T24 - Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik stres testinden geçtiğini belirterek, ''IMF hadisesi, Türkiye'nin ekonomik testinin çok net bir göstergesi'' dedi.
Bakan Çağlayan, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Türkiye'nin doğru yolda olduğunu ve bunun yapılmış uygulamaların test edilmesi olduğunu söyledi. Çağlayan, ''Yani bizim hükümetimizin 7,5 sene içerisinde ekonomi konusunda almış olduğu tedbirler test edildi ve onaylandı'' diye konuştu.
''IMF ile stand-by anlaşmasının imzalanmaması, Türkiye'nin iç disiplinini etkiler mi'' şeklindeki soru üzerine de Çağlayan, ''Etkilemez'' yanıtını verdi.
Bakan Çağlayan, Türkiye'de gerçekleştirilen mali disiplin, bütçe disiplini ve yapısal ekonomik reformlar sonucunda, dünyanın en büyük küresel krizinden geçerken, IMF'siz bir Türkiye'ye 4 kuruluştan kredi notu artırımı getirdiğini hatırlattı.
''Kendi kendimizi akredite ettik''
''Biz bunu IMF'siz yaptık'' diyen Çağlayan, artık Türkiye'nin IMF akreditasyonuna gerek kalmaksızın, kendi kendini akredite ettiğini söyledi.
Çağlayan, Türkiye'nin mali kuralı getireceğini, bunun bugüne kadar yapılanları kanun haline getirmek anlamını taşıdığını kaydetti ve şöyle devam etti:
''Ne zaman desteklenecek, gelir gider dengesi nasıl olacak, borçlanma nereye kadar olacak, faizler nasıl izlenecek, bütçe açıkları nasıl olacak? Bunların tamamını bir sisteme, bir dengeye oturtuyoruz. IMF'siz Türkiye'nin başarısı, Türkiye'nin kendi kendine bu kararları almasından ve uygulamasından kaynaklanıyor. Bundan dolayı ihtiyaç kalmadı IMF'ye.
Ancak, IMF bizim ortak olduğumuz bir kuruluş, yarın bir gün IMF'ye ihtiyacımız olabilir. IMF'nin çeşitli anlaşma metotları var. Bunlardan birinde onlarla beraber olabiliriz. Hiçbir ülkenin, kuruluşun Türkiye'ye şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın, şunu şuraya vermeyin, şunun karşılığı bunu gösterme, deme lüksü yok.''
''Hala eski Türkiye zannediyor''
Bakan Çağlayan, IMF'nin maalesef Türkiye için çifte standart uyguladığına işaret ederek, bunun çok net şekilde görüldüğünü söyledi.
Küresel kriz ortamında IMF'nin bütün ülkelere, ''Aman iç tüketimi artırın, aman para harcayın, aman insanlarınıza para verin'' dediğini hatırlatan Çağlayan, şöyle konuştu:
''Ama Türkiye'ye döndü, (siz hariç, siz yapmayın) dedi. Kardeşim sen bunu başka ülkeye yaptırıyorsun da bana niye yaptırmıyorsun? Maalesef bu konuda çifte standart uyguladı. Çünkü onlar hala Türkiye'yi eski Türkiye zannediyor. Ama bugünün Türkiye'si mali disiplinli, bütçe disiplinli, borç dengesini net şekilde sağlamış ve titizlik gösteren bir yapıya dönmüş. İşte bundan dolayı IMF'siz olarak, böyle bir kriz ortamında, biz başarı puanımızı yükselten ender ülkelerden olduk. Aslında Türkiye, bu ortamda başarı hikayesi yazmış bir ülkedir.
''İhracatın şekli değiştirmeli''
Devlet Bakanı Çağlayan, yeni ihracat stratejisinin dünya ticaretinde küresel krizle beraber ortaya çıkan negatif gelişmeler sonucu ortaya çıktığına işaret ederek, artık eski metotlarla ticaret yapmanın artık kolay olmadığını söyledi.
