Barajlardaki doluluk oranının yüzde 35’e kadar gerilediği İstanbul’da ‘susuz yaz’ paniği yaşanıyor.Uzmanlar sadece İstanbul’un değil, başta Çukurova bölgesi olmak üzere tüm Türkiye’nin tehlike altında olduğuna dikkat çekiyor
İstanbul’da barajların doluluk oranının yüzde 35 seviyesine inmesi “Bu yaz susuz mu geçecek” sorularına neden olurken veriler tehlike çanlarının sadece İstanbul değil tüm Türkiye için hem de geri dönülemez şekilde çaldığını gösteriyor.
Burcu Ünal'ın Miliyet'te yer alan haberine göre, Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Sıtkı Erduran, Türkiye genelinde 2013 yılı boyunca düşen yağışa bakıldığında hem ortalamaya hem de 2012 senesine göre ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çekiyor. Erduran, “Şu anda kuraklık zaten var. İklim değişikliği ile birlikte devam da edecek” diyor.
Sadece Ege’de artış var
Erduran’ın verdiği rakamlar incelendiğinde durumun vehameti de fark ediliyor. Bu rakamlar ışığında Türkiye geneline bakıldığında, yağış oranında ortalamaya göre yüzde 12.7, geçen yıla göre de yüzde 23.7 oranında azalma olduğu görülüyor. Yağışın ortalamaya göre arttığı tek bölge Ege iken diğer tüm bölgelerde yağış oranlarında ciddi bir azalma yaşanmış durumda. Buna göre, Marmara bölgesinde ortalamaya göre yüzde 9.1, Akdeniz’de yüzde 19.2, İç Anadolu’da yüzde 26.9, Karadeniz’de yüzde 10, Doğu Anadolu’da yüzde 23.2, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yüzde 13 oranında azalma gerçekleşti.
Ege Bölgesi’nde ise ortalama yağış miktarına kıyasla yüzde 11.1 oranında artış görüldü. Şehir özelinde yağış oranlarına bakıldığında da benzer azalma oranlarıyla karşı karşıya kalınıyor. Yağış oranlarında ortalamaya göre en fazla düşüş görülen şehir yüzde 39.3 ile Adana iken onu yüzde 29.7 ile İstanbul takip ediyor. Bu iki şehrin arkasından da yüzde 26.3’lük bir düşüş ile Ankara geliyor.
‘En kötü senaryoya doğru’
Yağış miktarlarında gerçekleşen endişe verici verileri değerlendiren uzmanların, ‘Bunlar daha iyi günlerimiz’ şeklindeki yorumları önlem alınmazsa uzun süreli bir susuzluk ve kuraklığın kapımızda olduğuna işaret ediyor. “Bu veriler aslında iklim değişimiyle ilgili senaryolarla uygun bir yapı gösteriyor, yağış miktarında gittikçe önemli azalmalar olacağını biliyoruz” diyen Sıtkı Erduran şöyle devam ediyor: “Simülasyonlar yağışlarda azalma olacağını gösteriyor. İklim değişikliğine dair farklı farklı senaryolar var ve bizim şu anda yaşadığımız aslında gidişatın en kötü senaryoya doğru gerçekleştiğini gösteriyor. Önemli değişimler söz konusu... Görüyorsunuz kış mevsimindeyiz ve nasıl geçiriyoruz. Bu nedenle kaynaklarımızı çok akıllı ve tasarruflu kullanmak mecburiyetindeyiz. Şanssız ülkeler durumuna düşeceğimiz çok kesin. Suyu israf etmemeliyiz. Bilinçsiz şekilde ele alınan HES’ler oldukça zarar veriyor. Biz yağış açısından sıkıntılı duruma girerken Suudi Arabistan’da yağışlar önemli ölçüde artacak. Onlar şimdiden yerin altında suyu depolamak için baraj projeleri hazırlamaya başladılar.”
‘Programlar yapılmalı’
İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin İncecik de yağışta görülen azalmanın iklim değişikliğinin bir getirisi olduğu görüşünde. Küresel ısınmanın Akdeniz çanağının kuzeyindeki tüm bölgeyi etkilediğine dikkat çeken İncecik, “Bu çok ilginç ve sadece Türkiye’ye has bir durum değil. Güney Fransa, İspanya ve Yunanistan da şu anda aynı durumu yaşıyor. Türkiye’nin ciddi bir sıkıntı çekmesi, İstanbul’un da son yıllardaki en kurak dönemini yaşaması iklim değişikliğinin sonuçlarından biri. Bir aylık yaşığı bir anda bir günde alma riskimiz de var, uzun süre kuraklık çekme riskimiz de. Kaynaklarımızı dikkatli kullanmalıyız. Kamu kurumları ve belediyeler suyun daha az tüketilmesi konusunda eğitim çalışmaları yapmalı. Televizyonlarda da su kullanımı hakkında eğitici programlara yer verilmeli” diyor.
Yağış oranlarında ortalamaya göre en fazla düşüş görülen şehir Adana oldu. İkinci şehir ise yüzde 29.7 ile İstanbul.
‘Suyu arıtarak kullanmalıyız’
İklim değişikliği konusunda uzun yıllardır uyarılarda bulunan sivil toplum örgütü Greenpeace de Türkiye ikliminde ‘en’leri yaşadığımızı belirterek, önlem alınmazsa ciddi sorunlar yaşayacağımız uyarısında bulunuyor.
“İklim değişikliği kuraklığın artmasına, yanlış uygulamalar kuraklığın bizi daha da olumsuz etkilemesine neden oluyor” diyen Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan iklim değişikliği ve kuraklıkla başedebilmek için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Son on yılda hem dünya hem de Türkiye genelinde iklim adına ‘en’leri yaşıyoruz. Özellikle artan kömür ve petrol aramaları ve kullanımı, iklim değişikliğine ve sonucunda da kuraklığa ve afetlere neden oluyor. Bugün Türkiye’de iklim değişikliğinin giderek hızlanmasına sebep olacak 70’in üzerinde kömür santrali projesi var. Bu santrallerin bazıları aynı zamanda soğutma için yer altı sularını kullanıyor. İklim değişikliği kuraklığın artmasına, yanlış uygulamalar kuraklığın bizi daha da olumsuz etkilemesine sebep oluyor. Kuraklıkla baş edebilmek için suyu çılgınca tüketmek yerine, suyu daha evde arıtarak tekrar ve tasarruf yaparak kullanmalı, endüstri ve tarımda da az ama verimli kullanmalı, arıtarak tekrar tekrar geri dönüştürmeliyiz. Endüstri ve enerjide su tüketimini minimuma indirmeli, bu sınırlı ama en önemli kaynağını doğru kullanmalıyız. Doğru bir su yönetimi iklim değişikliğinin yarattığı kuraklık ve afet koşullarına uyum sağlanmasında en önemli adım olacaktır.”