Ekonomi

Türkiye IMF’den 8.8 milyar dolar alabilir

IMF’nin kuracağı likidite fonu gelişmekte olan ülkelerin IMF kotasının 5 katına kadar borçlanmasına imkan verecek. Türkiye'nin payına 8.8 milyar dolar düşebilir.

25 Ekim 2008 03:00
Arjantin ve Brezilya, son küresel fırtınada ağır darbe yiyince IMF’nin kapısını çaldı ve gelişmekte olan ülkeleri uçurumun kenarından alacak, piyasaları toparlayacak bir formül bulunmasını istedi. IMF de gelişmekte olan ülkelerin IMF kotasının 5 katına kadar borçlanmasına imkan verecek bir planı şekillendirmeye başladı. Şayet fon oluşursa, Türkiye de bu fondan 8.8 milyar doların üzerinde bir kredi kullanabilecek.

Dış açığa rağmen Türkiye’nin IMF nezdinde sicili iyi

IMF yeni fon üzerinde çalışıyor

Başta Arjantin olmak üzere Brezilya, Rusya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan ağır kayıplar IMF’nin devreye girmesine neden oldu. Arjantin ve Brezilya’dan gelen talep doğrultusunda IMF, yeni bir likidite fonu için kolları sıvadı. Söz konusu likidite fonu sadece gelişmekte olan ülkelerle sınırlandırılacak. Türkiye de gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer aldığı için oluşturulacak bu fondan kotasının 5 katı kadar pay kullanabilecek.

Dün Washington’da Reuters Haber Ajansı’na konuşan bir IMF yetkilisi, söz konusu planı doğruladı ve “Üye ülkelere IMF’deki kotalarının 5 katı kadar kredi verebileceğiz. Bu talebi karşılayacak kadar kaynağımız var” dedi.

IMF üyesi ülkelerin kurumdaki kotaları “Özel Çekme hakkı” (SDR) adı verilen kaydi bir para birimi üzerinden belirleniyor. Türkiye’nin kotası halen 1 milyar 191 milyon SDR. Dünkü çapraz kurlara göre 1 SDR, 1.488 Amerikan doları yapıyor. Yani IMF nezdindeki Türkiye’nin kotası dolar bazında 1 milyar 772 milyon dolar seviyesinde. Bunun 5 katı ise 8 milyar 861 milyon dolar ediyor.

IMF anlaşması olmadan

Türkiye piyasalarında iş dünyası halen IMF ile bir ihtiyati stand-by yapılmamasından şikayet ederken, IMF’nin Türkiye’nin talebini beklemeksizin böyle bir fonu oluşturması büyük bir adım olarak gösteriliyor. Türk hükümeti IMF ile anlaşmada nazlansa dahi, herhangi bir anlaşma ile kendini angaje etmeden 8.8 milyar dolarlık fondan kredi çekme şansı yakalayabilecek. Bu da hızlı sıcak para çıkışının olduğu, doğrudan sermaye yatırımlarının bıçak gibi kesildiği bir ortamda Türkiye’nin rahat nefes almasına yardımcı olacak.

IMF’de çok yoğun tempo

Uluslararası Para Fonu, son küresel krizde çok önemli roller almış görünüyor. IMF’nin gelişen ülkelerin dolar talebini de karşılamak üzere swap kolaylığı sağlayan bir başka formül üzerinde de çalıştığı öğrenildi. Söz konusu swap kolaylığı iyi yönetilen ancak küresel çalkantı nedeniyle kredi bulmakta zorlanan üst düzey gelişmekte olan ülkelerin kullanımına sunulacak. Bu düzenlemelere 'likidite destek kolaylığı' adı veriliyor. Uygulama ile ülkeler kendi yerel para birimlerini IMF’ye vererek karşılığında dolar talep edebilecekler.

En yüksek pay Rusya’nın olur

IMF nezdinde halen 313 milyar dolarlık bir kota bulunurken, gelişmekte olan ülkeler bu kotaların yaklaşık yüzde 16’sını kapsıyor. IMF’nin kota dağılımına bakıldığında gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek payın 8 milyar 846 milyon dolarla Rusya’ya ait olduğu görülüyor. Yani Rusya şayet fon kurulursa IMF’den istediği takdirde 44.2 milyar dolara kadar kredi kullanabilecek.

Rusya’nın hemen ardından en yüksek kota Brezilya’nın Brezilya’nın kotası 4.4 milyar dolar seviyesinde. Bu ülkenin IMF’den 22.3 milyar dolar kredi kullanabileceği anlamına geliyor. Arjantin’in kotası ise 3 milyar 113 milyon dolar seviyesinde. Yani Arjantin de sıkışırsa IMF’den 15.6 milyar dolarlık bir kredi imkanına kavuşmuş olacak. Türkiye’nin IMF nezdindeki kotası ise 1 milyar 488 milyon dolar seviyesinde.

IMF’de mevcut kotalar

Arjantin 2.117 SDR

Brezilya 3.036 SDR

Çin 8.090 SDR

Macaristan 1.038 SDR

Hindistan 4.158 SDR

G. Kore 2.927 SDR

Meksika 3.152 SDR

Rusya 5.945 SDR

G. Afrika 1.869 SDR

Türkiye 1.191 SDR

(Milyar SDR) *1 SDR= 1.488 $

IMF kotaları nasıl belirleniyor?

Kota, IMF için bir çeşit sermaye kabul ediliyor. Ülkeler aslında IMF’yi bir banka gibi düşünecek olursak bu bankanın sermayedarları. Üye ülkeler ekonomik güçleri göz önünde bulundurularak bir formül çerçevesinde bu kotaya katılıyorlar, yani hissedar oluyorlar. Türkiye’nin 5 yıl öncesine kadar IMF nezdindeki kotası 964 milyon SDR seviyesindeydi. 2006 yılı Eylül ayında Çin, Kore ve Meksika ile birlikte artırıldı ve 1 milyar 191 milyon SDR’ye çıkarıldı. IMF Ana sözleşmesi’nin III/2/a maddesi uyarınca her beş yılda bir üye ülke kotalarının gözden geçirimi yapılıyor ve yeni rakamlar belirleniyor.

Aslında kotalar IMF’nin bir ülkeye verebileceği desteğin de limitlerini gösteriyor. Şayet IMF desteği stand-by biçiminde olacaksa o ülkenin kotasının yüzde 100’ünden, süresi uzatılmış fon kolaylığı (EFF) biçiminde olacaksa yüzde 300’ünden fazla olamıyor. Yazılı genel kural böyle olmakla birlikte Meksika krizinden sonra kota ile destek miktarı ilişkisi hızla kopmaya başladı. Asya krizi bu kopmayı yukarılara taşırken Arjantin ve Türkiye krizleri kota ile destek limiti ilişkisini neredeyse tümüyle kopardı. Nitekim Türkiye son stand-by anlaşmasında kotasının neredeyse 7.5 katı kadar kredi kullandı.