Dünya

Türkiye'den Almanya'ya iltica beklentisi

Alman yetkililer, Türkiye'deki darbe girişiminin ardından Almanya’ya sığınmak isteyen Türk vatandaşlarının olabileceğini dile getiriyor.

22 Temmuz 2016 22:29


Fransız haber ajansı AFP'ye göre, Türkiye'den Almanya'ya sığınan Türk vatandaşlarının sayısı henüz nispeten düşük düzeyde olsa da Balkan ve Kuzey Afrika ülkelerinden yapılan başvuruların üzerinde.

Almanya'ya Türkiye'den ne kadar sığınma başvurusu yapılıyor?

Şu an için Suriye kökenliler tarafından yapılan başvurular göz önünde bulundurulduğunda bu sayı oldukça düşük düzeyde. Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi'nin verilerine göre 2014 yılında 1806 Türk vatandaşı Almanya'ya resmi sığınma talebinde bulundu. Geçen yılın toplamında bu sayı 1767 idi. Bu yılın ilk altı ayında ise Almanya'ya iltica başvurusunda bulunan Türkiye pasaportlularının sayısı geçen yılın tamamına yaklaşarak 1719'u buldu.

Ancak yetkililer, geçen yıl artan sığınmacı sayısıyla birlikte iltica başvurularının işleme alınmasında gecikmeler yaşandığını ve Türkiye'den gelen birçok sığınmacının aslında Almanya'ya daha eski bir tarihte giriş yapmış olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Oysa birkaç yıl öncesine kadar durum farklıydı. 2011 yılına kadar Almanya'ya en çok iltica başvurusu yapılan kaynak ülkeler arasında Türkiye de yer alıyordu. O dönemki toplam sığınmacı sayısı da nispeten daha azdı.

Türkiye vatandaşları neden Almanya'ya sığınıyor?

Geçen son on yıllarda da Almanya'ya sığınan Türkiyelilerin büyük çoğunluğunu Türkiye'de karşılaştıkları sorunları gerekçe gösteren Kürtler oluşturuyordu. Şu anda da Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi'nin 2016'nın ilk altı ayında hakkında aldığı 505 karar dosyasından 406'sı Kürt kökenli Türk vatandaşlarına ait.

Almanya'da resmi iltica statüsü verilen Türkiye kaynaklı Kürtlerin toplam başvurular içindeki oranı yüzde 5,2.

Mülteci sayısında artış olacak mı?

Almanya'da mültecilere yönelik çalışmalar yapan insan hakları örgütü Pro Asyl, Türkiye'den Almanya'ya yönelik iltica başvurularında artış olabileceği öngörüsünde bulunuyor. Ancak örgüt, yönetim karşıtlarının öncelikle ülkedeki gelişmelerin seyrini bekleyebileceklerini kaydederken, tutuklanıp hapse atılabileceklerini ve böylece ülke dışına çıkma imkânlarının olmayabileceğini de vurguluyor.

Bu yüzden bu konuda kesin bir yargıya varmanın zor olduğuna işaret ediliyor.