Gündem

Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi: Ankara ile Tel Aviv gazı konuştuğunda neden Rumlar konu oluyor anlamış değilim

"Biri gaz satacak, diğeri alacak, niçin üçüncü bir taraf konuşuluyor"

10 Mart 2017 12:52

Türkiye, İsrail ile ilişkilerini güvenlik temelinde geliştirmek ve Mavi Marmara öncesi dönemden farklı bir noktaya taşımak istiyor. Tel Aviv Büyükelçisi Kemal Ökem, “6 sene öncesinin ilerisine gidebiliriz” derken iki ülke için ortak yararın “güvenlik” olduğuna işaret etti. Ökem, iki ülke arasındaki Savunma Anlaşması’nın tam olarak ne zaman işleyeceğini, askeri işbirliğinin ne zaman eski seviyeye kavuşacağına dair “zamanı gelince” derken, güvenlik alanındaki görüşmelerin büyük bir kısmını “savunma ve istihbarat”ın oluşturduğunu söyledi. "Türkiye ile İsrail gaz konusunu konuştuğunda neden Rumlar konu oluyor anlamış değilim" diyen Ökem, "Biri gaz satacak, diğeri alacak, niçin üçüncü bir taraf konuşuluyor" ifadesini kullandı.

Cumhuriyet gazetesinden Duygu Güvenç'in haberine göre, Büyükelçi Ökem’in İsrail’i ziyaret eden Türk gazetecilere verdiği mesajlar şöyle:

Daha ilerisi mümkün: Çabalarımız 6 sene öncesinde neredeysek oraya dönelim diye değil, artık o yerde değiliz. Başka yeni veriler var. Mesela o zaman gaz konusu yoktu. Bugünkü liderler vardı ama iç siyaset dinamikleri farklıydı. Mesela Suriye krizi, DAEŞ yoktu. Irak parçalanma sürecinde değildi. Terörist tehdit daha aşağıdaydı. Şimdi her iki ülkeyi de tehdit eden birçok yeni gelişme var. Dolayısıyla 6 sene sonra o noktaya değil, daha ilerisine gidebiliriz, bu iki ülkenin ortak yararı ne kadar yaratabileceğine bağlı.

Ortak yarar güvenlik: Karşılıklı irade normalleşmeyi getirdi. Ama bunun sahada gerçek ortak yararla desteklenmesi gerekir. Ortak yarar alanlarından biri özellikle güvenliktir. Bölgedeki güvenlik endişelerimiz ne kadar uyuyor, birbirimizin güvenliğine ilişkin ne düşünüyoruz, yani biz kendi güvenliğimizi güçlendirmeye çalışırken bir diğerimizin güvenliğinin azalmaması, onun da artabilmesi için yollar nelerdir, bunlara bakmamız lazım.

Suriye uyarısı: Suriye’nin parçalanmaması gerek. Türkiye ve İsrail, Suriye’nin siyasi birliğinin korunuyor olmasından birinci yararı görecek ilk iki ülke. Bu bölgede İsrail’in de Türkiye’nin de güvenliğine tehdit denizden değil, karadan gelir. Golan Tepeleri’nin ötesinde bir tane Hizbullah, DAEŞ bayrağını gördüğünüzde tehdit odur işte. Dolasıyla Türkiye ile İsrail’in bölgeye ilişkin bakışları, bölgede atacağı adımlar bölgesel güvenlik bakımından önemlidir.

Artık zamanı: Artık kırmızı çizgilerin ötesinde (İsrail’in) şu soruyu cevaplaması lazım; ‘Biz nasıl bir ülke olmak istiyoruz Ortadoğu’da?’ Bunu sordukları zaman asıl soru geliyor; Ortadoğu barışı. Filistin ile İsrail arasındaki barış süreci olacaksa, nasıl olacak? Biz o barış sürecine nasıl bir ülke olarak oturacağız.

Savunma ve istihbarat önemli: Bölgesel güvenlik konusunda yaptığımız görüşmelerin önemli bir kısmı savunma ve istihbarat. NATO içerisinde İsrail’in bir ortaklığı var. Savunma konusunda çok şey ele alınıyor. Bunun ötesinde daha önce ikili savunmaya konu olmuş ne varsa zamanı gelince konuşulur. İsrail’in de dahil olabileceği ortak tatbikatlar olabilir.

ABD’ye İsrail üzerinden açılım hedefi: Bizim İsrail ile ekonomik ilişkilerimizin belkemiğini gaz oluşturmuyor; gaz boyutlardan bir tanesi, bir diğeri ticaret. Ticarette tamamlayıcılık lazım; konut gibi. Türkiye’de de Ar-Ge eksikliğini tamamlayıcı şeyler olabilir. Bir de iki ülkenin de değişik pazarlarda güçlü bağları var. Mesela İsrail’in ABD ile serbest ticaret anlaşması var. Bizim AB ile Gümrük Birliğimiz var ve iki ülkenin de aralarında serbest ticaret anlaşması var. Bunlar bir işbirliği olabilir. Üretim sürecini paylaşan, iyi planlanan ortak, ikiz şirketler kurulabilir. Serbest ticaret anlaşmasını güncelleyerek kuvvetlendirebiliriz.

Enerji ‘hassas’: Enerji konusu hassas, müzakere devam ediyor. Enerji bakanının Türkiye’yi ziyaretinden bahsediliyor. O ziyaret gerçekleştiğinde birtakım şeyler daha konuşulacak demektir. Fiyat ve güzergâh önemli olacaktır.

Rumlar konu değil: Türkiye ile İsrail gaz konusunu konuştuğunda neden Rumlar konu oluyor anlamış değilim. Biri gaz satacak, diğeri alacak, niçin üçüncü bir taraf konuşuluyor. Güney Kıbrıs’ın bir şeyi tıkayabilmesi için onu tıkama hakkının ve yeteneğinin olması gerekli.