43 maddelik yeni düzenleme, "Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" başlığını taşıyor. Tasarı, 25 Kasım tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) web sitesinde yayınlanarak gündeme alındı. Kamuoyunda "İç Güvenlik Paketi" olarak da anılan tasarı, bu ay başında TBMM İçişleri Komisyonu tarafından Alt Komisyon'a sevk edildi.
HRW'nin üç eleştirisi
HRW'den yapılan açıklamada tasarı sert ifadelerle eleştirildi. Örgüt, tasarının insan hakları alanında yol açabileceği olumsuz etkilerin üç noktada yoğunlaştığına dikkat çekti. Tasarıyla polis yetkilerinin uygun güvenceler olmaksızın artırıldığını savunan HRW, valiler ve kaymakamlara polis soruşturmalarının yönlendirilmesine olanak tanıyan daha geniş yetkiler verilmesini eleştirdi. HRW, göstericilere verilen cezaların artırılacak olmasını da eleştirileri arasında saydı.
HRW'nin Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb, "Hükümet zaten önceden de meclisten polisiye önlemlerle ilgili oldukça sorunlu yeni düzenlemeler çıkartmıştı. Şimdi de iç güvenlikle ilgili olarak kendi yetkilerini daha da artırmaya çalışıyor" dedi. TBMM'yi tasarı metninde değişiklik yapmaya çağıran Sinclair-Webb, "Meclis tasarıyı değiştirmeli ki, insanlar politik şiddetten olduğu kadar, keyfi devlet uygulamalarından da korunabilsinler" diye konuştu.
'Patlamaya hazır bomba'
Bu arada Ankara'da temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri de iç güvenlik yasa tasarısını eleştirdi. Piri, "Polis şiddeti yalnızca son çare olarak kullanılabilir, bu yüzden bu tür bir pakette en azından bu şekilde yansıtılması gerektiğini vurguluyoruz" dedi.
İç güvenlik yasa tasarısı muhalefet tarafından da eleştiriliyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Levent Gök dün yaptığı açıklamada, iç güvenlik paketinin, Türkiye'nin geleceğine konulan bir ipotek olduğunu savunarak, "İç güvenlik paketi, tam bir bomba. Patlamaya hazır bir bomba şu an Meclis'tedir" dedi.