Dünya Sağlık Örgütü'ne göre (WHO), koronavirüsün neden olduğu Covid-19 hastalığına yakalanan her 10 kişiden biri, 12 haftadan sonra hala semptomlarla mücadele ediyor, yani uzun Covid geçiriyor.
Ancak her ülkenin farklı veri toplama politikalarından ve koronavirüsün yeni dalgaları ve varyantlarının etkilerinden dolayı uzun Covid'in henüz tam olarak ülke nüfuslarını ne oranda etkilediği ve neden ortaya çıktığı bilinmiyor.
Türkiye'de uzmanlara göre, uzun Covid henüz sistematik bir şekilde takip edilmiyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, Türkiye'de sağlık sisteminin üzerindeki hasta yükü, sağlık çalışanlarının tükenmesi ve pandeminin ülke genelinde henüz baskılanmamasının, uzun Covid ile mücadele eden hastaların sağlıklı ve sistematik olarak izlenmesini önlediğini anlatıyor.
Uzun Covid tanısı, İngiltere'de Covid-19 semptomlarının enfeksiyon başladıktan 12 haftadan sonra bile devam etmesi ve başka bir sebebe dayandırılamaması halinde konuyor. İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi'nin (ONS) Ekim ayı verilerine göre ülkede şu anda 1,2 milyon kişi uzun Covid semptomları ile mücadele ediyor ve bu insanların yüzde 36'sı bir seneden uzun süredir hasta.
Elbek, "Covid tanısı olan hastalarımın yaklaşık yüzde 10'unda yakınmaların dört haftayı, yüzde 3'ünde ise 12 haftayı aştığını, yani uzun Covid kategorisine girdiğini görüyorum. Ancak Türkiye genelinde henüz oran vermek pek mümkün değil" diye konuşuyor.
Uzun Covid'in en sık görülen semptomları aşırı yorgunluk ve bitkinlik, nefes darlığı, kalp ritminde bozukluk, göğüs ağrıları ve sıkışıklığı, beyin sisi, hafıza ve odaklanma sorunları, eklem ağrısı ve koku ve tat değişiklikleri diye sıralanıyor ve aylarca sürebiliyor. Ancak yapılan araştırmalar yüzlerce başka semptomun da hastalar tarafından dile getirildiğini ortaya koyuyor ve Londra'daki UCL Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre uzun Covid hastalarında 10 organ sistemini etkileyen 200'e yakın semptom oluşabiliyor.
King's College Londra Üniversitesi, Haziran ayında 45 bin kişiyle yaptığı bir çalışmada orta yaşlı kategorisine giren her 6 kişiden 1 tanesinin uzun Covid şikayetleri yaşadığını, genç kategorisinde ise bunun 13'te 1'e düştüğünü tespit etti.
WHO'nun, "Pandeminin Ardından: Uzun Covid'e Hazırlık 2021" raporuna göre uzun Covid, insanların çalışma ve sosyal hayatlarına devam etmesini ciddi oranda zorlaştırıyor ve aynı zamanda ruh sağlıklarını ve ekonomik durumlarını olumsuz etkiliyor.
WHO, bu raporunda insanları yıllarca etkileyebileceği düşünülen uzun Covid'e hazırlık olarak dünya ülkelerinin yenilikçi tedavi yöntemleri geliştirmesi, hastalar için devlet desteği sağlaması, çalışma pratiklerinde reform yapması, yaratıcı veri toplama yöntemleri geliştirmesi ve çok-disiplinli araştırma yaklaşımları oluşturması gerektiğini belirtiyor.
Türkiye'deki durum
Türkiye'de de son dönemde uzun Covid'in zannedildiğinden fazla kişiyi etkilediği ve etkilerinin insanların hayat standartlarını ciddi şekilde düşürdüğü tespit edildi ve bu konuda araştırmalar yapılmaya başlandı.
Göğüs ve Solunum Hastalıkları uzmanı doktorların öncülüğünde kurulan Türk Toraks Derneği, "Covid-19 Pandemi Sürecinde Pulmoner Rehabilitasyon" adlı raporunda koronavirüsün vücudun birçok sistemini uzun süreli etkileyebildiği ve hastalığın çeşitli etkileriyle baş etmek için multidisipliner ve bütüncül bir tedavi yönetim sistemi gerektiğini vurguluyor.
Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Dr. Nurdan Köktürk, Türkiye'de henüz uzun Covid'e ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından genele yönelik bir kılavuz veya tedavi protokolünün geliştirilmediği, sürecin hastaneler, üniversiteler ve derneklerin kendi çalışmaları üzerinden devam ettiğini anlatıyor.
Köktürk, ideal tedavi senaryosunun çok disiplinli, kanıta dayalı ve yakından izleme ve takibin merkezde olduğu bir yöntem olduğunu söylüyor ve devam ediyor:
"Sadece göğüs hastalıkları değil, birçok alanı kapsayan bir bakış açısı gerekiyor, dolayısıyla protokollerle hastaları takip etmek gerekiyor. Nereye bakacağını ve neyden şüpheleneceğini bilmek lazım."
