Dünya

TÜRKİYE'DEN, SOMALİ'YE YARDIM SEFERBERLİĞİ MOGADİŞU (A.A)

09 Ağustos 2011 21:40
-TÜRKİYE'DEN, SOMALİ'YE YARDIM SEFERBERLİĞİ MOGADİŞU (A.A) - 09.08.2011 - Yaklaşık 3 milyon kişinin kuraklık ve çatışmalar yüzünden açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu Somali'de Türkiye etkin bir şekilde yardım çalışmalarına başladı. Ülkenin güneyinin büyük kısmını elinde tutan Eş Şebbab adlı örgütün başkentten çekildiğini açıklamasıyla BM'nin kıtlık ilan ettiği Somali'ye Türkiye'den ve çeşitli ülkelerden Ramazan ayının da etkisi ile gıda ve tıbbi malzeme yardımları gelmeye başladı.  Devleti, kamu kurumları ve sivil toplumu ile Türkiye'den gerçek insani bir felaketin yaşandığı Somali'ye gelen yardımlar, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi ve Türk Kızılayı tarafından halka ulaştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi, Türk Kızılayı tarafından oluşturulan 50 ton yardım malzemesini taşıyan iki kargo uçağının Mogadişu'ya gelmesi, uluslararası yardım kuruluşlarının da 3-4 yıldır terk ettiği ülkede alkışlarla, sevinç gözyaşları ile karşılandı. Uçaklardaki yardım kolileri Somali havaalanı çalışanları tarafından uçaktan indiriliyor ve limanda Türk Kızılayı'na tahsis edilen depoya götürülüyor. Yardımların başkentteki kamplara dağıtımının birkaç gün içinde tamamlanması hedefleniyor. Türk basın mensupları ve ülkeye gelen yardım gönüllüleri güvenlik tedbirlerinin sıkı tutulduğu Somali Cumhurbaşkanlığı misafirhanesinde konuk ediliyor. Ekipler gündüzleri yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde, açlık ve hastalıkla mücadele eden Somalililerin bulunduğu kamplarda yardım faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor. Şehirde birçok yerde kontrol noktalarının bulunduğu ve hükümete bağlı silahlı güçlerin halkın arasında güvenliği sağladığı görülüyor. -MOGADİŞU'DAKİ KAMPLARDA İNSANLIK FELAKETİ YAŞANIYOR- Mogadişu'daki halk açlık ve çatışmaların yanı sıra günlük hayatını sürdürmeye çalışıyor. Başkentte kıtlık nedeniyle kırsal bölgelerden gelen halkın yaşam savaşı verdiği çok sayıda mülteci kampı bulunuyor.  Uluslararası yardım kuruluşlarının da daha önce hiç girmemiş olduğu bu kamplarda insanlar, Kenya ve Etyopya sınırındaki kamplardan daha kötü şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Mogadişu'nun bu anlamda acil yardıma ihtiyacı olduğunu belirtiliyor. Kamplarda özellikle kadın ve çocukların bulunduğu göze çarpıyor. Kıtlık ve açlık nedeniyle bulundukları kasaba ve köylerden başkente yüzlerce kilometrelik mesafeyi kimi zaman yürüyerek kimi zaman kamyon kasalarında çocukları ile gelen kadınlar, kampta bulabilirlerse gıda ürünleri bulamazlarsa ağaç kabuklarını pişirerek ailesinin hayatını idame ettirmeye çalışıyor.  Kamplardaki hasta kadın ve çocuklar için yapacak fazla bir şey yok. Kamplarda ve hastanelerde hasta, tıbbı müdahaleye muhtaç çocuklar ve yaşlılar için tıbbı malzeme ve ilaç yardımı acil olarak gerekiyor. Yağmur mevsimi olan Mart ve nisan aylarında hiç yağmur almayan ve büyük bir kıtlığın baş gösterdiği Somali'de Kasım -Aralıkta yaz aylarına girilmesi ile durumun daha da vahim bir hale dönüşeceği belirtiliyor. -DAĞITIM ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI Kargo uçaklarının Mogadişu'ya gelmesinin ardından, TİKA Başkanı Serdar Çam ve Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı başkanlığındaki yardım ekipleri, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki mülteci kamplarını ziyaret ediyor ve yardım dağıtma çalışmalarına başladı. Mogadişu içindeki kampları ziyaret eden heyet, buradaki insanlarla sohbet etti, çocuklara süt, bisküvi, çikolata ve şeker dağıttı. TİKA Başkanı Serdar Çam, kamplardaki çalışmaları sırasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamplarda üzücü sahnelerle karşılaştıklarını, ancak bunlarla birlikte Mogadişu'daki kamp bölgelerinin Eş Şebab örgütünden temizlenmesinin de umut verici olduğunu belirtti. Çam, yavaş yavaş devletin kendi sistemini kurduğunu gösteren sahnelere de tanık olduklarını ifade etti. Çam, "Halkın yaşamış olduğu sıkıntılar hepimizi üzdü. Buraya öncelikli olarak barışın ve huzurun gelmesi gerekiyor ki; devlet, toplumun bütün fertlerine hizmet üretebilsin, imkanlarını götürebilsin" diye konuştu. Türkiye'nin Somali'ye yardıma yönelik çalışmaları ve amaçlarını anlatan Çam, şunları söyledi: "Sayın Başbakanımızın yakından takip ettiği bir süreci yürütüyoruz burada. Özellikle Ramazan ayında yaşanan sıkıntıları en iyi şekilde hisseden toplum olarak acil gıda yardımlarını buraya ulaştırıp, burada mümkün olabildiğince en uç noktalara kadar dağıtılması konusunda el birliğiyle katkıda bulunmak istiyoruz.  Bunların yanı sıra kalkınmaya, altyapıya dönük, buradaki devletin gücünü artırıcı, halkına hizmet edici bir noktaya gelmesi noktasında orta ve uzun vadede yapılması gerekenler var. Biz ilk olarak burada hemen TİKA koordinasyon ofisini açıyoruz. Çeşitli projelerle buradaki devlete, devletimizin imkanları ile katkı sağlamaya çalışacağız." Somali'nin Türkiye'nin bir kardeş ülkesi olduğunu belirten Çam, "Türkiye buraya sadece yardımda bulunmak değil, onların gelişmesine, uluslararası ticarette, ekonomide, tarımda, sanayide güçlü bir noktaya gelmesine de katkı sağlayabilecek bir durumda" dedi. Geçmişte Somali'nin tarım, hayvancılık ve balıkçılık sektöründe güçlü bir noktada bulunduğunu anımsatan Çam, şunları söyledi: "Ancak bunların hepsini yönetebilecek, disipline edebilecek sistemlere ihtiyaç var. Bu noktalarda devlet tecrübesini ülkemizin en güzel şekilde aktarabileceğini düşünüyorum."  Somali Başbakanı ve diğer hükümet yetkilileriyle görüşmelerinde kendilerine kuraklıktan kaynaklanan gıda ihtiyaçlarının listesinin verildiğini, listede şeker, un, yağ, çocuk maması, süt tozu ve pirinç gibi ürünlerin bulunduğunu kaydeden Çam, hükümetin kendilerine Eş Şebab'ın çekilmesiyle birlikte devletin gücünü hissettirmek istediklerini, ancak devlet olarak olanaklarının çok yetersiz olduğunu aktardığını kaydetti. -ÜLKEDE BİR SAHRA HASTANESİ İÇİN İNCELEME YAPILIYOR- Sistemin hızlı bir şekilde işleyebilmesi için birtakım devlet binaları ve eğitim programlarına ihtiyaç olduğunun dile getirildiğini, bunun yanı sıra sahil güvenliği için hücumbot talebinde bulunulduğunu anlatan Çam, bu taleplerin Türkiye'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere gerekli makamlara iletileceğini ifade etti. Somali'de Türkiye'nin sağlık alanındaki hedeflerinin anlatan Serdar Çam, "Burada  sağlık hizmetleri alanında bir çalışma yapılması konusunda Sayın Başbakanımız talimat verdi. Bir sahra hastanesi yapılmasıyla ilgili olarak inceleme yapıyoruz, yetkililere ilettik. Bu konuda belki birkaç noktada sağlık hizmeti verebilecek bir altyapıyı kurmaya çalışacağız" diye konuştu. -ÖNCELİKLİ AMAÇ İNSANLARI ÇADIRLARA YERLEŞTİRMEK- Türk Kızılayı Genel Müdürü Ömer Taşlı da Mogadişu'da "kamp diye tanımlanamayacak, çerden çöpten yapılmış barakalarda" insanların yaşadığına işaret etti. Birinci acil ihtiyacın gıda ihtiyacı olduğunu kaydeden Taşlı, Türk Kızılayı olarak çok büyük bir lojistik merkezi kurduklarını, limanda 5 bin metrekarelik bir depo teslim aldıklarını söyledi. Türkiye'den bir yardım gemisinin de geleceğine işaret eden Taşlı, gemiyle gelecek malzemenin de insanlara bu depoda toplanarak iletileceğini söyledi. Somali halkına acil olarak bu yardımı ulaştırmak istediklerini belirten Taşlı, "Ama bizim aklımızdan geçen ve burada gördüğümüz esas ihtiyaç olan kentin içinde 20 yıldır yıkık harabelerin içine yerleşmiş bu insanları buralardan düzenle altyapısı olan suyu, tuvaleti, banyosu olan, en az 14-15 metrekarelik çadırlarda toplamayı düşünüyoruz. Yani burada aslında biz hayatı yeniden yeşertmek umut vermek istiyoruz" diye konuştu. Başkent Mogadişu'da her yerde çöplerin görüldüğünü dikkati çeken Taşlı, Türk Kızılayı olarak bir milyon çöp torbası getirmek, hatta halkın da katıldığı bir çöp toplama kampanyası başlatmak istediklerini bildirdi. Taşlı, "Umut olalım onlara, yeniden hayata tutunsunlar istiyoruz. Sadece gıda yetiştirmek yetmiyor, gelecek için umut vermek gerekiyor" diye konuştu. -DÜNYA YARDIM SİSTEMİ SORGULANMALI- Türkiye'nin son on yılda bu tür sıkıntılı coğrafyalara girdiğinde oranın kaderini değiştirmeyi başardığını ifade eden Taşlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk halkı çok büyük merhamet sahibi, gerçekten lokmasını ayırıp gönderiyor buralara. Haiti'de, Pakistan'da tsunami bölgesinde bunları yaşadık daha önce. Ama burası çok özel, Türk halkının buraya çok özel önem vermesi gerekiyor. Çünkü buradaki kardeşlerimiz Türk halkına kendilerini çok yakın hissediyorlar. Bu yakınlık nedeniyle inanılmaz bir umut var, beklenti var Türkiye'den. Dünya yardım sistemini burada sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Dünyada 200 ülke yardım gönderiyor. BM kuruluşları, halklar, uluslar kendi insani yardım kuruluşlarına yardım yapıyor, milyonlarca dolar. Ama gördünüz 4 aylık Bekele bebeğe ishal ilacı gelmiyor. Çocuk ölüyor orada. Burada bir sıkıntı var. Burada bir yanlış var. Niye uluslararası yardım kuruluşlarının tamamı Nairobi'de, neden milyonlarca dolar orada otellere, kiralara, bürokrasiye ödeniyor. Neden burada bir tane uluslararası kuruluş yok. Güvenliğin olmaması gerekçe gösteriliyor. Zaten Somali halkı güvenlik olmadığı için, devlet olmadığı için bu hale düştü.  Biz bunu düzeltmek için burada olmalıyız ve uluslararası yardım sistemini sorgulamalıyız. Türkiye kendi yardım modelini oluşturdu ve hem Türk hükümetinin, hem Türk Kızılayı'nın topladığı her 100 liranın 90 lirası halka ulaşıyor. Ama inanın ki uluslararası kuruluşlarda halka ulaşan bu rakam yüzde 30'lara düşüyor. Yüzde 50'ler iyi yüzde 70'ler başarı kabul ediliyor. Dört aylık bebeğin ilacını birisi Nairobi'de, birisi başka bir yerde yedi. Problem bu, bunu düzeltmek gerekiyor. Hayır kurumlarının melek olduğunu düşünüp teslim olmamak gerekiyor. Türk Kızılayı da dahil buna. Kimse teslim olmasın, biz hayır meleği değiliz, biz melek değiliz, biz insanız. Herkes verdiği her kuruşun peşine düşmeli, devletler düşmeli, halklar düşmeli ve sorgulamalı. Dünya yardım sistemi ciddi sıkıntılı ve yardımların büyük kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaşmıyor."