Gündem

Türkiye'den Gazze için 73 canlı kalkan başvurusu

İnsan Yardım Vakfı'nın başlattığı kampanyada, Gazze'de canlı kalkan olmak için 38'i kadın 73 kişi kayıt yaptırdı

21 Temmuz 2014 13:24

İnsani Yardım Vakfı (İHH), İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de canlı kalkan olmak isteyenler için Elazığ'da stant kurdu.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sürerken, İHH Elazığ'da stant kurarak, Gazze'de gönüllü canlı kalkan olmak isteyenleri kayıt altına almaya başladı.

Kurulan stanta gelenler canlı kalkan olmak istediklerini belirterek, isim, adres ve telefonların bırakıp hazırlanan formları imzadı.

İlk gece Gazze'de canlı kalkan olmak için 38'i kadın 73 kişi kayıt yaptırdı.

İHH Elazığ Şube Başkanı Metin Kılıç, "İsrail'de bombalar altında katledilen kardeşlerimize yapılan katliamları engellemek amacıyla 'Bombalayacaksanız bizi de bombalayın, biz de bombalanmaya hazırız' demenin bir başka versiyonu. Bu niyetle imza kampanyası başlattık. Canlı kalkan olmak isteyen kardeşlerimiz buraya isimlerini kaydediyorlar. Tabi şu anda isimlerini kaydeden kişilerin gidip Gazze'de canlı kalkan olma durumları söz konusu değil ama bunu gerçekleştirmek amacıyla İHH Genel Merkezi bütün illerde böyle bu tip kampanyalar başlattı ve bunu deneyecek.

Mısır üzerinden bu denenecek, elimizden gelen yapılmaya çalışılacak. Eğer becerilebilirse sadece Türkiye'den değil dünyanın çeşitli yerlerinden birçok aktivistin katıldığı bütün dünyada bu kampanya yürütülüyor. Şartlar zorlanır, Mısır'ın sınırları zorlanır gidilir ve Gazze'ye canlı kalkan olunursa en azından bu katliamın önüne geçebiliriz düşüncesi oluşturulan bir çalışma, bir çaba. Çabalıyoruz umarım hayırlı neticeler verir ve katliamın önünde bir engel olur. Ses getirir diye düşünüyoruz" dedi.

 

İHH: Gazze için 'canlı kalkan' oluyoruz

 

İHH'nın internet sitesinde de yapılan davette şu ifadeler yer aldı:

İHH, İsrail işgal rejimi elçilikleri önünde Gazze'ye canlı kalkan olarak gitmek için imza kampanyası başlattı.

Gazze'de zaten kötü olan insani durum dayanılmaz boyutlara ulaştı. Havadan denizden ve karadan gelen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 80'ini siviller oluşturuyor. Şu ana kadar 50'nin üzerinde çocuk şehit edildi. Bu da İsrail'in sivil ölümler konusunda kasti ateş ettiğini ortaya koyuyor. İsrail'in yeni stratejisi sadece direnişçileri hedef almak olmadığı, asıl hedefin direnişçilerin ailelerini ve sevdiklerini yok ederek intikam almak olduğu hedef alınan evlerin büyük bölümü İsrail'in öldürmek istediği direnişçilerin aile ya da akrabalarına ait evler olmasından anlaşılıyor. Şu ana kadar sivil Filistinlilere ait 1000'den fazla ev yerle bir edildi. Ölü sayısı sürekli artarken yaralıların sayısı 2 bine yaklaştı.

Tüm dünyanın vicdanı Gazze’deki şehitlerle beraber kanarken, sorumluluk hisseden herkesin kardeşleri için somut adımlar atma zamanı geldi. Filistin halkına destek için bulunduğumuz ülke ve şehirlerde İsrail işgal rejimi elçilikleri önünde eylemleri daimi bir nöbete çeviriyoruz. Tüm vicdan sahibi halkımızı İsrail işgal rejimi elçilikleri önünde “Canlı Kalkan” gönüllüsü olmak üzere imza atmaya davet ediyoruz.

 

'Seve seve savaşa giderim'

 

Kızı Fatma ile canlı kalkan olmak için kayıt yaptıran Şengül Karaduman, "Biz de katılacağız. Çok üzüntülüyüz. Kelimelerle ifade edemiyorum elim ayağım şu anda titriyor. Dua ve sabır gerekiyor ama sabrımız taşıyor. Kadınlığımla bile kanımın son damlasına kadar seve seve savaşa giderim. İnternetten görüyoruz kundaktaki çocukları kesiyorlar. Günah değil mi Müslüman kardeşlerimize böyle yapıyorlar Küçük kız çocuklarından ne istiyorlar" dedi.

 

'Kendimi siper etmeye hazırım'

 

Mizgin Çeçen isimli yaşlı kadın Müslümanların bir birlerine destek çıkmaları gerektiğini ve kendisinin de canlı kalkan olarak İsrail tanklarının önünde durmak istediğini belirterek, "Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Tabi ki giderim. Şu anda bu saniyede orada olmak için can atarım. O tankların önünde kendimi siper etmeye her an için hazırım. Her dakika oreya gitmek için can atarım. Bizim kanımız onlardan tatlı değildir. Onlar canımız ciğerimiz orada ezilirken yok olurken, tankların dibinde küçük çocuklar paramparça olurken bizim burada yaşamamız ne anlam taşır. Hiçbir anlamı yoktur yaşamanın. Eğer bebekler ölüyorsa, eğer bütün çocuklar mahvolup gidiyorsa biz burada yaşamışız neye yarıyor. Eğer İslam'a arka çıkmıyorsak, eğer İslam, İslam'a destek çıkmıyorsa o İslam'ın yaşamasını ben hiç istemem" dedi.