Söyleşi

"Türkiye mutabakatla Gazze ablukasını tanıdı; Hamas'ın askeri faaliyetlerde bulunmaması dışında her şey aynı"

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için varılan mutabakat yarın imzalanacak

27 Haziran 2016 18:33
Miray Tamer

31 Mayıs 2010'da 9 Türk'ün hayatını kaybettiği Mavi Marmara baskınının ardından Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için varılan mutabakatın detaylarıyla ilgili olarak konuşan emekli bir diplomat, "Türkiye mutabakatla Gazze ablukasını tanıdı, abluka devam ediyor" dedi. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yıl sonuna kalmadan normalleşeceğini belirten diplomat, T24’e yaptığı açıklamada "Hamas'ın Türk topraklarından askeri faaliyetlerde bulunamaması dışında, her şey aynı kalacak. Hamas Türkiye'deki karargâhını koruyacak, İsrail, Türkiye'nin Hamas yönetimindeki Gazze'ye yardımını kolaylaştıracak" ifadesini kullandı.

Başbakan Binali Yıldırım, İsrail ile imzalanacak mutabakat metninin detaylarını şöyle paylaşmıştı:

"Anlaşma kapsamında Mavi Marmara baskınında hayatını kaybedenler için 20 milyon dolar tutarında tazminat ödenecektir"

"Cuma günü ilk gemimiz Aşdod Limanı’na 10 bin tonu aşkın insani yardım götürecektir" 

"Bu mutabakatla birlikte İsrail’le ilişkiler normalleşmiş oluyor. Mavi Marmara’yla Gazze başta olmak üzere topyekun ambargo Türkiye’nin öncülüğünde büyük ölçüde kalkmış oluyor, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi şartı getiriliyor. En önemlisi de İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi sağlanmış oluyor" 

İsmini vermek istemeyen diplomatın T24'e yaptığı açıklamalar şöyle:

-Türkiye ile İsrail arasında, ilişkilerin 'normalleşmesi' adına mutabakat imzalandı. Öncelikle bu mutabakat beraberinde neleri getirecek? Filistin nasıl etkilenecek?

Türkiye'nin ortaya koyduğu 3 şart karşılandı. En önemlisi tazminatlar verilecek. Bugüne kadar hiçbir konuda geri adım atmamış olan İsrail'in bu noktaya getirilmiş olması büyük bir başarıdır. Normalleşme süreciyle birlikte işbirliği alanları da ortaya çıkacaktır. Enerjinin bunlardan bir tanesi olduğunu görüyoruz. Bu konuda müzakere başlatılacaktır.

Türkiye için önemli olan bu anlaşma ile Gazze'de yaşayan 2 milyon insanın hayatını daha iyi hale getirilmesiydi, anlaşmayla Türkiye'ye tanınan ayrıcalık var. 2 milyon Filistinli'nin günlük yaşamını daha kaliteli hale getirilmesi çok önemli Buralarda altyapı tamamen yok edilmiş durumda. Bu konuda önemli bir mesafe alındı. 

-"Türkiye mutabakatla Gazze ablukasını tanımış oluyor" tezi geçerli mi?

Tamamen geçerli, abluka devam ediyor. Türkiye, ablukayı tanıdı. Netanyahu'nun "Denizden sürüyor" açıklaması ve Binali Yıldırım'ın "Büyük ölçüde kaldırıldı" sözü aslında aynı anlama geliyor. İki ülke başbakanı da söylemesi gerekenleri, daha önceden belirlenmiş metinleri okudu. Daha fazlasını veya daha azını söyleyemezlerdi. 10 bin tonluk yardımın ise önemi tamamen sembolik. Ambargonun hafifletildiğini gösteren bir çıkış. 

-İsrail, doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya transfer edilmesinden iki ülkenin kazanımları ne olacak?

İsrail'in, doğalgazı Türkiye üzerinden göndermesi için aslında mutabakata gerek yoktu, ekonomi anlaşmalarıyla da bu yapılabilirdi. Ancak Türkiye biraz daha kârlı çıkar bu doğalgazın transfer edilmesiyle, pazarda daha etkili daha gelecek. İsrail'den gelmesi muhtemel gazın ne kadarının iç piyasada kullanılıp ne kadarının Avrupa'ya gönderileceği gibi konular süreç içinde netleşecektir. Ben, İsrail ile Türkiye'nin anlaşmasını Rusya'yı dışarıda bırakan bir yaklaşımla değil, aksine Türkiye-İsrail-Rusya diyaloğu üzerinden okunması gerektiği kanaatindeyim. Rusya'nın Suriye konusunda sahaya inmesi ve İsrail'den Türkiye'ye gelmesi muhtemel bir doğalgaz boru hattının geçiş noktalarındaki Rusya etkinliği unutulmamalı. Yine de dediğim gibi, bu iş birliğinin yapılması için mutabakat zorunlu değildi. 

