Gündem

'Türkiye iç savaşın eşiğinde'

Berliner Zeitung: "NATO ülkesi ve Avrupa Birliği adayı Türkiye iç savaşın eşiğinde bulunuyor ve Avrupa sesini bile çıkarmıyor." İşte Alman basınından özetler...

09 Eylül 2015 02:26


Almanya'nın saygın gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Türkiye'deki yeni şiddet dalgasıyla 7 Haziran seçimleri arasındaki bağa işaret eden bir yoruma yer veriyor:

“Türkiye bir savaşın içinde bulunuyor. Birlikler doğuya konuşlandırılıyor, çok sayıda tabur Kuzey Irak’a giriyor, ölen askerler defnediliyor. Kendisi açısından hayal kırıklığı anlamına gelen 7 Haziran seçim sonuçları ile yeni şiddet arasındaki bağı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisi kurdu. Eğer partisi AKP, anayasayı değiştirmek için gerekli olan 400 milletvekilini alabilmiş olsaydı durum bugün çok farklı olurdu, diyor. PKK’ya karşı bir operasyonla güçlenerek 1 Kasım’da ‘tekrar seçime’ gitme ve AKP için daha iyi bir sonuç alma hesabı ise şimdiye kadar tutmamış gözüküyor.”

Weimar’da yayımlanan Thüringischer Landeszeitung Türkiye'de bir iç savaş tehdidine dikkat çekiyor:

“Yasaklı Kürt yeraltı örgütü Erdoğan hükümetini rahatsız ediyor, özellikle de kasım ayında Türkiye’de yeni bir parlamentonun seçileceği düşünülecek olursa. Son seçimde Kürt partisi HDP, AKP’nin mutlak çoğunluğunu bozdu. O zamandan beri Türklerle Kürtler arasındaki gerilim arttı. Öyle ki PKK yeniden saldırılara başladı ve Türkiye ordusunu tekrar sahaya sürdü. Bir iç savaş tehdidi başgösteriyor.”

Berliner Zeitung, Türkiye'de son dönemde artış gösteren çatışmalara şu satırlarla değiniyor:

"Açıkça söylemek gerekir ki NATO ülkesi ve Avrupa Birliği adayı Türkiye iç savaşın eşiğinde bulunuyor ve Avrupa sesini bile çıkarmıyor. Avrupa şu sıralarda mülteci sorunu ve diğer meselelerle o kadar meşgul ki yanı başında kaynayan kazanı bu kez de tıpkı Suriye'de olduğu gibi görmezden geliyor. Mülteci akını ve IŞİD'in terör hilafeti, bu aptallığın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Eğer Avrupa Birliği aynı hatayı Türkiye konusunda da yaparsa bunun sonuçlarına hâkim olmak mümkün olmayacaktır."

Landeszeitung Lüneburg Türkiye'de yaşanan gelişmelere yorum sayfasında şöyle yer veriyor:

"Aslında Türkiye iki cephede birden savaşıyor. Bir yanda IŞİD diğer yanda Kürtler. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan için gerçek düşman belli. Özünde IŞİD'e yönelik savaş, Kürt sorununu askeri yöntemlerle çözebilmenin bir bahanesi. IŞİD'e yönelik hava saldırıları Türkiye'de pek itibar görmüyor ki bu da binlerce IŞİD taraftarıyla sınırlı değil. PKK'ya yönelik kara harekatıyla, aslında seçimi kaybetmiş olan AKP'ye kasımdaki erken genel seçimlerde muhafazakar dindar oyların kazandırılması hedefleniyor. Ancak bunun sağlanıp sağlanamayacağı belli değil. Erdoğan daha çok, Kürtlerle uzlaşma konusunda elde ettiği tarihî başarıyı bir kan gölünde boğuyor. Bu durum uzun vadede Türkiye'nin siyasal ve ekonomik istikrarını tehlikeye sokacaktır."

Almanya'nın gündemini aylardır meşgul eden sığınmacılar konusu Die Welt'in yorum sütunlarında yeniden ele alınıyor:

"Avrupa içindeki farklılıkları anlatacak en etkili kavram şu iki kelimede 'Ben olmadan'. Kıtanın doğusunda demokrasi kültürü yeni oluşan genç devletler Batı'dakilerin 1950'lerde yaşadıklarını yaşıyorlar. Yani yaygın bir 'Ben olmadan' kültürü söz konusu. Hükümetleri Irak ve Afganistan'daki çok uluslu operasyonlara katılsa da halk daha çok pasif kalmayı tercih ediyor. Örneğin Çekler 'Aslan Asker Şvayk' tipi olmak isterken 'savaşçı' Polonya'da da şüphecilik ve red hâkim. O zamanlardan kalan bu 'ben olmadan' davranışı şimdi bir bumerang gibi geliyor. Ufku biraz daha genişletmek ve açıklık bu tartışmalara iyi gelecektir."

Süddeutsche Zeitung'un yorum köşesinde Alman Ordusu'nun piyade tüfekleriyle yaşadığı sıkıntılar ele alınıyor:

"Alman Ordusu G36 piyade tüfeklerini kaldırıp yerine yenilerini alacakmış. Ancak bu konu geçen aylarda olduğu gibi şaşırtıcı bulunmuyor. Savunma Bakanı geçen ilkbaharda silahların kusurlarını açıkça dile getirmiş, tetiğe bastıktan sonra zaptının neredeyse imkansız olduğunu, hatta yeni sürümlerinde bile bu durumun yaşandığını belirtmişti. Şimdi daha mı iyi olacak? Kesinlikle hayır. Ortam o denli zehirlendi ki yeni bir ihale ilanı bile her türlü tartışmayı beraberinde getirebilir. Ya Heckler&Koch firması ihaleyi alır, ki bu durumda 'Bakın yine kendi firmalarından satın aldılar' denilecektir. Ya da bir başkası alırsa, mesela yabancı bir firma, o zaman da 'Bakın bakanlık yerli savunma sanayinin duvara toslamasına göz göre göre izin veriyor' denilecek."