Ekonomi

Türkiye’de Dünya Bankası’nın ağırlığı artacak

Türkiye'nin, önümüzdeki yıllardan itibaren, ekonomik büyüme, istihdam, eğitim ve rekabet odaklı program önceliklerinde, Dünya Bankası daha fazla yer alacak.

29 Ekim 2008 02:00
Türkiye'nin, önümüzdeki yıllardan itibaren, ekonomik büyüme, istihdam, eğitim ve rekabet odaklı program önceliklerinde, Dünya Bankası daha fazla yer alacak.

Türkiye, mali disiplin ile birlikte kalkınma projelerine ağırlık verecek ve bu süreçte, Dünya Bankası ile teknik ve mali işbirliği, Türkiye açısından gündemin başında olacak.

Yetkililer, IMF ile "Program Sonrası Gözden Geçirme" çalışmalarının, Ankara'da devam ettiğini, zaten bu sürece ilişkin IMF'nin çalışmalarının düzenli diyalog içinde olacağını, ayrıca potansiyel bir İhtiyati Stand-by seçeneğine ilişkin çalışmaların da altyapısının bulunduğunu vurguluyorlar.

Bu arada, IMF üst düzey yetkilileriyle görüşmelerin, gerek Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in Brezilya, gerekse Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington'da katılacağı G20- Başbakanlar ve Devlet Başkanları zirvesinde de devam edeceği kaydediliyor.

IMF çıpası yerine ‘mali kural çıpası’

IMF ile Program Sonrası Gözden Geçirme çalışmaları devam ederken, IMF çıpası yerine, daha çok Türkiye'nin kendi mali disiplinini kurallar çerçevesinde belirleyeceği "Mali Kural" çıpası ağırlıklı olacak.

2001 krizi sonrasındaki koşulların bulunmaması nedeniyle, IMF ile daraltıcı bir ekonomik program öngörülmüyor. Mevcut küresel koşullarda, dış ve iç talebin daha da düşeceğinden hareketle, "Mali Kural" ile mali disiplin sağlanırken, küresel konjonktürde dikkate alınarak, istihdamı ve rekabeti artırıcı önlemler uygulanacak.

Yetkililer, bütün dünya ülkelerinin, ekonomik büyümeyi teşvik edici önlemler alarak, ekonomideki daralmayı aşmayı çalıştığını vurguluyorlar.

IMF mali işler bölümü uzmanlarından oluşan bir IMF heyeti, Kasım ayında, Türkiye'de, uluslararası bir çalıştay gerçekleştirecek. Çalıştayda, uluslararası düzeyde başarılı olmuş bütçe ve mali disiplin uygulamaları tek tek incelenerek, "en iyi mali kural ve bütçe uygulaması" seçilecek. Seçilecek bu örnek, Türkiye'nin, ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçları ile genç nüfusunu ve dinamik ekonomisini birleştiren bir model haline getirilecek. Eğitim ve araştırma-geliştirme harcama ve yatırım harcamalarına öncelik verecek olan politikada, rekabeti artırarak, Türkiye'nin, dünyanın önde gelen ülkeleri arasına yerleştirmek ana amaç olacak.

En iyi "Mali Kural"ın da benimsenmesiyle, gelir gider dengesine dikkat edilirken, en önemli yeni özellik ise harcamalarda gelir performansı şartı getirilecek.

Buna göre, gelirlerin hedeflendiği miktarda gerçekleşmesi halinde, daha önce planlanan bazı harcamalar yapılabilecek. Harcamaların yapılmasının ana kriteri gelir performansı olacak. Bu nedenle gelir artırıcı bir yapılanma gerçekleştirilecek.

Gelir performansının yeterli olmaması halinde ise bazı harcamalar yapılamayacak.

Performansa dayalı mali disiplin ‘mali kural’ olacak

Türkiye'nin, 2009'daki mali kredibilitesini arttırmaya yönelik mali disiplin içeren kurallar bütününün, daha sonra, "Kurumsal Mali Sorumluluk" şeklinde yasalaştırılması bekleniyor.

Türkiye'nin kendini mali disiplin kuralıyla bağlamasının, kredibiliteyi artıracağını belirten yetkililer, bunun yatırımcının güvenini de artıracağını vurguluyorlar.

Yetkililer, harcamalarda "üst limitin" bir kural olarak yerleştirilmesinin, sözlü taahhüt yerine "kurumsal bir garanti" sağlayacağını vurguluyorlar.

Uzmanlar, küresel dalgalanmaların olduğu böyle bir ekonomik ortamda, Türkiye'nin ya IMF çıpası ya da kendini bağlayıcı yeni bir mali kural ile çıpa oluşturabileceğini belirtiyor.

Öte yandan, Dünya Bankasının Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeden sorumlu Başkan Yardımcısı Shigeo Katsu, Türkiye'ye gelecek.

Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek olan Katsu, Türkiye ile Banka arasındaki "Ülke İşbirliği Strateji" çerçevesinde görüşmelerde bulunacak.

"Ülke İşbirliği Stratejisi", Türkiye'nin üretim potansiyelini artırarak, rekabet gücünü yükseltecek ve ekonomide önemli yapısal dönüşümleri sağlayacak unsurlar içeriyor.

En büyük miktardaki program kredisi Türkiye’nin

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile hafta sonunda, Gaziantep'e geçmesi beklenen Katsu'nun, burada, GAP Projesi ve Banka destekli diğer projeleri görmesi bekleniyor.

Dünya Bankası, yıllık bazda, dünyadaki en büyük miktardaki program kredisini Türkiye'ye kullandırıyor. Yetkililer, Türkiye'nin bu miktarda bir kredi alabilmesinde, daha önce aldığı proje ve program kredilerindeki başarısının önemli rol oynadığını vurguluyorlar.

Dünya Bankasından toplam 6,2 milyar dolar kredi sağlayan Türkiye, bu yıl da 2,7 milyar dolarlık bir program kredisi almayı planlıyor.

Dünya Bankası ile yürütülen ve 2008-2011 yıllarını kapsayan 6,2 milyar ABD doları tutarındaki Ülke İşbirliği Stratejisi kapsamında, 2008 yılı içinde Dünya Bankasından proje finansmanı amacıyla sağlanan kredilerin tutarı 800 milyon ABD dolarına ulaştı.

Bütçe finansmanında kullanılmak üzere 2008 yılında sağlanan program kredisi tutarı ise 400 milyon ABD doları oldu. Yıl sonuna kadar Banka'dan bütçe finansmanında kullanılmak üzere 1,3 milyar ABD doları tutarında program kredisi sağlanacak.

Ayrıca, 2008 yılı sonuna kadar Dünya Bankasından KOBİ'lerin finansman ihtiyaçları için kullanılmak üzere Hazine garantisi altında 150 milyon ABD doları tutarında bir proje kredisi sağlanması planlanıyor. Böylece, ülke işbirliği stratejisi kapsamında Dünya Bankası'ndan 2008 yılı içinde sağlanacak finansman tutarının 2,7 milyar dolar olacak.

Banka, reform uygulama performansını yeterli bulmadığı ülkelere yeterli miktarda program ve proje kredisi vermiyor.