''Böyle bir durumda bana ne, biz eski kalıplarla gideriz deme lüksüne sahip değiliz'' diyen Bakan Çağlayan, Türkiye'nin ihracatın şeklini, ürün desenini, ürün çeşitlerini değiştirmek zorunda olduğunu kaydetti.
Bakan Çağlayan, Türkiye'de yeni ihracat stratejisiyle ilk defa 13 yıllık bir program ortaya koyduklarını belirtti.
"24 Nisandan sonra karar vereceğiz"
Çağlayan, ''Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı''nın ABD Dış İlişkiler Komitesi'nden çıkması ve İsveç Parlamentosu tarafından kabul edilmesiyle ilgili soru üzerine, bu ay içinde ABD'ye gerçekleştirecekleri ziyareti ertelediklerini anımsattı ve ''ABD Dış İlişkiler Komitesi'nin almış olduğu bu karar, ister istemez bizi bir yerde frene bastırdı. Gelişmeleri göreceğiz, 24 Nisandan sonra ne yapacağımıza karar vereceğiz'' dedi.
Ticari ilişkinin, siyasi ilişkilerin anahtarı olduğunu vurgulayan Çağlayan, Türkiye'nin ABD'nin 1,6 trilyon dolarlık ithalatı içinde 3,2 milyar dolarlık bir ihracata sahip olduğunu söyledi. Çağlayan, ''Yani okyanusun içinde bir damla. Ama ABD'nin 2009'da 140 milyar dolar olan ithalatımızdaki payı 10 milyar dolar'' diye konuştu.
Bu durumun ticari bazda kime zarar verdiğinin iyi görülmesi gerektiğine işaret eden Çağlayan, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda sadece enerji alanında 120 milyar dolar yatırım yapacak ülke olduğuna ve ABD'deki bir çok enerji firmasının Türkiye'deki yatırımlarla ilgilendiğine dikkati çekti. Çağlayan, ''Türkiye savunma sanayi başta olmak üzere hem alıcı, hem satıcı konumunda. Bunun için bu kararı, tutumu alacak olan ülkelerin hesaplarını çok iyi yapmaları lazım'' dedi.
Çağlayan, ABD yönetiminin buna taraf olmadığını bildiklerini de söyledi.
''Umarım hatadan dönerler''
İsveç gezisinin de iptal edildiğini belirten Çağlayan, İsveç'in AB konusunda Türkiye'ye en fazla destek veren ülkelerden olduğunu anımsattı.
İsveç'in detaylarını bilmediği bir konuda böyle yanlış bir karara gittiği ve ahkam kestiğini ifade eden Çağlayan, ''Umarım hatadan dönerler'' dedi.
Erken seçim ve demokratik açılım
Çağlayan, erken seçimin söz konusu olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine de, Meclis'te çoğunluğun kendilerinde olduğunu belirterek, hiç kimsenin ''erken seçim'' diye bir rüya içine girmemesi gerektiğini söyledi.
Bakan Çağlayan, demokratik açılım sürecine ilişkin bir soru üzerine, bu sürecin Türkiye'ye ''herkesin bildiği ama konuşmaya korktuğu, halının altına süpürdüğü'' şeyleri yeniden konuşma imkanı getirdiğini savundu.
Kendisinin de ''Kürt orijinli'' olduğunu ifade eden Çağlayan, demokratik açılımın AK Parti'nin değil, Türkiye'nin projesi olduğunu vurguladı. Çağlayan, ''Biz konuşulmaya, söylenmeye cesaret edilmeyen konuları gündeme getirdik, pandoranın kutusunu açtık, halının altındaki pislikleri ortaya çıkardık. Ne kadar daha saklayacağız?''diye konuştu.
Demokratik açılımın Türkiye'ye ciddi yararları olacağı kanaati bulunduğunu belirten Çağlayan, ''Eski bir ülkücü olarak bunları söylüyorum'' dedi.