Somali, Afrika kıtasının doğusundaki Afrika Boynuzu denen bölgede yer alan federal bir devlet.
ABD'li Foreign Policy dergisi ile Fund for Peace'ın 2005 yılından bu yana dünyanın en zayıf ülkelerini listeledikleri endekse göre, 1991'den beri iç çatışmalarla sarsılan Somali, 2015 yılına kadar, merkezi hükümetin kurulamaması nedeniyle 'başarısız devletler' kategorisinde yer alıyordu.
Ancak Somali bu endekste artık 'başarısız devletler' kategorisinden 'kırılgan devletler' konumuna yükselmiş durumda, ancak ülkede El Kaide bağlantılı İslamcı Eş Şebab örgütüne karşı merkezi hükümetin yürüttüğü mücadele sürüyor.
Eş Şebab, 2011 yılında başkent Mogadişu'dan çıkarılmış olsa da, başkentteki askeri üslere ve sivillere intihar saldırıları ya da diğer yollarla saldırılar düzenlemeye ve özellikle ülkenin kırsal kesimlerini kontrol etmeye devam ediyor.
Türkiye de Eylül ayı sonunda yurt dışındaki en büyük askeri üssünü Somali'de açtı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın katılımıyla açtığı askeri üs, başkent Mogadişu'da, Hint Okyanusu kıyısında bulunuyor.
Askeri üssü ziyaret eden , üssün Somali'deki en büyük üs olduğunu ve içinde lojmanların yanı sıra 4 kilometrekarelik eğitim alanı ile stadyumun da yer aldığını belirtiyor.
Türkiye'nin askeri üssün inşası için 50 milyon dolar harcadığı belirtiliyor.
Üssü korumak ve Somalili askerleri eğitmek için 200 Türk askeri konuşlandırıldı.
Eğitimin amacı, Somali merkezi hükümetinin Eş Şebab örgütüne karşı mücadelesini güçlendirerek, daha fazla bölgeyi kontrolü altına almasını sağlamak.
Hassan, "İyi donanımlı Türk askerleri üste her yerde, üssün önünde 10 tank bekliyor. Üssün dışında insansız hava araçları hareketleri izlemek için uçuyor" diyor.
Türkiye, ilk aşamada bin 500 askeri olmak üzere toplamda 10 bin Somalili askeri eğitecek. Bu, Somali ordusunun yaklaşık dörtte birine denk geliyor.
Hassan, Türk ordusunun merkezi Somali hükümetine desteğinin neden önemli olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
"Afrika Birliği Barış Gücü kapsamında, Somali'de zayıf merkezi hükümeti korumak için bulunan yaklaşık 24 bin askerin, 2018'den itibaren geri çekilmesi planlanıyor. Bu yüzden, Türk askeri eğitim üssü, hükümetin sırtını dayayacağı askerleri yetiştirecek."
Hassan, Somali'deki askeri yetkililere dayanarak, bu eğitimin aynı zamanda Somalili askerlere verilecek ilk düzenli eğitim olacağını belirtiyor.
Hassan, "Somali Genelkurmay Başkanı Ahmed Jimale Gedi, Somalili güçlere eğitim veren diğer ülkelerin askeri ekipman sağlamadığını ancak Türkiye'nin askeri üste eğitime başlayan askerleri çoktan tam ekipmanla donattığını ve bu eğitimin Somali ordusunun ilk resmi eğitimi olduğunu, daha önceki eğitimlerin kısa eğitimler şeklinde gerçekleştiğini açıkladı" diyor.
Türkiye ile Somali arasındaki ilişkilerin hızla gelişmesi, 2011 yılına dayanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o yıl başbakan sıfatıyla kıtlıkla boğuşan ülkeyi ziyaret etmişti. Türkiye son altı yılda Somali'ye yüz milyonlarca dolar yardımda bulundu.
Hassan, "Somalililer, Erdoğan 2011'de bu ülkeyi ilk kez ziyaret ettiğinden ve insani yardım sağladığından beri Türk desteğine güveniyorlar" diyor.
Bu ziyaret sonrası, iki ülke arasındaki ticaret hacmi de önemli düzeyde arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye 2010 yılında yaklaşık 5 milyon dolar olan ihracatını 2016 yılında yaklaşık 116 milyon dolara çıkardı.
Türkiye ülkede havaalanı terminali, yollar, hastaneler, okullar ve camiler inşa ederken, Türkiye'de eğitim görmek isteyen Somalili öğrencilere de burs sağlıyor.
Ancak Somali ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan tek ülke Türkiye değil.
Somali'deki limanların çoğunu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DPworld şirketi işletiyor.
BAE'nin de ülkede askeri üsleri bulunuyor.
Hassan, Türkiye ile BAE'nin ülkedeki statülerinin farklı olduğunu söylüyor:
"BAE'nin başkent Mogadişu ile kuzeydoğudaki Puntland eyaletinde halihazırda üsleri var ve 10 bin Somalili askerin maaşlarını ödüyor ama fark şu ki, Türkiye ile Somali merkezi hükümeti arasında anlaşma imzalanmış durumda, BAE'nin ise böyle bir anlaşması yok. Ayrıca BAE kendi seçtikleri askerlere eğitim verirken, Türkiye hangi askerlerin eğitileceği kararını Somali güçlerine bırakıyor."
Körfez krizi de hem Türkiye hem de Suudi Arabistan'la yakın ilişkilere sahip olan ülkede yansımasını buluyor.
Körfez krizinde Türkiye Katar'ı desteklerken, BAE Katar ile ilişkileri donduran Suudi Arabistan öncülüğündeki blok içinde yer almıştı.
Hassan krizin ülkeye yansımasını şöyle açıklıyor:
"Somali merkezi hükümeti Körfez krizi konusunda tarafsız olduğunu açıklıyor, ancak Suudilerin öncülüğündeki koalisyon merkezi hükümetin Katar ve Türkiye yanlısı olduğuna inanıyor. DPworld gibi BAE merkezli şirketler, Somali'deki limanların çoğunu kontrol ediyor. Somali'deki bazı eyaletlerin yönetimleri Suudi Arabistan öncülüğündeki blokta yer alan ülkelerle iyi ilişkilere sahip olduğu için Suudileri desteklediler ve bu bir sorun yarattı" diyor.
Ülkedeki üç yarı-otonom bölge Körfez krizi nedeniyle Katar ile ilişkilerini kestiklerini açıklayarak, merkezi yönetime Suudi Arabistan yanında yer alma çağrısı yapmıştı. Merkezi yönetim ise bu bölgelere ilişkileri dondurma kararlarından dönmeleri çağrısında bulunmuştu.
Reuters haber ajansı, Somali'nin Körfez krizi konusunda hassas bir konumda olduğunu yazıyor. Ülkenin, bir yandan Suudi Arabistan ile hayati önemdeki ticaret ilişkilerine bel bağlarken, diğer yandan krizde Katar'ı destekleyen Türkiye'ye gittikçe artan bir şekilde yakınlaştığına dikkat çekiyor.