Engin Karaman
Türk vatandaşı olmak isteyen yabancıların yapması gereken gayrimenkul yatırımı 19 Eylül 2018'den itibaren 1 milyon dolardan 250 bin dolara düşürüldü. Üstelik bu yolla başvuranlara "oturma izni"değil doğrudan vatandaşlık veriliyor. Süreç yabancı yatırımcının Türkiye'deki bir danışmanlık şirketine başvurmasıyla başlıyor. Gerekli belgelerin teslim edilmesinin ardından ortalama 45-50 gün içerisinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartları bütün aileye teslim ediliyor.
İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre düzenlemenin ardından büyük çoğunluğu Ortadoğu’dan 250'yi aşkın kişi bu yolla Türk vatandaşlığına başvurdu. Uygulama 3 ayda yaklaşık 100 milyon dolarlık yatırım çekti. Buna ek olarak yaklaşık 200 kişinin de belge teslimi aşamasında olduğu belirtiliyor.
Bu sayıya yurt dışında neredeyse hiç tanıtım yapılmadan ulaşıldı. Danışmanlık şirketleri, yapılacak tanıtımlarla birlikte sayının 2019’da patlama yapmasını bekliyor.
Hangi ülkelerden ilgi gösteriliyor?
Bu yolla vatandaşlık almak niyetindeki yabancılara hizmet veren Ata Kurumsal Danışmanlık Genel Müdürü Murat Sarıusta DW Türkçe'ye en çok ilginin İran ve Irak'tan geldiğini anlatıyor. Bu ülkeleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Cezayir, Libya, Yemen gibi ülkeler takip ediyor.
Murat Sarıusta, 3 ay içindeki değişimi doğrudan gözlemlemiş: "Eskiden Yemenli, Katarlı ultra zenginler başvururdu. Şimdi güvenlik meseleleri olan Irak, Suudi Arabistan ve İranlılar da başvuruyor."
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), Kasım 2018 konut satış rakamlarına göre, 11 ayı kapsayan verilerde Türkiye genelinde 35 bin 430 konut yabancılara satıldı. Iraklılar 7 bin 308 ile birinci, İranlılar 3 bin 217 ile ikinci, Afganistanlılar ise bin 852 ile üçüncü sırada yer aldı.
Sadece Kasım ayında Türkiye'den en fazla konut alan yabancılar sıralamasında Iraklılar 1003 konut ile birinci sırada yer alırken İranlılar 463 konut ile ikinci oldu. İran'ı 261 konut ile Afganistan ve Rusya Federasyonu, 233 konut ile Suudi Arabistan izledi.
Pasaportun gücü belirleyici
Tüm dünyada yatırımla ikinci bir vatandaşlık almak isteyen kişiler ilk olarak kendi ülkelerinden daha güçlü bir pasaporta sahip ülkeye yöneliyor.
Henley & Partners şirketinin hazırladığı "Henley Passport Index 2019" raporuna göre en güçlü pasaportlar listesinin en altında sadece 30 ülkeye vizesiz giriş sağlayan Irak ve Afganistan pasaportları bulunuyor. İran pasaportu 42 ülkeye, Ürdün, Mısır ve Tunus pasaportları 50 ülkeye, Azerbaycan pasaportu 66 ülkeye vizesiz giriş olanağı sağlıyor.
Türk pasaportu ise vizesiz olarak 111 ülkeye seyahat olanağı sağlıyor. Bu durumun, Türkiye'de yabancılara konut satışında söz konusu ülkelerin öne çıkmasının nedenleri arasında olduğu tahmin ediliyor.
Öte yandan "pasaportun gücü" Türk vatandaşlığına kimlerin ilgi gösterdiğini anlamak için tek kriter değil. Ortadoğulu zenginlerin halihazırda 180'in üzerinde ülkeye giriş sağlayan Avrupa ülkeleri yerine Türk pasaportunu tercih etmesinin başka nedenleri de mevcut.
"Robota vatandaşlık veriyor, Filistinli doktora vermiyor"
Şirketlere gayrimenkul danışmanlığı hizmeti veren SLV Danışmanlık şirketi adına DW Türkçe'ye konuşan Burak Selvi, Körfez ülkelerinden gelen ilginin "zengin ama vatansız" yüksek gelirli kesimle ilişkili olduğu görüşünde. Örneğin Katar'da nüfusun sadece yüzde 13'ü Katarlı iken, kalan yüzde 87'si ülkeye çalışmak için gelen yabancılardan oluşuyor. Bu kişiler orta ve üst gelire sahip olsalar da uzun süreler çalıştıkları Katar'dan vatandaşlık alamıyor.
