'Türk Akımı' olarak anılan enerji projesi nedeniyle yeni işbirliği ihtimalleriyle yıla başlayan Moskova-Ankara ilişkileri, Türkiye'nin Rus uçağı düşürmesinin ardından tarafların çeşitli suçlamalar yönelttiği ve işbirliğinin daraltıldığı bir formata evrildi.
Sputnik, 2015'in Rusya-Türkiye ilişkileri açısından önem taşıyan olaylarını derledi.
2015, Türkiye ve Rusya arasındaki ‘stratejik’ ilişkilerin işareti olarak da değerlendirilen Akkuyu Nükleer Santrali'nin temelinin atıldığı yıl oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yıl içinde üç kez bir araya geldi. Bu görüşmelerin ardından 'dış politikadaki görüş ayrılıklarına rağmen ticari işbirliğine devam' mesajları verildi. Nitekim Putin'in 1915 olaylarının 100. yıl törenleri öncesinde yayınladığı bir mesajda ‘soykırım’ ifadesini kullanması da ciddi bir krize dönüşmedi. Ancak Türkiye'nin kasım ayında Suriye’de teröre karşı mücadele eden bir Rus savaş uçağını düşürmesi ilişkilerin yönünü tamamen değiştiren gelişme oldu.
Rusya-Türkiye ilişkilerinin bir yıllık özeti şöyleydi:
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2014 sonunda Türkiye’ye önerdiği ’Türk Akımı’ doğalgaz boru hattı projesinin genel hatları 2015’in ocak ve şubat aylarında şekillenmeye başladı. Rusya’dan Türkiye’ye, buradan da Avrupa’ya uzanması planlanan boru hattı projesi için heyetler Moskova ve Ankara arasında gidip gelirken, boru hattının geçeceği noktalar da belirlendi. Ancak yılın ilk aylarında anlaşmanın imzalanmasına yönelik somut bir adım atılmadı.
Rus Kommersant gazetesi mart ayında, Ankara’nın ‘Türk Akımı’ anlaşmasını imzalamayı geciktirmesinin nedeninin, Rusya’dan alacağı doğalgaz indirimini garantilemek olduğunu ve bu projeyi elinde koz olarak saklamak istediğini yazdı. Ancak hem Rus hem de Türk yetkililer bu iddiaları reddetti.
Bu arada Rusya’nın ‘Türk Akımı’ anlaşmasının taslağını Türkiye’ye göndermesine rağmen anlaşma ilerleyen aylarda da imzalanmadı. Daha sonraları Rusya tarafından yapılan açıklamalar da anlaşmanın Türkiye’de haziran düzenlenecek genel seçimlerin ardından kurulacak yeni hükümetle imzalanacağı yönünde oldu.
Akkuyu Nükleer Santrali'nde temel atıldı
Türkiye ve Rusya arasındaki ‘stratejik’ ilişkilerin işareti olarak da değerlendirilen Akkuyu Nükleer Santral projesi için Akkuyu Nükleer Deniz Yapıları'nın temeli, 14 Nisan’da dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Rosatom Başkanı Sergey Kiriyenko’nun da katıldığı törenle atıldı.
Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi için çalışmalar 2010 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan anlaşmayla başlamıştı. Proje kapsamında her biri 1200 megavat gücünde dört reaktörün kurulması planlanıyor. Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom yürüttüğü projenin 2022’de tamamlanması öngörülüyor.
'Ermeni Soykırımı' gerilimi
Ermenistan’ın başkenti Erivan’da 24 Nisan’da düzenlenecek olan anma törenlerine katılma kararı alan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, 1915 olaylarıyla ilgili Kremlin’in internet sitesinde yer alan yazılı açıklamasındaki ‘soykırım’ ifadesi tartışma yarattı.
Putin’in 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak nitelendirmesinin ilişkilerde ‘soğumaya’ neden olduğu söylense de bu ‘soğumanın’ krize dönüşmesine izin verilmedi. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu, Rusya’nın ilk defa kullandığı bir ifade değil” dedi ve “Putin böyle bir ifade kullandığı içinse üzgün ve kırgınım” diye ekledi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da 1915’e bakış farklılığıyla ilgili olarak, Rusya–Türkiye ilişkilerinin etkilenmeyeceğini belirterek, “Ortaklığımızın gelişmeye devam edeceğinden eminim. Çok sayıda ortak projemiz, yani yapacak çok işimiz var” dedi.
Bununla birlikte Erdoğan’ın, Sovyetler Birliği ordusunun Nazi Almanyası karşısında elde ettiği zaferin 70. yıldönümü için 9 Mayıs’ta Moskova’da yapılacak kutlamalara davetli olmasına karşın katılmaması, Putin’in ’soykırım’ demesinin ‘ilişkilerde yol açtığı soğumanın kendini belli ettiği’ şeklinde yorumlara da neden oldu.
Putin ve Erdoğan 2015’teki ilk bire bir görüşmelerini, Avrupa Oyunları’nın açılış töreni için gittikleri Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 13 Haziran’da gerçekleştirdi. İki liderin buradaki görüşmesi kapalı kapılar ardında 1.5 saat sürdü.
Daha sonra Kremlin, Putin ve Erdoğan’ın ’Türk Akımı’ ve Akkuyu nükleer santrali gibi ortak projelerin yanı sıra Suriye ve Ukrayna’daki son durumu da ele aldığını aktardı. Kremlin’in açıklamasında, karşılıklı ticaret hacminin 2020’ye kadar 100 milyar dolara çıkarılması hedefinin iki ülke için de hala geçerli olduğu belirtildi.
Erdoğan Moskova'da
Vladimir Putin, 23 Eylül’de Tayyip Erdoğan’ı Kremlin Sarayı’nda ağırladı. Erdoğan, Rusya’ya Moskova Ulu Camii’nin açılışı için gitmişti.
Rusya’nın en büyük yazarlarından Lev Tolstoy’dan alıntı yapması ve ziyaret ettiği ülkeyi ’farklı inanç ve kökene sahip insanların barış içinde bir arada yaşamasına önemli bir örnek’ olarak nitelendirmesi, Erdoğan’ın cami açılışındaki konuşmasında dikkat çeken noktalardandı.
Diğer taraftan Putin ve Erdoğan, açılışın ardından Kremlin Sarayı’nda 2.5 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası yapılan açıklamalarda ise ‘dış politikadaki görüş ayrılıklarına rağmen işbirliğine devam’ mesajı verildi. Nitekim Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Suriye’de yaşananların her iki tarafı da kaygılandırdığını aktardı.
Kremlin’deki görüşme sırasında, Rusya liderinin, Türkiye’de 1 Kasım’da yapılacak erken genel seçimler için ‘Erdoğan’ın partisine’ başarılar dilemesi ilgi çekti. Putin, başarı dilemekle kalmadı, seçimlerin ardından, AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olması nedeniyle Erdoğan'ı telefonla arayarak tebrik etti.
Rusya'nın Suriye'ye hava operasyonlarına başlaması
Rusya, Suriye devletinin talebi üzerine bu ülkede terörist grupların elinde olan alanlara 30 Eylül’de hava saldırıları düzenlemeye başladı. Rus hava güçlerinin saldırılarının hedefinde IŞİD’in yanı sıra El Nusra ve Ahrar’uş Şam gibi El Kaide bağlantılı örgütlerin de olduğu belirtildi.
Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarına Türkiye’den ilk tepki Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Dönemin Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu Rusya'nın Suriye'de başlattığı hava operasyonlarını 'kaygı verici' olarak niteledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise 2 Ekim’de katıldığı bir televizyon programında, Rusya’nın Suriye’de ‘ılımlı’ muhalifleri vurduğunu iddia etti. Rus yetkililer ise Suriye’de muhalif güçleri vurduklarını reddetti ve hedeflerinde sadece terörist grupların olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan Türkiye’den Rusya’nın hava saldırılarına gelen dikkat çekici tepkilerden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınkiydi. Erdoğan 3 Ekim’de yaptığı bir açıklamada, Rusya’nın Suriye’ye sınırı yokken bu ülkeye müdahalede bulunmasına anlam veremediğini söyledi. Erdoğan’ın yaklaşımı hayli ilginçti: “Rusya'nın Suriye'ye bir sınırı yok. Rusya neden bu denli bu işin içerisine giriyor?”
Hava sahası ihlalleri
Türkiye Dışişleri Bakanlığı 5 Ekim’de, Rusya'ya ait bir savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. Hava sahası ihlalinin 3 Ekim’de Hatay’ın Yayladağı bölgesinin güneyinde gerçekleştiği belirtildi.
Olay üzerine Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov Dışişleri’ne çağrıldı. Dönemin Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nun da ihlal üzerine Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'u aradığı ve Türkiye'nin rahatsızlığını ilettiği açıklandı.
Rusya Savunma Bakanlığı Türk hava sahasının ihlal nedenini hava koşullarına bağladı. Bakanlık Sözcüsü İgor Konaşenkov da hava sahası konusunda yeni sorunlar olmaması amacıyla Türkiye ile görüşmeler sürdürüldüğünü söyledi.
