Suriye’ye yapılması planlanan operasyonla ilgili krizlerin ardı arkası kesilmiyor. ABD’nin liderliğinde oluşturulacak olan “gönüllüler koalisyonu” tarafından gerçekleştirilmesi planlanan operasyonda şimdi de, “kara operasyonu” tartışması çıktı. Sivil halka zarar vermemek için Suriye’deki kimyasal silah fabrika ve depolarının hava operasyonunda vurulmaması kararlaştırıldı. Bununla birlikte Amerika Birleşik Devletleri, askerlerinin kara operasyonunda yer almasını istemiyor. İsrail askerlerinin de, tepki çekeceği gerekçesiyle kara operasyonuna katılması sakıncalı bulundu. Geriye sadece muhalif güçlere destek sağlayan Türkiye’nin kara harekâtına destek vermesi kaldı. Türkiye ise kara operasyonuna sıcak bakmıyor. Şimdi, kimyasal fabrikalarla ilgili yeni formül aranıyor.
Delta Force kim olacak?
Taraf gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre, Suriye’ye yönelik operasyonda geri sayım sürerken, Beşar Esad’ın elindeki kimyasal silahların nasıl bertaraf edileceğiyle ilgili bir çözüm bulunamadı. Sivil halka zarar vermemesi için, kimyasal silah fabrikaları ile depolara saldırı gerçekleştirilmeyecek. Ancak, operasyonun ardından Beşar Esad’ın bu silahları operasyona destek veren ülkelere karşı kullanması kuvvetli bir ihtimal. Zira Suriye yönetimi yetkilileri, çeşitli kereler kendilerine karşı dışarıdan bir müdahale olması hâlinde kimyasal silah kullanacaklarını belirttiler.
Yabancı güçlere karşı
2012’nin Temmuz ayında konuya ilişkin bir açıklamada bulunan Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdissi, rejimin elindeki kimyasal silahları sivillere karşı kullanmayacağını ancak yabancı güçlerin saldırısı halinde bu silahların devreye sokulabileceğini açıklamıştı. Makdissi, “Suriye rejiminin elindeki kimyasal silahları sivillere karşı kullanması söz konusu değil. Silahları sadece yabancı güçlere karşı kullanılabiliriz” demişti.
'Türkiye'yi vururuz'
Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal El Mikdat da, önceki gün yaptığı açıklamada ABD’nin ülkesine bir operasyon düzenlemesi halinde sadece İsrail’i değil, Ürdün ve Türkiye’yi de vuracaklarını ifade etmişti. Faysal El Mikdat, Suriye’ye planlanan operasyon hakkında ABD’nin bölgedeki iki müttefiki Türkiye ile Ürdün’ün iki kere düşünmesi gerektiğini dile getirmişti. Mikdat, konu hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: Savaş bir kere başladı mı olacakları kimse kontrol edemez. Suriye’ye yönelik herhangi bir saldırının bölgenin tamamında ve hatta ötesinde kesinlikle kaosa neden olacağına inanıyoruz.”
Beşar Esad yönetiminin “kimyasal bir misilleme” yapması göze alınamadığı için, kimyasal silah fabrikalarını ülkedeki muhalif güçlerin güvenlik altına alması planlandı. ABD ve İsrail’in ise buna sıcak bakmadığı öne sürüldü. Bu kez de kimyasal silahların Suriye’deki, El Nusra’nın da dahil olduğu terörist grupların eline geçmesinden endişe edildiği bildirildi. Bunun üzerine, ABD, İsrail veya Türk askerlerinden oluşturulacak bir birliğin, muhaliflerle birlikte eş zamanlı olarak, fabrikaları ele geçirmesine ilişkin bir plan gündeme geldi.
Hangi ülke yer alacak
Ancak bu kez de, ekipte hangi ülkenin askerinin yer alacağı tartışma konusu oldu. ABD, kendi askerlerini Suriye’de kara operasyonuna katılmasına sıcak bakmıyor.
İsrail askerlerine de, muhaliflerin sıcak bakmadığı belirtildi. Geriye ise sadece Türk askerlerinin kaldığı, ancak Türkiye’nin ise tek başına bir kara operasyonuna yeşil ışık yakmadığı kaydedildi.
Karadan harekât için 75 bin asker lazım
İngiliz Daily Mail gazetesine göre, Suriye’deki kimyasal silah depoları ve tesisleri ele geçirmek amacıyla yapılacak olası bir kara harekâtı için 75 binden fazla askere ihtiyaç var. Bu tahmin, Pentagon’un 2012 yılının başlarında ABD Başkanı Barack Obama’ya gönderdiği gizli ibareli bir rapora dayandırılıyor. Bir Pentagon yetkilisi bu tahminin, Esad rejimine müdahale için muhtemel askerî senaryolar için hazırlanan raporlar arasında yer aldığını belirtti. Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye’nin kimyasal silah depolarının risk altında olması durumunda kara birliklerinin gerekeceğini ve “müttefiklerle hamle yapılabileceğini” söylemişti.
'Müdahalenin finansmanını körfez ülkeleri üstlenecek'
ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi'nden Suriye'ye askeri müdahale onayı alan Obama'nın savaşı nasıl finanse edeceği de tartışma konusu oldu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Körfez ülkelerinin, ABD'nin Suriye müdahalesinin masraflarını karşılamaya hazır olduğunu söyledi.
Amerikan Washington Post gazetesindeki habere göre, ABD'nin Suriye'ye yapmayı planladığı askeri müdahalenin finansmanını Körfez'deki Arap ülkeleri karşılayacak.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'ndeki toplantıda, Suriye'ye olası askeri müdahalenin masraflarının nasıl karşılanacağı da gündeme geldi. Cumhuriyetçi senatör Ileane Ros-Lehtinen, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'ye Suriye savaşının finansmanını sordu.
Bu soruyu cevaplandıran ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Beşşar Esad'ı devirmek için ABD önderliğinde Suriye'ye yapılması planlanan askeri müdahalenin bütün masraflarının karşılanması için Körfez'deki Arap ülkelerinin teklifte bulunduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, "Gerçekte, bazı Arap ülkeleri, ABD'nin daha önce birkaç yerde yaptığı gibi, bütün işi üstlenmesi durumunda, tüm masrafları karşılayacaklarını söyledi" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Arap ülkelerinin bu teklifinin de masada olduğunu vurguladı.