Avrupa Birliği - Türkiye Mülteci Zirvesi'nde varılan anlaşma kapsamında Ankara'nın vize serbestisi için 72 kriteri yerine getirmesi gerekiyor. 72 kriterin içinde yolsuzluk, Kıbrıs, insan hakları ve Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik gibi hükümeti zorlaması beklenen talepler de bulunuyor.
Schengen anlaşmasına taraf olan 26 ülkenin arasında Romanya, Bulgaristan, Birleşik Krallık, İrlanda, Kıbrıs ve Hırvatistan yok. Diğer ülkelerin tavrı henüz bilinmiyor ancak Birleşik Krallık, anlaşmanın hemen ertesinde “AB’nin bu anlaşması bizi bağlamıyor. Biz Türkiye vatandaşlarından vize istemeye devam edeceğiz” dedi. Öte yandan AB üyesi olmayan Norveç, İzlanda ve İsviçre bu anlaşmaya taraf.
Önümüzdeki hafta AB ülkeleri Türkiye ile imzaladıkları anlaşmayı onaylasa bile, Türkiye’nin Schengen ülkelerine vizesiz girebilmesi için uyması gereken 72 kriter var. Birgün'den Onur Erem'in haberine göre, raporda Türkiye’nin bu kriterleri karşılayıp karşılamadığının “2016 sonbaharında” tekrardan gözden geçirileceği yazıyor.
GKRY değil Kıbrıs
Türkiye’yi en çok zorlayacak madde, muhtemelen vizelerle ilgili olanı. Yol haritasına göre Türkiye’nin vize rejimini AB’nin vize rejimiyle uyumlu hale getirmesi gerekiyor. Bunun ilk adımı Türkiye’nin Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Hırvatistan, İrlanda, Hollanda, Polonya, İspanya ve Birleşik Krallık’a uygulanan vizenin kaldırılması. Bu ülkelerin vatandaşları şu anda sınırda vize alarak Türkiye’ye kolayca girebilse de Kıbrıs vatandaşlarının Türkiye’ye girmesi için internetten e-vize alması gerekiyor. E-vize bölümünde Kıbrıs Cumhuriyeti yerine “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” ifadesi yer alıyor. AB, Türkiye’nin bu isimlendirmeye son verip, tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne adıyla hitap etmesini talep ediyor. Hükümetin bunu nasıl gerçekleştirebileceği ise meçhul.
Vize rejimi
Bir diğer adım ise üçüncü ülkelere uygulanan vize rejiminin değiştirilmesi. Türkiye şu anda AB’nin vize istediği 20 ülkeden vize istemiyor. AB, Türkiye’nin bu ülkelere vize uygulamasını talep ediyor. “Türkiye 89 ülkeye vize uygulamak zorunda kalacak” haberlerinin basında yer almasının ardından Dışişleri Bakanlığı, konuyla ilgili bir açıklama yaparak “vize politikasının AB ile tam uyumlu hale getirilmesi AB'ye tam üye olduktan sonra yerine getirmemiz gereken bir yükümlülüktür” demişti.
Yol haritasına göre Türkiye’nin bu ülkelerle vize serbestisini devam ettirmek için bir yolu var:
Vize serbestisine devam edilecek ülkelerle geri kabul anlaşmaları imzalayarak bu ülkelerin yurttaşlarını kolaylıkla sınırdışı edebilme hakkı kazanmak. Fakat bu tür anlaşmaları imzalayabilmek için karşı tarafı da ikna etmek gerekiyor. Türkiye bu ülkelerin içinde geri kabul anlaşmasına ikna edemediklerine vize uygulaması getirmek zorunda.
Bu yıl yabancı turist gelmemesi nedeniyle krize giren turizm sektöründen “Yurtdışına çıkmak isteyen Türklerden 100 dolar alınsın, böylece yurtdışına çıkmaktan vazgeçerler” gibi çılgın talepleri olan turizm sektöründen ise bu adımın atılmaması yönünde açıklamalar ve baskılar geliyor.
Türkiye’nin eleştirildiği bir diğer konu ise e-vize uygulaması. Türkiye’nin vize istediği bazı ülkelere uygulanan e-vizede insanlar kendi bilgilerini sisteme girerek hızlı bir şekilde vizelerini oluşturabiliyorlar. AB, bu uygulamanın güvenlik açısından doğru olmadığını, vizeye başvuran kişilerin elçilikler tarafından kapsamlı bir araştırmaya tabi tutulması gerektiğini söyleyerek kaldırılmasını istiyor ve ekliyor: “Eğer e-vize uygulaması devam edecekse, gümrük polisleri ülkeye giriş sırasında detalı bir araştırma yapmalı”. Bu da, özellikle Atatürk gibi yoğun havaalanlarında gerçekleştirmesi zor bir talep.
Terörle Mücadele Kanunu
AB’nin bir diğer talebi de Türk hükümetinin muhalefete ve özellikle de Kürtlere karşı kullandığı Terörle Mücadele Kanunu’nun AB standartlarına göre değiştirilmesi.
AB, insanların etnik kökenleri ve ırkları nedeniyle ayrımcılığa uğramasına karşı bir yasa ve Romanların durumunun iyileştirilmesi için bir ulusal eylem planının hayata geçirilmesini talep ediyor.
Kişisel verileri koruma
Bir diğer talep de Türkiye’nin kişisel verilerin korunmasına yönelik Avrupa Konseyi standartlarında bir yasa çıkarması.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, BirGün için yazdığı makalede yasa hakkında şunları söyledi: “Yasa tasarısında kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenebileceği istisnalar o kadar geniş tutulmuştur ki kişisel verilerin korunması bir yana, her türlü kötü kullanım yolu açık hale getirilmiştir”. Bu tasarının ne kadar değiştirilerek tekrar gündeme alınacağı, yasalaşması durumunda AB’nin bunu “Avrupa Konseyi standartlarında” sayıp saymayacağı bilinmiyor.
'Soykırımcılar gelemez'
AB, polis ve yargı alanında da AB ülkeleriyle entegrasyon talep ediyor. AB, raporda “Türkiye’nin suç ve yargı alanlarında AB’den gelen taleplere olumlu yanıt vermesi gerekiyor” diyor ve bu konuda güvence sağlayan bir yasa çıkarılmasını istiyor.
AİHM kararları
Bir başka konu da Türkiye’nin sığınmacılara olan tavrı. AB, Türkiye’nin sığınmacılara iş, barınma, meslek eğitimi, dil kursu ve çocuklar için okul imkanı sağlamasını talep ediyor, Türkiye’nin bugüne kadar attığı adımları yetersiz buluyor. Ayrıca Türkiye’nin bugüne kadar imzalamadığı veya yürürlüğe koymadığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ek protokollerini hayata geçirmesini talep ediyor. AB, Türkiye’de yargının karar verirken AİHM içtihatlarına göre hareket etmesini istiyor.
Yolsuzluk da var
Bir diğer zorlu yasa talebi de, Avrupa Konseyi kurumu olan Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) kararları ve tavsiyelerinin uygulanması hakkında. GRECO kararları içinde siyasi partilerin kampanyalarında gelir ve gider açısından tam şeffaflık, kamu ihalelerine katılan şirketlerin partilere ve partilerle doğrudan/dolaylı ilişki içinde olan tüm kurumlara bağışlarının yasaklanması, kamu görevlilerinin ve aileleri/arkadaşlarının herhangi bir hediye almasının yasaklanması, kamu görevlilerinin siyaseten tarafsız olması ve hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermemesi, bütün bunların denetime açık olması, uymayan parti ve kişilerin etkin bir şekilde cezalandırılması gibi onlarca madde var.