Diğer taraftan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da hava sahası ihlalinin nedenlerini izah ettiği bir röportajında, olayın arkasında 'başka şeyler' aramanın anlamlı olmadığına dikkat çekti: "Arazi ve iniş rotasının topografisi nedeniyle belli hava koşullarında görüş mesafesi o kadar düşüyor ki, Türkiye hava sahasına çok kısa sürelerle geçiş meydana geliyor. Gerekiyorsa Türk meslektaşlarımızla diyaloğu sürdürürüz, ama bunun gerisinde başka şeyler aramanın anlamı yok.”
Bununla birlikte Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu da bir televizyon programında, hava sahası ihlali üzerine Rusya’yla gerekli diplomatik girişimlerde bulunulduğunu belirtip, Rus yetkililerin olayın yanlışlıkla gerçekleştiğini kendilerine ilettiğini söyledi.
Daha sonraları Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, hava sahası ihlali nedeniyle Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dilediğini de aktardı.
Putin'den 'IŞİD'i finanse eden ülkeler' açıklaması
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yılın üçüncü görüşmesini Antalya’daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında 15 Kasım’da yaptı.
Erdoğan'la Putin'in yaptığı bir saatlik görüşmede öne çıkan konu IŞİD ile mücadele ve Suriye sorununun siyasi çözümü oldu. Görüşmenin içeriğine dair ayrıntılı bir açıklama yapılmasa da iki liderin Türkiye–Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin 6. toplantısı için 15 Aralık'ta Rusya'da bir araya gelmesine karar verildi.
Bu arada Putin'in G20 Liderler Zirvesi'nde yaptığı bir açıklama da, Rusya'nın Suriye'de hava operasyonlarının yanı sıra keşif uçuşlarına başlamasından bu yana bu ülkedeki petrol kaçakçılığına dair topladığı verilerin de habercisiydi. "G20'de IŞİD'i finanse eden ülkeler var " diyen Putin, şöyle devam etti: "Teröristlerin yasadışı petrol ticaretinin boyutlarını ortaya koyan, uzaydan ve uçakla çekilen fotoğrafları meslektaşlarımla paylaştım. Petrol yüklü konvoyların uzunluğu onlarca kilometreyi buluyor."
Türkiye ise G20'nin dönem başkanı olmasına rağmen bu suçlamaya yanıt vermemeyi tercih etti.
Rus savaş uçağı düşürüldü
Türkiye, 'hava sahasını 17 saniye süreyle ihlal ettiği' gerekçesi ile Suriye'de terörist gruplara hava saldırıları düzenleyen bir Rus savaş uçağını düşürdü. Türkiye'den gelen ilk resmi açıklama kafa karıştırıcıydı. Anadolu Ajansı (AA) Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına dayandırdığı ilk geçtiği haberde uçağın Su-24 tipi Rus uçağı olduğunu kaydetti. AA daha sonra abonelerine geçtiği haberde ise düşürülen uçağın "Rus uçağı olduğunun tahmin edildiğini" aktardı. Türkiye Genelkurmay Başkanlığı ise yayınladığı açıklamada, ‘milliyeti bilinmeyen bir uçak’ ifadesini kullandı. Bu ifade daha sonra Türkiye’nin, 24 Kasım kriziyle ilgili resmi tezi haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ilk bilgilerin aksine, ‘milliyeti billinmeyen bir uçak’ ifadesini kullanmayı tercih etti.
Rusya'nın uçağın kendisine ait olduğunu açıklamasının ardından Türkiye’nin NATO'ya toplanma çağrısı yapması ise Moskova tarafından ‘anlaşılmaz’ bulundu.
Rusya'dan gelen ilk açıklama ise temkinliydi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitri Peskov, uçağın düşürülmesinin 'çok ciddi bir olay olduğunu' ancak ayrıntılı bilgi alınmadan bir şey söylenemeyeceğini kaydetti.
Uçağın düşürülmesinden birkaç saat sonra Rusya lideri Putin, Kremlin'de düzenlenen bir basın toplantısında Türkiye hükümetini 'IŞİD'i korumakla' suçladı. "Terörün işbirlikçileri tarafından sırtımızdan bıçaklandık. IŞİD'in kontrol ettiği bölgelerden petrol ve petrol ürünleri Türkiye'ye gidiyor" ifadelerini kullanan Putin, "NATO'nun IŞİD'in çıkarlarına hizmet etmesini mi istiyorsunuz?" diye sordu.