-Netanyahu açıklamasında mutabakatla ilgili olarak, "Türkiye topraklarından İsrail'e yönelik terörist faaliyetlere izin verilmeyecek" dedi, Başbakan Binali Yıldırım'ın ise "Hamas ofisleri kapatılmayacak" çıkışı var. Bu ne anlama geliyor?

İlişkilerin normalleşmesi adına iki ülkenin de birbirlerine güvence vermesi ve kendi çıkarlarını da bu kapsamda koruması gerekiyordu. Yapılan açıklamalar ise aslında oldukça açık. İlişkilerin normalleşmesi adına iki ülkenin de birbirine güvence vermesi ve kendi çıkarlarını da bu kapsamda koruması gerekiyordu. Hamas'ın Türk topraklarından askeri faaliyetlerde bulunamaması dışında, her şey aynı kalacak. Hamas Türkiye'deki karargâhını koruyacak, İsrail, Türkiye'nin Hamas yönetimindeki Gazze'ye yardım etmesini kolaylaştıracak.

-İsrailli askerlerin Türkiye'deki yargı sürecinin mutabakatla sona ermesi mümkün mü?

Mavi Marmara’nın arkasındaki İHH ve benzer topluluklar bu davalarda ısrarcıydı. Ancak ölümlerden sorumlu İsrail askerlerine bu konuda dava açılamayacak. Mutabakat bunu öngörüyor.

-Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek? 

Mutabakat ilk olarak Türkiye'de Meclis'te İsrail'de de kabinede onaylanacak. Normalleşme süreci de karşılıklı olarak ilişkilerin büyükelçiler seviyesine çıkarılmasıyla başlayacak. Sonrasında enerji ve istihbarat alanlarında üst düzey görüşmeler de sağlanacaktır. İsrail de Türkiye de duygusal ülkeler, ilişkilerin hemen normalleşmesi beklenemez. Ancak şunu söyleyebilirim ki büyükelçilerin atanmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler yıl sonuna kadar normalleşir.

-Filistin konusunda 6 yıl öncesine dönüldü denebilir mi? 

6 yıl öncesine dönüldü denemez, ancak fiilen büyük bir fark olmayacak. Mutabakatla birlikte Türkiye'nin yeniden Filistin konusunda söz sahibi olmasının önü açılacak. Konuyla ilgili taleplerini daha kolay iletebilecek. Gazze halkının en acil ihtiyaçları olan elektrik ve içme suyu sorununun çözüme kavuşturulacak. Verilen elektrik ve su miktarının artırılacak ve yeni santraller yapılacak. Bu Filistin halkı açısından ilk etapta önemli bir adım. Filistin'in geleceği için yeni bir süreç başladı. 

-İki ülke arasındaki ilişkiler nasıl bir boyut alacak?

En önemlisi bugüne kadar basına verilen demeçler ve istihbarat dışında hiçbir şekilde diyalog kurmayan bakanlar, yetkililer bir araya gelecek. Soğuk ilişkiler yerini yüz yüze konuşmaya bırakacak. "İki ülke ortak bir bakış açısı geliştirebilir" anlamına geliyor bu. 

-'Ortak bakış açısını' açalım mı? Ne gibi ortak bakış açısı?

Aklınıza gelebilecek her konuda ortak bir bakış açısı sağlanabilir. Dediğim gibi, bakanların, yetkililerin yüz yüze görüşmesi iki ülkenin birbirini sorun yaşanan konular hakkında anlamaya başlayacak. Türkiye ile İsrail arasında sağlanan mutabakat dünya için de önemli. Bölgede istikrarsızlığın hakim olduğu bir dönemde böyle bir mutabakat yapılması, bölge ülkeleri için de önemlidir. Örneğin İsrail, Suriye konusunda Türkiye ile birlikte hareket etmeye başlayabilir, anlaşmalar yapılabilir. 

-Türkiye ve İsrail halkları, özellikle Mavi Marmara'dan sonra yapılan bu mutabakata nasıl tepki verir?

6-7 yıllık süreçte yaşanan o krizler döneminde ortadan kalkan güvenin bir an önce kurulması gerek. İki ülkenin de kamuoyu tarafından desteklenmesi lazım. Türkiye kamuoyunda bir hassasiyet var, ben de şahsen biliyorum bunu. Bu anlaşmayla ayrıcalıklı hale gelen Türkiye Aşdot Limanı'nı kullanabilecek. Mısır yerine bu yolun kullanılması işi kolaylaştırıyor. Bu süreç hızlı bir şekilde başlayacak öyle anlaşılıyor. İsrail ve Türkiye halklarının hafızası kısa sürelidir, alınan olumlu sonuçlarla birlikte bu sorunlar da aşılacaktır.