T24- Dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius, Türk hisse senetlerinin hâlâ iskontolu işlem gördüğünü belirterek “Düşük borçluluk ile bütçe açığı, güçlü bankacılık sektörü, genç nüfusu ve yüksek büyüme potansiyeli Türkiye’ye yatırımı cazip kılıyor. Ancak en büyük risklerden biri genel seçimden uzlaşamayan koalisyon hükümetinin çıkması” dedi.
Templeton Fonu’nun gelişmekte olan ülkeler fonunu yöneten dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius, Türkiye’nin 2001 yılından bu yana gösterdiği performasını “saygı duyulacak bir başarı öyküsü” olarak nitelendirerek, Türkiye’ye yatırım yapmanın tam zamanı olduğunu söyledi. İngiliz Financial Times gazetesine Türkiye ile ilgili bir yazı yazan Mark Mobius, övgülerin yanında yatırımcıları da uyardı.
Mobius, Türkiye’nin önündeki en önemli risklerden birinin 2011’de yapılacak genel seçimler olduğunu ifade etti. Seçimlerden tek parti iktidarını sona erdirecek bir sonucun çıkabileceğine dikkat çeken Mobius, “Genel seçimlerinden ortaya kararsız bir koalisyon hükümeti sonucu çıkabilir” dedi. Mobius, iç talebin gücünü korumasına rağmen özellikle yaşanan ekonomik sorunların Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, teknolojik gelişim ve bu konudaki reformların hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin büyümeyi destekleyecek yeterli emtia kaynaklarına sahip olmadığının altını çizen Mobius, “Yeterli sermaye birikimi olmaması nedeniyle Türkiye’nin uzun vadeli doğrudan yabancı yatırıma ihtiyacı var. Doğrudan yabancı sermaye girişinde krizle birlikte bir yavaşlama oldu. Bu sorunlar Türkiye’de kronik cari işlemler açığına neden oluyor” şeklinde konuştu.
Türkiye ‘gücüyle’ ayrıştı
Çok sayıda Avrupa ülkesinin yüksek borçluluk nedeniyle zor günler geçirdiği şu günlerde, Türkiye’nin güçlü makroekonomik göstergeleri ve sağlam bankacılık sektörü ile bu ülkelerden ayrıştığına dikkat çeken Mark Mobius, Türkiye’nin 2001 yılından itibaren gerçekleştirdiği yapısal reformların meyvesini yediğine işaret ederek, düşük bütçe açığı ve borçluluğun yanında güçlü iç talebin Türkiye’yi cazip hale getirdiğini vurguladı.
“Bundan 20 yıl önce Türkiye’de görünüm çok da güçlü değildi” diyen Mobius şunları söyledi:
“1990’lı yıllarda, bazı yıllar yüksek büyüme rakamlarına ulaşılsa da makroekonomik dengesizlikler ekonominin büyümesini engelledi. Yüksek enflasyon ve faiz oranları, siyasi istikrarsızlık Türkiye’nin en büyük problemleri oldu. Ancak 2001 yılından sonra hayata geçirilen yapısal reformlar, Türkiye ekonomisinde çok hızlı bir iyileşme sağladı. Sıkı maliye politikaları ve verimlilik artışı milli gelirin yüzde 10’u seviyelerinde bulunan bütçe açığının yüzde 5’lere inmesine neden oldu. 2002’de milli gelirin yüzde 73’ü olan borç stoku da yüzde 45’in altına indi. Döviz kurları daha istikrarlı bir seyir izlemeye başlarken, faizler 3 haneli rakamlardan tek haneli seviyeleri düştü.”
Türk bankaları hâlâ çok çekici
Türk bankalarının şu anda yatırım için “oldukça çekici” olduğuna dikkat çeken Mark Mobius, krizin ardından yaşanan “V” tipi toparlanmanın temelinde güçlü bankacılık sektörünün yattığını kaydetti. Mobius, son dönemde Yunanistan gibi çok sayıda ülkenin yapmaya çalıştıklarını Türkiye’nin yıllar önce yerine getirdiğinin altını çizerek “Gelişmiş ülkelere bakıldığında Türk bankaları hala çok yüksek büyüme potansiyeline sahip. Türk bankalarının aktif büyüklüğü milli gelirin yüzde 89’u civarında. Bu oran Avrupa Birliği’nde ortalama yüzde 320. Ayrıca milli gelirin yüzde 5’i civarında olan mortgage kredilerinin milli gelire oranı da AB’de yüzde 41 seviyelerinde. Son 5 yılda yeni ürünlerle Türk bankaları kredilerini hızlı şekilde artırdı” diye konuştu.
Türkiye’de otomotiv sektörünün bir diğer gelecek vaadeden sektör olduğunu söyleyen Mobius, otomotivde kendi geliştirdikleri tasarımlarla satışlarını her geçen gün artıran Türkiye’nin Avrupalı otomobil ihracatçılarıyla rekabet edebilir hale geldiğini belirtti.
Türk hisse senetleri neden cazip?
- Düşük borçluluk ve bütçe açığı oranı
- Sağlam bankacılık yapısı
- Genç nüfus
- Yüksek büyüme potansiyeli (Şu anda G20’de Çin’den sonra ikinci en yüksek büyüme oranına ulaşıldı.)
- Avrupa’da yaşanan sorunlar nedeniyle ihracat pazarlarını Ortadoğu ve Akdeniz’le çeşitlendiriyor.
- Türk hisse senetleri Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı içine alan EMEA bölgesine göre iskontolu işlem görüyor.
- Düşük faiz ve enflasyon, Türk şirketlerinin değerleme oranlarına henüz yansıtılmadı.
- Güçlü makroekonomik veriler Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltebilir.