Gündem

Türkiye ve Rusya, 2016'da Montrö Sözleşmesi krizi yaşar mı?

Taha Akyol: 2016 efsanesi sözleşmedeki bazı hükümlerden üretiliyor

09 Aralık 2015 18:58

Uçak krizi nedeniyle Türkiye ve Rusya'nın 2016'da Montrö Sözleşmesi'nde bazı maddeleri değiştirmek için adım atacağı iddialarını değerlendiren Hürriyet yazarı Taha Akyol, "Göreceksiniz, 2016’da Montrö Sözleşmesi’ni feshetmek veya esaslarından bazılarını değiştirmek yönünde bugün alarm verildiği gibi bir kriz yaşanmayacaktır" dedi.

Sözleşmenin 29. maddesindeki "İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık dönemin sona ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, işbu Sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilecektir" ifadesine atıf yapan Akyol yazısında "Halbuki bugüne kadar Stalin Rusya’sı hariç, hiçbir imzacı devlet sözleşmenin feshi için bildirimde bulunmadığı gibi, 'bir veya birkaç maddesinin değiştirilmesi' talebinde bile bulunmadı" ifadesine yer verdi.

Taha Akyol'un Hürriyet gazetesinin bugünkü (9 Aralık 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle: 

 

Montrö ve Boğazlar

 

Lozan efsanelerini biliyorsunuz; Lozan'ın gizli maddeleri varmış ve İsmet Paşa Türk gençlerini futbola alıştırarak maneviyattan uzaklaştırmayı, kadınları devlet memuriyetine alarak ahlakı bozmayı taahhüt etmiş!

Lozan Antlaşması’nın süresi 100 yılmış, 2023’te bitiyormuş, 2023’te başımıza neler gelecekmiş!

Amerika Lozan Antlaşması’nı onaylamamış imiş...

Şimdi de Montrö Boğazlar Sözleşmesi hakkında efsaneler uyduruluyor. Montrö Sözleşmesi her 20 yılda bir gözden geçirilirmiş... 2016’da Montrö’yü değiştirmek için Türkiye’ye çok baskı yapacaklarmış...

Bu efsanelerin peşine güncel politik propaganda lafları ekleniyor.

 

2016’da neler olacak?

 

Göreceksiniz, 2016’da Montrö Sözleşmesi’ni feshetmek veya esaslarından bazılarını değiştirmek yönünde bugün alarm verildiği gibi bir kriz yaşanmayacaktır.

Peki, bu 2016 tarihi nereden çıkıyor?

Montrö Sözleşmesi 20 Temmuz 1936’da imzalandı. Lozan’ın Boğazlarla ilgili eksiğini giderdi.

Gemilere belirli kurallar içinde geçiş serbestisi tanıyan sözleşmede bunun 20 yıl süreli olduğu, yirmi yıl dolmadan 2 yıl önce bildirimde bulunarak fesih istenebileceği hükmü bulunmaktadır. Fesih bildirimi yapılmazsa süre otomatikman uzamaktadır.

Deniz trafiği çok dinamik olduğundan imzacı devletler her beş yıllık süreler sonunda“sözleşmenin bir veya birkaç hükmünün değişmesini isteyebilirler”.

2016 efsanesi bu hükümlerden üretiliyor.

Halbuki bugüne kadar Stalin Rusya’sı hariç, hiçbir imzacı devlet sözleşmenin feshi için bildirimde bulunmadığı gibi, “bir veya birkaç maddesinin değiştirilmesi” talebinde bile bulunmadı.

 

Rusya cesaret edemez

 


2016 yılında böyle bir taleple karşılaşacağımız yolundaki laflar komplo teorisidir. Bunu doğrulayan hiçbir olay yoktur.

Rusya böyle bir talepte bulunamaz mı?

Süresi geçtiği gibi, Rusya veya başka bir devletin isteğiyle Montrö’de değişiklik yapılamaz.

Daha önemlisi, Rusya’nın girişimiyle Montrö ortadan kalkarsa, o zaman Amerikan uçak gemisi Karadeniz’e çıkabilir! Rusya buna cesaret edemez.

Böyle dengeler üzerine kurulu olduğu için Montrö 79 yıldır devam etmektedir, devam edecektir.

 

Boğazlardaki yük

 

1936’da Boğazlardan yılda yaklaşık 5 bin gemi geçiyordu; bugün 50 binin üzerindedir! Yaklaşık 10 bini tankerdir. Kabaca 150 milyon ton petrol ve benzerleri!

Boğazlar üzerinde çok ağır ve tehlikeli bir yük olduğu açıktır. Vahim kazalar da yaşandı.

Buna rağmen Montrö geçerlidir.

Türkiye 1994 yılında, Montrö’yü değiştirmek için değil, geçiş güvenliğini düzenlemek için bir tüzük çıkardı.

Rusya tüzüğe bile şiddetle itiraz etti! Yunanistan ve Karadeniz ülkeleri de eleştirilerde bulundu. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde yapılan müzakereler sonunda bazı maddeleri yumuşatılan tüzük kabul edildi ve hiçbir şikâyet olmadan yürürlükte devam ediyor.

 

Diplomasi okumak

 

Lozan’da Boğazlardaki egemenliğimiz eksik kalmıştı; Boğazlara Türk askeri yerleştirilemiyor, deniz trafiğini uluslararası bir komisyon yönetiyordu.

Avrupa’da faşizmin yükselmesi, İngiltere ve Fransa’yı Türkiye’ye yaklaştırdı. Atatürk ve arkadaşları bu konjonktürü iyi değerlendirdi. İki ay süren müzakereler sonunda, 20 Temmuz 1936’da Mussolini hariç, bütün taraf devletlerce Montrö Sözleşmesi imzalandı.

İki yıl sonra Mussolini de imzalamak zorunda kaldı.

Hatay’ın anavatana katılması ve 19 Ekim 1939’da Türkiye ile İngiltere ve Fransa arasında ittifak imzalanması da aynı konjonktürde sağlanan diplomatik başarılardır.

Bugün dış politika konularını kavramak için mutlaka biraz diplomasi tarihi okumak lazım.