Yatırımcının Türkiye tercihini "Yedikleri yemekte domuz eti olmadığından emin olacaklar, filmlerde, dizilerde gördükleri yerde yaşayacaklar" sözleriyle yorumlayan Selvi'ye göre Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de benzer bir durum var: "Suudi Arabistan robota vatandaşlık veriyor, Filistinli, Mısırlı doktora vermiyor. Dolarla maaş verdikleri bu kişilerden emekli olana kadar kalifiye destek alıyorlar."
"Çocuğumun askere gitmesini isterim"
Vatandaşlık almak isteyen yabancılara danışmanlık yapan VIP TurkishPass Üst Yöneticisi Akın Atalay yabancıların programa ilgisinden memnun: "Dünyada tanıtıldıktan sonra başvurularda hızlı bir artış olacak. Yıllık başvurunun 5 bine ulaşması mümkün."
Akın Atalay'a göre yabancıların Türkiye tercihinde, işlemlerin diğer ülkelere göre hızlı gerçekleşmesi de etkili. Türk vatandaşlığına başvuran yabancıların ifadeleri de bunu doğrular nitelikte.
Iraklı Abdulcabbar G. neden Türk vatandaşlığını tercih ettiğini şu sözlerle anlatıyor: "Yatırımlarımı güvenli bir yere götürmeyi planlıyordum. Önce İngiltere'yi düşündüm ama hem yatırım miktarının yüksek olması hem de çok uzun bekleme listeleri nedeniyle vazgeçtim. Beş yıl oturum aldıktan sonra değil hemen pasaport almak istiyordum. 2 milyon dolarlık emlak ve hazine bonosu aldım. Vatandaşlık sürecim üç ayda tamamlandı."
İsmini vermek istemeyen Dubaili bir yatırımcı da Türk vatandaşlığına başvuranlar arasında. Dubai'de 10 bini aşkın kişinin çalıştığı bir holdingin üst yöneticisi olan yatırımcının ailesi Türkiye'den aldıkları eve taşınmış. Kendisini Türk gibi hissettiğini, çocuklarının burada askerlik yapmasını arzu ettiğini ifade ediyor.
İnşaat sektörüne "suni teneffüs"
Kasım verilerine bakılırsa yabancılara konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 117,1 arttı. Yabancılara konut satışından 5 yılda toplam 20 milyar dolar gelir elde edilirken sadece 2018'deki gelir 6 milyar doları geçti. İnşaat sektörü önümüzdeki 5 yıl için yabancılara 75 milyar dolarlık satış beklentisinde.
Yabancılara konut satışının inşaat sektörünü ne ölçüde rahatlatabileceği ise tartışma konusu. Kasım verilerine göre Türk vatandaşlarına konut satışı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37 azaldı. Darboğaza girdiği yönünde sinyaller veren inşaat sektöründe yabancılara konut satışının şimdilik yalnızca bir "suni teneffüs" sağladığı söylenebilir.
Vatandaşlık uygulamasında inşaat sektörünün ihtiyaçlarının merkeze alınması ise eleştiri topluyor.
Bir inşaat projesinin yabancılara yönelik reklamında "Bu ev, Türk pasaportuyla birlikte geliyor" ifadelerinin yer alması tartışmaları kızıştırmıştı. DW Türkçe'ye konuşan hukukçu Prof. Dr. Bahadır Erdem mevcut düzenlemenin "vatandaşlığın değerini düşürdüğünü" savunuyor:
"İnşaat sektörü batıyor. Bir nefes vermek için bu uygulamaya gidiliyor. Bir inşaat şirketi projesinin temeli kazılmamış olsa bile imzayı attığın anda vatandaşlık için başvuruyu yapabiliyorsun. Müthiş bir promosyon. Vatandaşlık bu kadar basit değildir."
"Bu durum vatandaşlarda olumsuz etki yarattı"
Türkiye'den Batı'ya eğitimli nüfusun göç etmesinin, Türkiye'deki vatandaşlık bağlarının zayıflamasıyla ilişkisine de dikkat çekiliyor. Prof. Dr. Bahadır Erdem yatırımla vatandaşlık uygulamasındaki "pazarlama" imajının bu durumu pekiştirdiği görüşünde.
"Yabancılara vatandaşlık verilirken, bunun kendi vatandaşlarımızda yaratacağı etkiyi de düşünmeliyiz" diyen Erdem, Bu durumun insanlarda olumsuz bir etki yarattığını belirtiyor.
Kimsenin ülkesinin vatandaşlığının sokaktan geçen herkese verildiğini düşünmemesi gerektiğine dikkat çeken Erdem, "Ülkende geleceğini görüyorsan kalırsın. Bunu görmeyen insanlar göç ediyor" diyor.