Bu yaklaşıma katılan Osman Elbek de, "Solunum sistemi sorunları için göğüs hastalıkları, hafıza kayıpları için nöroloji, kaygı ve panik atak için psikiyatri ve kardiak sorunlar açısından kardiyoloji bölümlerinin katkısı önemli. Ancak bu hastaların ülkemizde sistematik ve yapılandırılmış olarak takip edildiklerini söylemek mümkün değil" diyor.
'Yaşayan ölü gibiyim'
Türkiye'de Covid'e yakalandıktan sonra semptomları aylarca geçmeyen yüzlerce kişi dertlerine çare bulmak için sosyal medya sayfalarına başvuruyor. Facebook'ta onlarca Covid-19 destek grubunda insanlar tedavi yöntemleri öneriyor, birbirine destek oluyor ve hikayelerini paylaşıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Salim Vuran, bir yıl öncesine kadar Tekirdağ'da emlakçılık yapıyordu. Covid-19'a yakalandıktan haftalar sonra nefes darlığı ve halsizliği bir türlü geçmeyen Vuran, bir yıldır çalışamadığını ve birikimleriyle yaşadığını, bu yüzden ruh sağlığının kötü etkilendiğini ve yaptığı hiçbir şeyden zevk alamaz hale geldiğini anlatıyor ve devam ediyor:
"Doktorlar sprey hava veriyorlar ama faydası olmuyor. Spor yaparak akciğer kapasitemi yükseltmeye çalışıyorum. Yaşama isteğim kalmadı, yaşayan ölü gibiyim. İş düşünemiyorum, şifa bulmak için hastane hastane geziyorum."
Bursa'da özellikle koku ve tat kaybı veya değişimi yaşayanlar için kurulan ve yüzlerce kişiden oluşan bir Telegram grubunun üyeleri doktorların henüz işe yarayan bir tedavi yöntemi öneremediği ve düzgün beslenemedikleri için hem fiziksel hem de ruhsal olarak sağlıklarının bozulduğu anlatıyor.
İstanbul'dan BBC Türkçe'ye konuşan Joel Erikman ise Covid semptomlarının aylarca devam ettiğini, en çok da beyin sisi ve halsizlik yaşadığını anlattı. O dönemde reklamcılık sektöründe çalışan Erikman, çalışmakta çok zorlandığını, 1 saatlik toplantıya katıldıktan sonra 3 saat yatmak zorunda kaldığını anlattı.
Erikman, "İlk 2-3 ay hiç koltuktan kalkamadım, evden çıkamadım. Uzun süre beynimi kullanınca yatak döşek oluyordum" dedi.
- Uzun Covid: İlk deneyler teşhis ve tedavi konusunda umut verici
- Uzun Covid: Kimlerde görülüyor, belirtileri neler, ne kadar yaygın?
- Covid varyantları bağışıklık sistemi zayıf olanlardan mı kaynaklanıyor?
Uzun Covid takip merkezleri
Türkiye'de 2021 yılının başında Sağlık Bakanlığı, Covid-19 geçiren hastaların sağlık durumlarının daha kapsamlı kontrol ve takibi için yeni takip merkezleri düzenlemesini açıkladı ve bunun ardından ülkede birçok hastane polikliniği takip merkezine dönüştürüldü.
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Muhammet Asena, hastanesinde kurulan uzun Covid takip merkezine Mayıs-Kasım 2021 ayları arasında 838 hastanın başvurduğunu ve semptomları 12 haftadan uzun devam edenlerin halk sağlığı yönetim sisteminde kayıt altına alınarak 1,3,6,9, 12 ve 18'inci aylarda kontrole çağırılarak takip edildiğini söyledi.
Asena, çalışmaya devam edemeyen hastaların ise hekimden istirahat raporu alarak işten ayrılabildiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"Kalıcı sekel kalmış ve bu yüzden iş hayatına dönmesi mümkün olmayan hastalar ilgili kurumlardan gelen üst başvuru dilekçeleri ve üst yazılarla yapılan incelemeler sonucunda malulen emeklilik açısından değerlendirilmek üzere kurumlarına bildiriliyor."
Uzun Covid ile yaşamak
Bazı ülkeler uzun Covid ile bağlantılı özel ekonomik destek programları sunuyor. İngiltere'de uzun Covid yüzünden çalışamayanlar 'resmi hastalık ödemesi" ve çeşitli yaşamsal destek ödeneklerine başvurabiliyor.
Türkiye'de henüz uzun Covid için özel bir ekonomik destek programı olmasa da hastaların Sosyal Yardımlaşma ve Destek Vakıfları aracılığıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nca sunulan tematik destek programlarına başvuruda bulunması mümkün.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sözcüsü bakanlığın ihtiyaç sahiplerine destek sağlarken hastalık türünden ötürü sosyal yardım kıstaslarına baktığını ve kişinin hastalığı sebebiyle ihtiyaç sahibi olup olmadığını değerlendirdiğini belirtti.
Henüz Covid-19'un uzun süreli etkilerini yeni keşfettiğimiz bu dönemde ekonomik desteğin yanı sıra hastalıkla mücadele edenlerin deneyimlerinin anlaşılması ve manevi destek sağlanması da önemli olacak.