Putin: Bugünkü trajik olayların Rusya-Türkiye ilişkileri üzerinde ciddi sonuçları olacak
Rus savaş uçağının Türkiye sınırının 4 km uzağında düşürüldüğünü ve Türk hava sahasını da ihlal etmediğini vurgulayan Putin, "Pilotlarımız hiç kimseyi tehdit etmiyordu. Bugünkü trajik olayların Rusya-Türkiye ilişkileri üzerinde ciddi sonuçları olacak" ifadelerini kullandı. Nitekim Putin'in dediği oldu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov aynı gün kameraların önüne geçerek önceden planlanan Türkiye ziyaretini iptal ettiğini söyledi ve vatandaşlarına Türkiye'ye gitmeme çağrısı yaptı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Rusya'yı IŞİD'in bulunmadığı bölgelerde Türkmenleri bombalamakla suçladı ve ülkesinin kendi hava sahasını korumaya hakkı olduğunu iddia etti.
Rus yetkililerin birbiri ardına Ankara'dan resmi özür beklediklerini belirtmeleri sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan 26 Kasım'da CNN'e verdiği bir mülakatta Rusya'dan özür dilemeyeceklerini söyledi.
Erdoğan: Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı davranırdık
Erdoğan, France 24 kanalına verdiği bir röportajda ise uçağın düşürülmesinden Putin'i aradığını fakat yanıt alamadığını aktardı. Erdoğan'ın bu röportajında "Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı davranırdık" demesi de dikkat çeken bir diğer nokta oldu.
Rusya Savunma Bakanlığı 26 Kasım'da Türkiye'yle askeri işbirliği kanallarının tümünün askıya alındığını açıkladı. Acil durumlarda ordular arasında irtibatı sağlayan 'kırmızı hat' da askıya alınan iletişim kanalları arasında sıralandı.
Rusya'nın yaptırımları
Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesinin ardından Moskova'dan da Ankara'ya yönelik bir dizi yaptırım geldi:
* Türk vatandaşları için 1 Ocak'tan itibaren Rusya'ya vizesiz seyahat uygulamasının askıya alındı.
* 'Türk Akımı' doğalgaz boru hattıyla ilgili hükümetlerarası görüşmelere son verildi.
* Türkiye'den alınan tavuk, hindi, domates ve elma gibi bir dizi gıda ve tarım ürünü ambargo kapsamına alındı.
* Rus şirketlerinin 1 Ocak'tan itibaren Türk vatandaşlarını işe alması yasaklandı.
* Rusya'dan Türkiye'ye tur paketi satışlarına ve bu ülkeye yapılan charter uçuşlarına yasak getirildi.
Rusya: Suriye’den yasadışı şekilde satılan petrolün ana güzergâhı Türkiye
Rusya Savunma Bakanlığı 2 Aralık’ta Suriye'deki IŞİD militanlarının finansal kaynaklarına dair bir basın toplantısı düzenledi. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov, “Suriye’den yasadışı şekilde satılan petrolün ana güzergâhı Türkiye” derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin IŞİD’in yasadışı petrol sevkiyatıyla doğrudan ilişkisi olduğunu söyledi. Savunma Bakanlığı, bu konudaki kanıtların zaman içinde kamuoyuyla paylaşılacağını da duyurdu.
Uçağın düşürülmesi ardından ülkeler arasındaki ilk doğrudan temas 3 Aralık'ta gerçekleşti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bu tarihte Belgrad'da Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Ancak toplantının ardından Lavrov, Türkiye'den 'yeni bir şey' duymadıklarını yani Ankara'nın özür dilemediğini söyledi. Bu arada iki dışişleri bakanının görüşmesi öncesi ya da sonrasında basına görüntü verilmemesi de dikkat çekti.
Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantıları
5 seneden beri ilk kez bu yıl gerçekleşmedi
Diğer taraftan Rusya Devlet Başkanı Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Aralık için planlanan görüşmesi ise iptal edildi. Zira iki lideri Rusya'da bir araya getirecek Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısının gerçekleşmemesine karar verildi. Böylece 2010'dan beri düzenlenen ÜDİK toplantıları 5 seneden beri ilk kez bu yıl gerçekleşmemiş oldu.
Suriye politikasındaki taban tabana zıt tutumlarına rağmen Rusya ve Türkiye, uzun yıllardır ‘ticari işbirliği’ odaklı iyi ilişkiler kurmayı başarmış, çok sayıda ortak projede anlaşma sağlanmıştı. 24 Kasım 2015 tarihi ise iki ülkenin ‘ticari işbirliği esastır’ yaklaşımını terk ettikleri, bundan sonra ilişkilerin nasıl gelişeceğine dair belirsizliğin hakim olduğu dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.