik politikaların tek başına bir ülkenin üretim ölçeğini artırmaya ve orta gelir tuzağını aşmaya yeterli olmadığı aşikar. Bu tuzağı aşmak için inovasyonu; ekonomik ve toplumsal yapımıza entegre etmeli ayrıca ihtiyaç duyduğumuz yapısal ve kurumsal dönüşümü sağlamalıyız."
"Üçüz Dönüşüm" sağlanmalı
"Üçüz Dönüşüm"ün sağlanması gerektiğini belirten Sönmez, şöyle devam etti:
"Öte yandan 2022’de ihracatımız tarihi rekor kırsa da ithalatımız, ihracatımızdan daha hızlı arttı. Birim başı ihracat değerlerimiz hâlâ istenen düzeyde değil. Orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatımızda ise ılımlı bir daralma görüldü ve ticaret haddi aleyhimize seyretti. Şu an enerji ithalatımızın dış ticaret açığına oranı yüzde 80’in üzerinde iken aylık ithalatımızın yaklaşık dörtte biri enerji ithalatına gidiyor. Türkiye bu sarmaldan çıkmak için ya yüksek teknoloji kullanımı ile yüksek katma değer yaratacak ya da petrol ve doğal gaz kaynakları açısından zengin bir ülke olacak. Dijital, Yeşil ve Toplumsal Dönüşüm olarak belirlediğimiz, ‘Üçüz Dönüşüm’ün cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına doğru refah artışına ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmamızda önemli kaldıraçlar olduğunu da vurgulamak isterim."
"Mevcut ekonomik modelle ihracat artışlarının üretkenlik ve teknoloji olmaksızın sürdürülebilmesi zor görünüyor"
İhracatta mevcut tablonun sürdürülebilmesi için döviz kurlarında ve sübvansiyonlarda artış gerektiğini belirten Sönmez, "Bu yıl ihracatçılar için tehdit oluşturan bir diğer önemli konu da döviz kuru düzeyi. İhracatta birim başı değerlerimiz hâlâ çok düşük. Orta ve yüksek teknolojili üretim yetkinliğimiz maalesef yüksek katma değer yaratmaktan, verimlilikten uzak. İhraç edilen ürün miktarındaki artışın, ihraç edilen ürünün döviz cinsi değerindeki artışı geçmesiyle birlikte toplam ihracat artıyor. Mevcut ekonomik model altında bu ihracat artışlarının üretkenlik ve teknoloji olmaksızın sürdürülebilmesi zor görünüyor. İhracatta mevcut durumun korunması için de kademeli döviz artışları ve sübvansiyonlar ile ihracatçının rekabet gücünün korunması gerekiyor" diye konuştu.